KOCAELİ GAZETECİLER CEMİYETİ GAZETECİLİK VE DEĞİŞİM ÜZERİNE – 2

22 Eylül 2024 Saat: 19:53
Vacit Çelik
Yine, yeniden merhaba saygıdeğer okurlarımız.

KOCAELİ GAZETECİLER CEMİYETİ

GAZETECİLİK VE DEĞİŞİM ÜZERİNE – 2

Yine, yeniden merhaba saygıdeğer okurlarımız.

Yine yeniden sağlıklı, huzurlu, mutlu ve gökkuşağı güzelliği

bir hafta sonu yaşantınız olsun dileğimle kozmosun tavanı kadar

saygılar sunuyorum.

Geçtiğimiz gün ele aldığım ‘’Kocaeli Gazeteciler Cemiyeti-Gazetecilik

Ve Değişim’’   başlıklı yazımızın bu ikinci bölümü 

Saygı değer okurlarımız, şimdi sizin,

sokaklar, meydanlar, tarlalar, ormanlar

kısacası ülkemiz yangın yeri.

Cukka Koalisyonu eli ile yoksulluk – açlık – işsizlik –

tsunami gibi gelen zamlar  hayat pahallığı zirve yapmış.

Adalet ve eğitim de tuz kokmuş.

Kadın cinayetleri olağanlaştırılmış,

çocuklara evlilik , çocuklara  tecavüz, çocuk cinayetleri 

bu cukka koalisyonu iktidarında yaşamın bir parçası  olmuş.

İç İşleri Bakanlığının TV kanallarında  ‘’ Kara para aklama, vergi kaçakçılığı,

yasa dışı bahis, ve dolandırıcılıkla suçladığı ve savcıların

haklarında  40 yıl ceza istediği çetelere operasyonunu

aylarca  ballandıra ballandıra gösterdiklerinin birkaç ay sonra

serbest bırakıldığı,

bir sokak röportajında

sadece düşüncelerini seslendirdiği için bir cumhuriyet kadının

savcıların jet hızı ile tutuklandığı ve onlarca yıl ceza verilmesi için

saraycı adaletçilerin, yandaş-tetikçi medyanın canla başla 

sinsi – kara senaryolar düzenlediği ,

sendika haklarını kullandıkları için tazminatsız işinden atılan yüzlerce işçinin

haklarını aradıkları alanlarda Emniyet Müdürünün  üzerlerine saldırdığı,

ters kelepçelerle göz altına aldığı,

polisin, jandarmanın patronların güvencesi,

emekçinin kabusu olduğu !!??

