Kan Ve Ruh Kaybı Varmış!

 Bu adamların en büyük derdi ne diye şöyle bir bakıyorsunuz. Bir numaralı dertleri merkezden gelmesi gereken kaynakları vermemeleri. Kendi belediyelerine verdikleri ölçünün çok çok altında sembolik paralar gönderiyorlar. Ama daha önemli sorun ne biliyor musunuz? Erdoğan’a imza yetkisi vermişler belediye başkanları yurt dışından kredi alıp bir proje yapacakları zaman Erdoğan’ın onun altına imza atması gerekiyor. Çok güzel! Denge ve denetimin olması çok güzeldir ama adam imza atmıyor. Denetlersin “Bak denetledim, buna hayır diyorum, gerekçem de şu. Sen benim yaptığım metronun kilometresinden çok daha pahalıya yapıyorsun”. dersin. Mesela cumhurbaşkanımız çıksın söylesin bunu. Diyebiliyor mu? Diyemiyor çünkü paylarını üstüne koyarak yaptıkları için dünyada yapılan en pahalı otobanları bize kasıyorlar.  Bunları söyleyemedikleri, karşımıza somut bir gerekçeyle gelemedikleri için sadece imzalamıyor. İcraat yapamasın diye imzalamıyor.

İmamoğlu “bizim en büyük derdimiz merkezden para gelmemesi. Gel, milletin gözünden düşmek istemiyorsan bizimle işbirliği yap bu seni halkın gözünde daha da büyütür” diyor. Bir belediye başkanı bir devlet başkanına devlet başkanı ağzıyla konuşuyor. Ekrem İmamoğlu cumhurbaşkanı gibi  Erdoğan da Kasımpaşa’dan dün çıkmış bıçkın bir delikanlı gibi konuşuyor. Cumhurbaşkanımız meydanlara çıkıp “Bu para kandile gitti çalmışlar bu parayı, Kandil’e gönderiyorlar” diyor. Bunu ancak Kasımpaşa fırlaması söyleyebilir, bir devlet başkanı bu ağızla konuşarak muhalefeti şeytanlaştırmaz, terörize edip halkın önüne atmaz. Böyle bir cumhurbaşkanı tarafından yönetildiğimiz için normalleşme şansımız yok, bu ülkede tansiyonun düşme olanağı yok. Cumhurbaşkanı para vermeyerek, projelerin altına imza atmayarak belediyeleri cezalandırıyor.

İlk Defa Seçim Kaybettiler!

İlk defa seçim kaybettiler ülke birbirine girmeye başladı. Van karıştı, belediye başkanlıklarını iptal ettiriyorlar. Az farkla kaybettiklerinin hepsini saydırıyorlar, muhalefetin az farkla kaybettiği yerleri saydırma talebinin hepsini reddettiriyorlar. İşte Körfez örneği. CHP Körfez belediye başkan adayı Tayfun Balıkçı en güzel örnek.

Yahu! Bu muhalefet 22 senedir seçim kaybediyor, bu 22 sene içinde demokrasinin ve hukukun içinde kalarak mücadele etmeye gayret ediyor. İktidar bir kere seçim kaybetti ülkeyi ateşe atmakla tehdit ediyor, hızla illegal çizgiye doğru yol alıyor. Bu kabul edilebilir bir şey değil.

AKP Adıyaman’da Seçimi Neden Kaybetti?

İktidar Adıyaman’da seçim kaybetti. İktidarın kafasını Nemrut dağındaki taşlara gidip vurması lazım. Adıyaman’da AKP’nin seçim kaybedilmesi için ahmaklık tahsili almış olması gerekiyor. Biliyorsunuz, ahmaklık kelimesini kasten kullanıyorum Ekrem İmamoğlu’na bu kelimeyi kullandığı için siyasi yasak getirmeye çalıştıkları için.

Okuyucularım ısrarla Adıyaman’da seçim nasıl kaybedildi diye soruyor bana. Cevabı çok çok basit. Öncelikle göç sorunundan dolayı o bölgedeki insanların hayatları mahvedildi. İkinci neden, sınır ötesi ticaretten dolayı abat olan Adıyamanlılar perişan olduğu için seçim kaybedildi. Üçüncü neden ise orada başta tütün olmak üzere tarımın tamamı öldürüldüğü, yok edildiği için seçim kaybedildi. Adıyaman’dan normal şartlar altında AKP’nin çıkmaması imkansız. Çok muhafazakar bir kent. Muhafazakar değil bakın çok muhafazakar. Ama AKP şehrin ekonomisini öyle mahvetti ki neredeyse yarım asır sonra belki de daha fazla, CHP Adıyaman’da seçim kazandı. Yani ekonomik nedenler yüzünden. Görüyorsunuz değil mi? Ekonomik kriz açlık seviyesine gelince Adıyaman bile vazgeçebiliyor. Biyolojide böyle bir deney var. Fareyi tenekeye yavrularıyla koyup ispirto ocağıyla ısı veriyorlar, yavrularını sırtına alıyor, ispirto ocağını yakınlaştırıyorlar yavrularını atıyor, ispirto ocağını çok yakın tutunca yavrularının üstüne çıkıyor. İşte açlık başlayınca böyle oluyor. Kutsal kitaplarda da var. Hani Kur’an-ı Kerim’de diyor ya, annenin evladını tanımayacağı o günden korkun diye. Ateş o kadar yaklaştığı zaman, telaşı o kadar üst seviyeye çıktığı zaman ki, annelik duygusu en güçlü duygudur, evladını tanımıyor o anda.

