MHP’de herkes koltuk sevdasında mı?
İdeoloji gereğince partimiz zarar görmesin davamız zarar görmesin diye hep sustuk. Bu genel anlamda bir susuştu. Parti mensubu anlamında bir susuştu. Ancak kentimin insanı çok yakından şahit ki partimin yetkili organlarında bu haksızlıkları hukuksuzlukları gördüğüm eksiklikleri ve yanlışlıkları eleştirdim ver eleştirdim.
Fakat bu eleştiri ve önerilerimiz. Parti yöneticileri tarafından dikkate alınmadı. Umursanmadı. Herkes koltuk sevdasına düştü. Yapılanmalar, partimizi iktidara taşıyacak şekilde yapılmadı. Kongreler kazanmak İçin yapıldı. Merkezi yönetimin kullandığı siyasi tasarrufları siyaset ilmiyle hep çatıştı. Dolayısıyla bunlar başarılı olmamızı engelledi.
Referandum millete dayatılan bir seçim mi oldu?
Ülkemiz 15 yıldır, ezici bir sayısal üstünlüğe sahip iktidar tarafından yönetiliyor. Yasalar değiştiriliyor. Mevcut yasalara uyacağına dahir meclis kürsüsünden yemin edenler. Kendi yaptıkları yasaları tanımıyorlar. Yasalar değişti. Cumhurbaşkanı halk tarafından seçildi. Dolayısıyla devlet yönetiminde iki başlılık söz konusu oldu. Güçler çatıştı. Şimdi ise geniş anlamda bir anayasa değişikliği gündeme geldi.
Adına başkanlık yada partili cumhurbaşkanlığı denilen Cumhuriyetin temel değerlerini yerinden oynatacağına inandığım tamamen otoritenin tek kişiye bağlandığı milletimizin asla buna geçit vermeyeceğine inandığım ucube bir anayasa yapılmak isteniyor. Bunu da güya milletin görüşünün kabul ettiği bir sistem olarak tescil ettirilmek isteniyor.
Ben, anayasa değişikliği gündeme geldiğinde şayet bu anayasa meclisten onay alırsa referanduma gidiş sürecinin sıkıntılar yaratacağını düşündüğümden endişe duyduğumu defalarca anlatmaya çalıştım. Partimizin MYK üyelerini ve milletvekillerini sürekli uyararak onlara çağrı yaparak bu işin mecliste engellenmesini talep ettim.
Ülkemizi ve milletimizi çok iyi tanıdığımı sanıyorum. Özellikle Cumhurbaşkanlığı makamı sol görüşteki siyasi partilerin hepsi bir araya gelse dahi ulaşamayacakları bir yüce makam. Referandum kararı alındıktan sonra bu siyasi görüşteki yani hayırcıların olayları gereceğini sokakları hareketlendireceğini düşünüyordum. Ama bugün gelinen noktada yanıldığımı hissediyorum. Yapılan tüm anketlerde Milliyetçisi, muhafazakarı, sağcısı solcusu ülkücüsü komünisti hayırlarda birleşmiş.
Doğal olarak buda evetçi kesimlerin gerilmesine milleti germesine sebep oluyor. Ne dediklerini bilmez durumdalar. Seviyeyi çok düşürüyorlar. Evetçi bir siyasetçimiz “Referandumu Sakarya Savaşı ile örtüştürebiliyor. Siyasi iktidarın bir il başkan yardımcısı “Referandum da hayır çıkarsa iç savaşın başlayacağını söyleye bilme densizliğini gösterebiliyor.