Jandarma tarafından göz altına aldığı imamların telefonlarında 

porno  filmlerin çıktığı,

polisimizin bir imamı hayat kadını ile otomobili içinde

cinsel ilişki sırasında yakalandığı,

kuran kurslarında  çocukların  taciz edildiği,

Diyarbakır’da 8 yaşında  bir çocuğun

aile içi ensest ilişkiye şahit olması yüzünden hunharca öldürüldüğü

ve cinayetin bir aydan fazla zamandı

T.C İç İşleri Bakanlığı ve Adalet bakanlığınca aydınlatılmadığı,

Bir aydır  geçmiş, 8 yaşında bir çocuk hunharca katledilmiş,

12 kişi tutuklu gözüküyor, ama  T.C Jandarması- polisi katili bulamamış

ve  TV kameraları önünde  bir gazetecinin 

‘’NARİN ‘’ kızın cinayeti ile ilgili bir sorusunu  yarıda keserek

eliyle ‘’SUS ‘’ işareti yapabilen  İç İşleri Bakanının olduğu,

Aileden sorumlu Bakanlığın 8 yaşındaki bir çocuğun sapık bir aile içinde

hunharca  katledilmesine  karşı bir aydan  fazla zamandır

’DİLSİZ ve GÖR VE SAĞIR’’ kalması

Emperyalist devletlerin beslemesi, tetikçisi, ajan  yuvası,

yüzde bir bile seçmeni olmayan

şeriatçı Hizbullah denilen terörist  sevdalısı HÜLAPAR’IN

AKPMHP güvencesi ile  TV kameraları önünde

Türkiye Cumhuriyetine, ay yıldızlı kızıl bayrağa karşı  olduğunu 

ağızlarından salyalar akıtarak  şov yaptığı

Maliye Bakanının 16 miyonluk makam aracı ile  gezdiği,

Diyanet’in  6 milyon liraya  tuvalet  yenilediği,

Okullarımızın hastalık yuvasına dönüştürüldüğü,

Milli Eğitim  Bakanlığının bütçesini  tarikatlara akıttığı için

Ödenek yollamadığı   Okulların müdürleri de

Okulları şirketleri gibi kullandığı ve velilerden  baskı ile para istediği

(Derince Dumlupınar Ortaokulu’nda 800 öğrenci var.

Okul yönetimi velilerden  ‘’Dolap kiralama ve temizlik ‘’ için !!??

 adeta tehdit  ederek  öğrenci başına 1200 Tl istiyor.

Yani  yaklaşıl bir katrilyona yakın

Nakit para… OLUYORA  AKP MHP Koalisyonunda oluyor )

Açlık sınırının 21 bin

ama emekli maaşının sadece 12 bin 500 lira olduğu,

ev kiralarının  10 binden başlayıp 100 binlere dayandığı

vs..vs..daha nice nice yaşamsal sorunların yaşandığı

AKPMHP Koalisyonu tarafından yaşatıldığı  

sevdalısı olduğumuz ülkemizde

KGC ‘nin gündem  olması da ne iş dediğiniz duyar gibiyim.

Çünkü, ‘’Tarafsız- Bağımsız – İlkeli -  İnançlı – Namuslu- Vatansever  basın

ve gazeteci  ve gazetecilerin örgütü, 

sevdası olduğumuz vatanımızın, Laik demokratik cumhuriyetimizin,

ay yıldızlı kızıl bayrağımızın, özgürlüklerimizin, halkların kardeşliğinin, emeğin

doğanın, herkese eşit  adaletin, tüyü bitmemiş yetim hakkının  güvencesidir

KGC de 1986 yılında  bu kutsal yapının bir parçası olarak inşa edilmişti.

Öyle de kalacak.

***

Bu arada   AKPMHP Koalisyonu   daha önce basın meslek örgütleri

ve hukukçular bu maddeye karşı çıkınca geri çekmek zorunda kaldığı ‘’Etki Ajanlığı ‘’

düzenlemesini  1 ekim de açılacak meclis gündemine getirmeye hazırlanıyor.

Meslektaşlarımızın ortak evi KGC ‘nin söyleyecek , söylemekle kalmayıp

yapacak çok şey olacaktır mutlaka ‘’Etki Ajanlığı ‘’ ile ilgili.

***

Devlet, daha doğrusu emperyalist devletlerin İşbirlikçisi siyasi yapı

ve devlet içinde yuvalanmış emperyalist devletlerin işbirlikçisi

siyasi yapının  beslediği, karanlık – kanlı derin devlet,

ve tüyü bitmemiş T:C hazinesini yağmalayan, rantçı- doyumsuz

Vatan ve halk için değil sadece kar, daha çok kar diyen sermaye

İlkeli-bağımsız-onurlu-dürüst- Vatansever cesur yürek gazeteci ve

onların sivil toplum örgütlerini sevmez.

Sevmeyecek de.

Sevmesini beklemek de anlamsız.

Saygıdeğer okurlar sizler de çok iyi bilirsiniz ki

dernek veya cemiyet, kazanç paylaşma dışında, belirli ve

ortak bir amacı gerçekleştirmek

toplumsal problemlere çözüm üretmek, üyelerine ,

ihtiyaç sahiplerine destek olmak,

eğitim ve kültür faaliyetleri yürütmek gibi amaçlarla

faaliyetler için

bir araya gelmiş insanların oluşturduğu  sivil toplum örgütleridir.

