Zamansız hayallerimiz hep zamanın acımasız ellerinde yok olup gitmedi mi, hep derdik ki zaman en iyi ilaçtır bana göre buda züğürt tesellisinden başkada bir şey değildir.
O zaman bakalım 2022 ye geldik nerede kaldı 2021 de ki acı ve tatlı günlerimiz, dün yaşananlar nereye gitti? kendimize hiç sorduk sadece eski zamanları hatırlayıp salya sümük ağlamaktan öteye varabildik mi?
Ben özlüyorum. bana eski zamanlarımı geri verin ne olur, diye yalvarıyorum! Fakat bana geri vermiyor o çok sevdiklerimi yaşam o kadar değişik ki bir bakarsın sabah kahvaltısında berabersin, bir bakarsın akşam yemeğinde yoksun. O zaman ağlarsın sabah kahvaltısında neden üzdüm ki diye ama nafile ne yaparsanız yapın telafisi yoktur.
Dünya her zaman güllük gülistanlık bir yer değildir. Bazen o kadar acımasız olur ki bu nedenle de çok kötü bir yer olarak tarif etmekten de geri kalmayız.
İnsanın ne kadar güçlü olduğu önemli değildir. Yeter ki biraz fırsat ver seni dizlerinin üstüne öyle bir çökertir ki, sonsuza kadar orada kalmana bile sebep olur.
O nedenle hiç kimse hayat kadar güçlü darbe vuramaz insana önemli olan o darbeyi yedikten sonra, ileri doğru gitmeye devam edip edemediğindir. Bunu yapabiliyorsan sen hayat tutunmuşsundur artık.
O zaman akıllara hep aynı soru gelir demek ki her şeyin bir başlangıcı vardır, o zaman da her başlangıcında bir sonu olacaktır.
Zaman o kadar acımasızdır ki sana olan değerleri alır götürür, sessizce, sonra da dalga geçercesine önüne uzatır fakat sen yetişemezsin çünkü onlar senden uzaklaşmışlardır.
Sen kendini sorumlu tutarsın tüm olan bitenden, zamanın günahını üzerine alırsın ve hafızanın yarattığı koskoca bir uçurumda yuvarlanır durursun ve tüm bu olumsuzlukları unutursun.
Sonra bir umutsuzluk kaplar içini denizden çıkmış balık misali çırpınır durursun. Bu kadar çabuk nasıl unutulduğunu düşünürsün bu kadar kısa sürede nasıl unutulduğunu aklının içerisinden geçirir kendi kendini yargılarsın. Belki bunları gece rüyanda görmüş gibi düşünür durursun şaka mı gerçek mi diye saatlerce kafa yorarsın.
Bu kadar hayallerin içerisinde unutulduğunu anlarsın artık sana hayat bir oyun havası, belki kulaklarına söylenen küfür, beklide suratına atılan bir tokattan bir parça olduğunu düşünürsün.
Acımasız hayata geri dönüp baktığımızda arkamdaki çınarım dediğimiz babalarımızı, unuttuğumuzu zannettiğimiz ama hiçbir zaman bir dakika bile aklımızdan çıkaramayacağımız buruk bir anı olarak hep içimizde yaşattığımız bir dağımızı nasıl unutacaktık ki. Onlar kaşımızda gözümüzde, , aklımızda ve yüreğimizde hep kalacaktır ve silinmeyecektir.
Bilirim hiç bir teselli fayda etmez şu an sana, her söylenen söz sadece bir harf yığınıdır aslında.
Unutursun, şimdi zor gelir biliyorum.
O zaman bu kısa zaman içinde zamanın ne kadar acımasız olduğunu düşünelim değil mi?
Saygılarımla…