Hani milletin verdiği karar başları üstüneydi. Hani millete gitmekten ve danışmaktan korkmuyorlardı. Fakat anketler istedikleri sonucu vermeyince sağa sola saldırmaya başladılar. Başımıza ileri, demokrasi havaresi kesilen bu çevreler ne yazık ki devletten ve milletten aldıkları gücü kötüye kullanıyorlar. Önümüzdeki Cumartesi günü partimin eski mensuplarının öne çıktığı hayır platformu Ankara’da Nazım Hikmet Kültür Merkezi’nde bir araya gelecekler. Ve hayır kampanyasını buradan başlatacaklar. Kendileri gibi düşünmeyenlerin üzerinde hertürlü baskıyı yapıyorlar. Salonları karartıyorlar. Ekranları karartıyorlar. Gazeteleri susturuyorlar. Konuşmamıza bile tahammülleri yok. Ben asla Türk milletinin BU tür ucube anayasa değişikliğine yeşil ışık yakacağına inanmıyorum. Milletimiz devletin çivisini çıkarılmasına, taşların yerinden oynatılmasına ve geri dönüşe, karanlığa gömülüşe asla müsaade etmeyecek. Onun için gerginler, onun için sağa sola saldırıyorlar. Lütfen provokasyona gelmeyelim. Sağ duyumuzu koruyalım.
Kocaeli’de referandum ne durumda?
Ben Kocaeli’de bile evetlerin hayırları geçeceğine inanmıyorum.
Türkiye genelinde EVET ve HAYIRLARIN oy oranı ne olur?
Türkiye genelinde evet oyunun yüzde kırık civarında dolaşacağına inanıyorum.
MHP neden evetçi oldu?
Ülkücüler evetçi değil. MHP’lilerde evetçi değil. Evetçi olanlar şuan ki parti yöneticileri. Gerçek particiler kesinlikle evetçi değil. Gerçek particilere hiçbirşey sorulmuş değil. Ülkücülerin yüzde 95’i hayırcı. Bunu çok iddialı olarak söylüyorum.
MHP’de yaşanan ihraç olaylarını nasıl değerlendiriyorsunuz?
1999 yılında yapılan seçimlerle beraber MHP’liler 3 ayaklı bir koalisyonun ortağı oldular. Bu koalisyon ülkemizi çok güzel şeyler kazandırdı. Sosyal barış ortamı sağlandı. Bankalar yasası ile birlikte dibi delinen tenekenin delikleri kapatıldı. Ekonomi sağlam temeller üzerine oturmaya başladı. Netice alınacağı zaman Bahçelisiz ve Ecevitsiz bir hükümet kurma arayışına gidildi. Bunun üzerine oynanan oyunlar fark edilerek erken seçim kararı alındı.
2002’de partimiz ön seçim kararı aldı. Delegeye soruldu. Delegenin iradesine saygı duyulmadı. Sandıkta alınan sonuçlar değiştirildi. Birinci sırada çıkan arkadaşımız 4. Sıraya indirildi. 4. Sıradaki arkadaşımız 2. Sıraya çıkartıldı. Meral Akşener başımıza kontenjan olarak getirildi. Bu bir partinin kendi kendine harakiri yapmasıydı. Sonuçta sandığa gömüldük ve barajın altında kaldık. Daha sonraki seçimlerde de siyaset ilmine aykırı tasarruflar kullanıldı. Dolayısıyla başarılı olamadık. İdeolojik inancımız gereği hep sustuk. 1 Kasım seçimleri ise bardağı taşıran son damlaydı. Sonuçları içimize sindiremedik. 40 günlük bir siyasi parti. Milletten yüzde 40 oy alırken. 40 yıllık bir siyasi parti. Milletle bütünleşemedi. HDP’nin bile gerisinde kaldı. Emek ve mücadelemiz heba oldu. Bu durum karşısında Ülkücülerin susması sesiz kalmasını hiç kimse bekleyemez. Bende sessiz kalmadım.
