Demokrasi, özgürlükler, adil bölüşüm ve daha yaşanabilir bir ülke hayalini kurmak adına, son yerel seçimler toplumda bir umut oluşturmuştur. Toplumsal ve paydaşlar açısından, çoğulcu ve katılımcı bir anlayışı içeren, "Türkiye İttifakı" söylemi kitleler nezdinde karşılık bulmuştur. Umudun sorumluluğunu yüklenen CHP yönetimi ve belediye başkanları, bu doğrultuda üstlendikleri sorumlulukların gereğini yapmak ve olası bir erken seçimde iktidar olma şansını iyi değerlendirmek suretiyle kendilerini kanıtlamak fırsatını yakalamıştır.
Kaybedilen Cumhurbaşkanı seçiminden sonra, CHP'de değişim talebini içeren hareket başarılı olmuş; yeni liderlik kadrosu, değişim projesi doğrultusunda partiyi seçime hazırlamıştır. Toplumsal tepkiye cevap vererek, başarılı bir sonuçla, CHP birinci parti konumuna ulaşmış, prestij kazanmıştır.
Son Cumhurbaşkanı seçiminde, başat sorumluluğu olan CHP'nin geçmiş dönem başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu, seçim sonrası, ciddi bir özeleştiri de bulunmadığı gibi, başarısızlık konusunu üstüne almamış, dert edinememiştir. Ayrıca, kendisinden beklendiği üzere; uzun yıllardan buyana sürdürdüğü parti başkanlığını genç kadrolara bırakarak ayrılmadığı gibi, değişim talebine de direnmiş, trajik sonunu hazırlamıştır.
Sayın Kemal Kılıçdaroğlu, parti başkanlığı sonrası da, kendisinden beklendiği gibi, geçmiş dönem başkanı konumu ile yaşantısını devam etmek yerine, siyasete ilgisini sürdürmüş, başarısızlık halinde yeniden partiye genel başkan olmak hayalini kurmaya devam etmiştir.
Yakın günlerde, Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'nun, bu doğrultuda, görsel basında, yaptığı açıklamaları ve örtülü suçlamaları siyasi gündem olmuş, partisi CHP'yi tartışılır kılmış, yöneticileri zan altında bırakmıştır. Ne yazık ki bu siyasi çıkışının kendisine ve partisine hiçbir faydasının olamayacağını, zarar vereceğini anlatacak yakın dost çevresi ve danışmanlarının bulunmadığını da göstermiştir. Bir vatandaş olarak, seçim sonunda, kendisine yazdığım açık mektupta, parti başkanlığını bırakarak, bir bilen konumunda olarak, daha fazla sosyokültürel üretim içinde olmasını, keyifli bir emeklilik sürecini yaşamasını önermiştim. Bu kez ve bir kez daha toplumda karşılığının olmadığını, partide ise, kendisinden gelecek beklentisi içinde olan küçük bir grubun desteğini alabileceği gerçegini görmesi gerektiğini anımsatmak, uyarmak istiyorum. Partisini ve kendisini zora sokacak, halkın geleceğe dönük umutlarına gölge düşürecek siyasi çıkışlardan uzak durmasını, huzurlu bir emeklilik sürecini yaşamasını öneriyorum. Bu duygu ve düşünceler içinde olarak; Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'na, geçmiş dönemde ki hizmetleri için teşekkür ediyor, sevgi ve saygıyla selamlıyor, esenlikler diliyorum.