Derneklerin önemi ve etkisi, toplumda karşılaşılan sorunlara

çözüm üretmek ve insanların bir araya gelerek

güçlerini birleştirmek için bir fırsat sunar.

Derneklerin sosyal sorumlulukları

ve etik değerleri de önemlidir.

Dernekler, toplumda adaletin, eşitliğin, demokrasinin

ve insan haklarının korunması için çalışırlar.

Ayrıca, derneklerin faaliyetleri sırasında

şeffaflık, hesap verebilirlik  ve dürüstlük gibi

etik değerlere uygun davranmaları da beklenir.

vs..vs..

Yani sonuçta dernekler, tarikat değildir.

1976 yılında daha 19 yaşında  iken,

toplumcu / siyasal kimlikli dernekler  içinde sorumluluk alarak

tanıştım dernekler ile. ( KDB, İzmit Sinema Derneği,

Kocaeli Bölge Tiyatrosu, M.A.P Kavaklı Spor  v.s  gibi )   

Sonra  çok sayıda

dernek kurucu yönetim kurulu sorumluluğu üstlendim.

Kısaca dernekler  içinde hesapsız- çıkarsız ürettim.

Ayrıca , İzmit  Gazeteciler Cemiyeti  Derneği’nin de

1986 yılında ABDÜLBAKİ ŞENDAL başkanlığında 

ve Kazım Ertek, Ekrem Bütün, Kemal Kaya, Ahmet Kurt,

Saim Ertürk ve Muzaffer Karataş tarafından kurulduğu günü

dün gibi hatırlıyorum.

Gazeteciler  Cemiyeti Derneği’nin temeli atılırken

amaç  ekmeğini gazetecilik gibi kutsal ve bir o kadar zorlu alanda kazanan

yol arkadaşlarımızın amaçlarını gerçekleştirmek, sorunlarını çözmek,

neslek çalışma ve yaşam koşullarını  iyileştirmeye Yönelkti

ve öyle de olması, kalması zorunluluktur.

KGC ticari işletmeler işleten,

Kişisel veya grupçu kazanımlar hedefleyen bir yapı değil

Ve olmamalı, olduğunda kimliksizleşir, renksizleşir,

Halkın değil, gücün arka bahçesi olur.

Sizin  ‘’Şimdi zaman değişti.

Zaman kirlendi, çürüdü, çirkinleşti.

Kaliteli insanların, kaliteli yaşamlarından geriye bir şey kalmadı.

Kalmasın diye de sinsice- kurnazca ve haince  senaryolar yazıyor

Oyuncular belirliyor,  görevlendiriyor  saraycı güç odakları.

Ucuza yaşanılıyor her şey.

Gazetecilik gibi onurlu – idealist ve kutsal mesleği

işporta malı ilişkiler ile kimliksizleştirmek için özel çaba harcıyor

saraycı odaklar ve tüyü bitmemiş yetim hakkı T.C hazinesini

bakanlıklar- valilikler- Büyük şehir , il

ve ilçe belediyeler aracılığı ile yağmalayan

vatan  ve halk değil, rant, daha çok rant delisi patronlar . 

Bu arada Kocaeli Gazeteciler cemiyeti-Gazetecilik ve Değişim başlıklı yazımın

ilk bölümünde henüz KGC ile ilgili artı veya eksili bir şey söylememiş,

sadece genel bir giriş yapmış ve KGC ile ilgili genel değerlendirmeyi

İkinci bölümde okurlarımız ile paylaşacağım belirtmiştim.  

Bu arada ilk bölüm, yani KGC ile ilgili

ayrıntılı bir değerlendirme yapmamış olmama karşın

tüm hücreleri ile gerçek gazeteci yol arkadaşımdan

çok sayıda telefonlar almış olmam, KGC ‘nin  kimlik sorunu yaşatıldığına,

renksizleştirildiğine olan inancımı güçlendirdi.

Bu arada KGC  üyesi bir meslektaşımız   dedi ki

‘’ KG’ nin yönetimi sorgulanamaz. ‘’ !!??

Ne demek KGC yönetimi sorgulanamaz.

KGC tarikat değil, bir sivil toplum örgütüdür.

