Oyum neden HAYIR?

yeni anayasa taslağının teknik detayına girmeden, ideal demokratik yönetim sisteminin dinamikleri ve can alıcı noktaları üzerinden açıklamanın konuyu  daha anlaşılır kılacağını düşünmekteyim.

Çağdaş ülkelerin üzerinde mutabakata vardığı bugün için ideal yönetim modeli demokrasidir. Sistem; yasama, yürütme ve yargı erklerine dayalı, denge ve denetleme anlayışı üzerine kurulmuştur. Hukukun üstünlüğü ilkesi çerçevesinde; Yasama, yürütme ve yargının görev tanımları belirlenmış, yetki ve sorumlulukları detaylandırılmıştır. Sistemde, Cumhurbaşkanına ise; kurumlar arası eşgüdümün ve ahengin sağlanması konusunda tarafsız kimliğiyle önemli sorumluluklar yüklenmiştir.

Yine modern yönetim modellerinde; açıklık, şeffaflık ve hesap verebilirlik denetim sisteminin önemli araçları olarak kurgulanmıştır. Kamu harcamalarının, yürütmenin idari tasarruflarının, millet adına denetleme yetkisinin Sayıştay ve Danıştay'a verilmesi, anılan kurumların raporların mecliste görüşülüp, ilgili kamu kurumlarının aklanması zorunluluğu, öngörülen ilkelerin doğal uygulama sonucu olarak genel kabul görmüştür.

Yargı bağımsızlığı sistemin ana gövdesini oluşturmaktadır. Tarafsızlık ilkesi; kurumsal yapının olmasa olmazıdır. Yine; Anayasa Mahkemesi'nin yasaların uygulaması esnasında ortaya çıkan, bireysel başvuru hakkı da dahil olmak üzere; kurumlar arası anlaşmazlık hallerinde, millet adına nihai kararı verecek konumunda bulunmaktadır. Bunların yanında; halkın haber alma özgürlüğü adına yazılı yazılı ve görsel basının, tarafsızlık ilkesi içinde ve etik kurallar çerçevesinde görev yapması önemsenmektedir.

Anayasaların toplumsal mutabakat metinleri olması, birlikte yaşamanın asgari kurallarını oluşturması açısından; katılımcı bir anlayışla hazırlanması öngörülmektedir. Devlet ve birey eşitliği esas alınmakta, aradaki hassas denge korunmaya çalışılmaktadır. Vatandaşın beş yıllık peryodlarla oy vererek değil, uygulamanın içinde yer almakta, vekilleri kanalıyla denetim ve kararlara dahil olma şansı yaratılmakta ve böylece sistemin sağlıklı işleyişi olanaklı kılınmaktadır.

Oysa ki;"16 Nisan"da halk oylamasına sunulacak olan anayasa taslandığında;

- Toplumsal mutabakat arayışına yer verilmemesi,

- Partili Cumhurbaşkanı kurumunun tesisi,

- Bakanlar Kurulu'nun Cumhurbaşkanı'nca meclis dışından atanması, haklarında gönsörü önergesi verilememesi ve meclisin yürütme üzerindeki denetim görevini yerine getirememesi, 

- Ayrıca; tüm üst düzey kamu görevlileri yanında, rektörlerin de Cumhurbaşkanı tarafından belirlenecek olması,

- Cumhurbaşkanı'na kanun hükmünde kararname çıkarma yetkisinin tanınması,

- Bütçenin Cumhurbaşkanı'nca hazırlanması, meclisce kabul görmemesi halinde, bir önceki bütçe rakamlarına enflasyon farkı uygulanarak yürürlüğe konulabilmesi,

- Cumhurbaşkanı'na kendisiyle birlikte meclisi yenileme yetkisinin tanınması,

- "Hakimler Savcılar Kurulu"nun 13 olarak belirlenen üyelerinden yedisinin Cumhurbaşkanı'nca (bir adalet bakanı, bir bakanlık müşteşarı olmak üzere) altısının ise, iktidar gurubunun çoğunluk oylarıyla meclis tarafından belirlenmesi,

- Anayasa mahkemesinin 15 olarak öngörülen üye sayısının 13'ünün cumhurbaşkanı tarafından tayin edilmesi,

şeklindeki değişiklikler ileri demokrasinin temel değerleriyle, olmazsa olmaz kurallarıyla çelişmekte, çatışmaktadır.

Bu nedenlerle; yeni anayasa taslağının kabul görmesi halinde; 200 yıllık demokrasi servünemizin ve demokratik parlamenter sistemimizin var ettiği kurum ve kuruluşların işlevsiz hale geleceği, milletvekillerinin temsil ettikleri halkın demokratik denetleme ve hesap sorma görevini yerine getiremeyeceği, kuvvetler ayrılığı, denge ve denetleme sistemini ortadan kalkacağı, tek adam yönetimine yol açaçağı ve daha da önemlisi rejim değişiklığine neden olacağı için anayasa taslağının,"16 Nisan" tarihindeki oylaması esnasında, "HAYIR" oyu kullanacağım. Seçim sonuçları ne olursa olsun halkımızın tercihini saygıyla karşılayacağım.