Benim konumumdaki arkadaşların arasında 1 Kasım akşamı saat 20.00’de siyasi terbiye çerçevesinde sayın genel başkanımızı nöbeti devre davet eden, istifa mekanizmasını işletmesini isteyen öncülerden biri oldum. Genel kurulun ve değişimi elzem gördüm. Bu konularda çağrılarımı yaptım. MYK’yı ve milletvekillerinin olağan üstü genel kurulun yapılması için katkı koymalarını talep etti. Siyasi partilerin en üst ve yetkili kurulları genel kurullarıdır. Toplayın genel kurulu ya güven tazeleyin ya da delegenin yeni bir lider seçmesinin önünü açın. Genel kurulun vereceği karar başımızın üstüne dedim. Ancak genel kurulun toplanmaması için herşey yapıldı. Mahkemeler adres gösterildi. Bin delegenin imzasını dahi toplasanız hükümsüzdür denildi. İşte o anda bizim genel başkanımızla iplerimiz koptu. Bağlarımız zayıfladı. Güvenimiz sarsıldı. Ben ve benim gibi düşünenler, genel başkanın talimatına uyduk mahkemelere gittik. Yargının” genel kurul yapabilirsiniz” kararıyla yeterli imzayı toplayarak genel kurulu yaptık. Malumunuz olduğu üzere buda iktidar ve mahkemelerle işbirliği yapılarak engellendi. Bizde itirazlarımızı yaptık. Yargının Mart ayı içinde kararını vermesini bekliyoruz. Ben ülkücü ahlak ve terbiyeyi de bilirim. Parti disiplinini de. Sadece bu makul taleplerimizden dolayı Parti disiplini, ne haykırı hareket etmek ve de yargının verdiği olağan üstü genel kurula katıldığı iddiasıyla partiden kesin ihraç istemiyle disiplin kuruluna sevk edildim ve savunmam istendi. Savunma verme gereği bile duymadım. Partimden ihraç edildim. 60 yıllık hayatımda onur duyacağım çok belgelerim var. Ancak böyle bir yönetim zihniyeti tarafından verilen ihraç kararı benim en onurlu belgemdir. Yaşanılan bu süreçte birçok arkadaşımız genel başkan adayı olarak ben sizden daha iyi yönetirim iddiasıyla adaylıklarını açıkladı. Bunlardan biride sayın Meral Akşener. Bayan. İzmitli. Siyasi tecrübesi çok fazla. Güler yüzlü sıcakkanlı ve kamuoyu desteğini çok fazla gördüğüm bir şahsiyet. MHP Genel başkanı olması durumunda ülkücülerin iktidarı yakalama şansının çok yüksek olduğuna müşahide ettim. Uzun süreli araştırmalarım, gözlemlerim ve tespitlerimin sonucunda Meral hanımın yanında olmak ve ona destek vermekte karar kıldım. Hiçbir beklentim olmadan ve ileriye dönük siyasi hesap içinde olmadan halishane doğru bildiklerim ve inandıklarım noktasındadır. Bunu da Kocaeli kamuoyuna gerekçeleriyle birlikte açıkladım.
16 nisanda sandıktan evet çıkarsa mhp’nin durumu ne olur. hayır çıkarsa ne olur?
Referandum sonunda sandıktan hangi sonuç çıkarsa çıksın bunun sonuçları siyasi çevrelerde deprem etkisi yaratacaktır. Evet çıkması sonucunda ortalıkta iki tane parti kalacak. Diğer siyasi partiler “KANARYA SEVENLER DERNEĞİ”nden öteye geçemeyecek. Birçok siyasi partinin tabelası inecek. Ve Padişahlığa geri dönülecek. Dolayısıyla MHP diye bir parti kalmayacak. İki partili bir sisteme geçilecek. Sivil faşizmin ayak sesleri her yerde duyulacaktır. Yeni Türk” Hitlerleri” yaratılacak.
Referandumdan hayır çıkması durumunda ise AKP küçülecek, dağılacak ve sonu eski ANAVATAN olacaktır. MHP’de mevcut yönetimler zorla elde tuttukları mevki ve makamları derhal boşaltacaklar. Tası tarağı toplayıp, bu işi daha iyi yapabileceklere nöbeti devredeceklerdir.