Adıyaman işte böyle düştü. Çok acı değil mi? Despot bir rejimle başarının gelmeyeceğini görmeniz için ülkenin iflas edip midelerinizin kazınması gerekiyor. Entelektüel kapasitesi seviyenin çok altında olan toplumlar bazı şeyleri ancak deneyimleyerek yaşayabilirler. Böyle toplumların doktrinlerle, teorilerle entelektüel bilgiyle yol alma yeteneği yok. Ancak bilgi sahibi olan insanlara tepeden bakıp hakaret etmekten başka bir şey bilmeyen, Osmanlı dizileri ile hayatlarını şekillendirmeye çalışan insanların farklı bir tepki vermesini de beklemememiz gerekiyor zaten.

Erken Seçim Konusuna Gelince

CHP, çok başarılı bir seçim koordinasyon süreci arkada bıraktı ve CHP tarihine geçecek bir başarı elde etti. Fakat Özgür Özel “Biz AKP seçmeninin emeklilerinden ve aldatılmışlarından ödünç oy istedik. Dedik ki bize bir ödünç oy verin, nasıl olsa iktidarı devretmiyorsunuz, sadece ve sadece bir yerel seçim bu, gelin bize ödünç oy verin şimdi biz iktidarı yıkacağız dersek onlara ihanet etmiş oluruz” diyor.

Ee bu iktidarı yıkmazsanız, bu iktidarı devirmezseniz, erken seçim talep etmezseniz tüm ülkeye ihanet etmiş olacaksınız. Bu ülkenin kaybedecek vakti yok. Mevcut aktörlerle yönetildiği sürece bu ülkenin normalleşme sürecine girme opsiyonu yok. Ben şundan endişe ediyorum. Biliyorsunuz, milletvekilleri seçildikten 2 yıl sonra özlük haklarına sahip oluyorlar. CHP’li milletvekilleri de özlük haklarına sahip olmadığı için erken seçim talebine çok sıcak bakmayabilirler. Bu hesabın yanlış olduğunu düşünüyorum. CHP’nin eline tarihi bir fırsat geçti, seçimden birinci parti olarak çıktı. Sadece ve sadece yanlış adayla seçime gidildiği için yüzde 1.5 farkla bu ülke teslim edilmemesi gereken bir adama teslim edildi. Bu ülkenin kaybedecek bir 4 yılı daha yok. Neredeyse bir yılını kaybetti, bir yılı bitti.

CHP’nin ivedilikle erken seçim talebi yapması gerekiyor. Bu tarihi seçimini bir blok oluşturarak erken seçimle taçlandırması gerekiyor. Bugün cumhurbaşkanlığı seçimi olsun CHP doğru adayla yarışa girdiği takdirde bu yarışı kesinlikle kazanacağına, sonuç alacağına inanıyorum.

Şunu söyleyenler de var; Er Ryan’ı kurtarmak filminde Normandiya Çıkarmasının yapıldığı sahnede alman askerleri lavlarla yaktıktan sonra bazı Amerikalı askerler ateş etmeye kalkıyor, birisi “Ateş etme bırak yansınlar” diyor. Böyle söyleyenler de var. “Ülke zaten kötüye gidiyor, garantili bir seçim olması için bırak daha fazla kötüye gitsin nasıl olsa buradan CHP çıkar” diyenler de var.

Böyle hesap yapılmaz. AKP bu ülkeyi yönettiği sürece, ki cumhurbaşkanının kendisi de söylüyor. Dün cumhurbaşkanı “Sadece oy değil kan ve ruh kaybı da var” demiş. Tabii ki kan ve ruh kaybı var. Cumhurbaşkanı sarayda yaşıyor, sadece cumhurbaşkanının korumasına aylık 7.4 milyon lira harcanıyor, çevresindeki insanlar lüks içinde yaşıyor, 100 milyar dolarların döndüğü ihaleleri beşli çeteye aktarıyor, altıncı ortağı olmuş. Tabii ki kan ve ruh kaybı var. Erdoğan’ın hiç kimseyi suçlamasına izin vermemeli.  “Tabii ki kan ve ruh kaybı var, bunun baş sorumlusu sensin” diyecek bir kişi çıkmadığı sürece AKP normalleşmeyecek. AKP’nin de normalleşme ve gerçek bir parti kimliğine karışma ihtimali yok.