Şeffaflık, hesap verebilirlik

ve dürüstlük gibi etik değerlere uygun davranmaları da beklenir.

Sivil toplum örgütlerinin ana omurgası üyeleri ve kurultaydır.

Kurultay da üyeler yönetime bir süre için yetki emanet eder.

Ve kurultay da sorgular. Sonuçta ya ödüllendirir

ya da emaneti teslim  alır.

Sorgulamama, körü-körüne bağlılık tarikatlarda olur.

Bugün 493 üyesi gözüken ancak,

gazete sahibi ve

tüm hücreleri ile gazetecilerin üye kabul edilmediği

ve ‘’suyun başında yine biz olalım,

suyun başında yine biz olabilmemiz için ‘’bizden olmayan’’

‘’olmayacak olan’’ gazeteciyi- gazetecileri üye yapmayalım.

Siyasi kimliğimize yakın Büyük şehir  başta olmak üzere

ilçe belediyelerinin çalışanlarını  üye yapalım  ki

kontrol elimizde olsun, Kontrol bizde kalsın ki

biz de ‘’İŞİMİZİ GÖRELİM ‘’anlayışı ile hareket eden 

bir KGC,  olması gereken KDC değildir.

En üzücü ve acı yanı da,  

Bir dönem yönetimde görev almış,

KGC nin üyesi, ilkeli ve cesur yürek meslektaşımız Furkan çalışkan

Tüyü bitmemiş yetim hakkı   T.C hazinesinden

MARSİS tezgahı ile yüzlerce trilyon liranın iktidarcılar arasında paylaşılmasını  

haber yapmasından  dolayı

siyasi yapının arka bahçesi  Kent Konseyi  görevlisi

Bir omurgasız tarafından saldırıya uğramasına karşı

KGC ‘nin 3 maymunu oynaması (GÖRMEDİK- DUYMADIK – BİLMİYORUZ) 

1986 da tüm hücreleri ile gerçek gazeteci yol arkadaşlarımızın

temelini attığı KGC değildir.

Ve ne yazık ki dün değil. Bugündür.

Her yer, her şeyde olduğu gibi bizim meslekte de çok şey değişti.

Kişiler ve sivil toplum örgütleri de

Çürümeden- renksizleşmeden – kimliksizlikten nasibini aldı.

Bugün gazetecilik mesleğimizin bu günlerinde

Hasan Tahsinleri, Abdi İpekçileri, Metin Göktepeleri, Uğur Mumcuları

Görmek olanaksız gibi.

Çünkü kara- kanlı ve sinsi ve alabildiğince kurnaz sistem

ne yazık ki dünden çok daha güçlü ve acımasız.

KGC ilkeli – inançlı- dürüst- özgür birey- adaletçi-

tüm hücreleri ile yetim hakkı savunucusu –

 Mustafa Kemal Atatürk devrimlerinin

ve laik demokratik cumhuriyetin  ve Tam Bağımsız vatan sevdalısı

cesur yürekli  meslektaşlarımızın 1986 ‘da  temelini attığı ve

her şeye karşın bu güne  gelen bizim ortak evimizdir

ve öyle kalacaktır.

KGC ş u veya bu siyasi yapının

ya da şu veya bu kişinin arka bahçesi olmayacak.

İlkeli-Özgür-Namuslu- Tüyü bitmemiş yetim hakkı sevunucusu

Vataansever cesur yürek gazetecileri ortak evine dün olduğu gibi yarın da

Sahip çıkacak ve KGC bayrağını yukarı daha yukarı taşıyacak.

***

Ben gazeteciyim. Ben yazmazsam, o yazmazsa kim yazacak?

Çetin Emeç

 

ESEN KALIN

Kozmosun tavanı kadar saygılar.

 

YORUMLAR

Lütfen Resimdeki kodu yazınız
DepolamaTaşıma iletme sistemiMerdiven Tırmanma CihazıEngelli merdiven tırmanıcıUluslararası evden eve nakliyatAdaklıklazer epilasyonAnkara evden eve nakliyat