Çok değil bundan 1400 yıl kadar önce bir insan dünyanın kaderini değiştirdi.
. İçinde doğduğu toplumun vahşet dolu uygulamalarına bir son vererek Allah’ın emirlerini bu insanlara iletti.
Ve hatta öyle bir şey oldu ki, kendi kızını diri diri toprağa gömecek, insanları mal gibi alıp satabilecek kadar aşağı bir toplumdan, döneminin en büyük medeniyetinin fitilini ateşleyen bir toplum çıkardı.
Peygamberlik görevi, eş ve baba olarak görevleri, ticaret hayatı vd. vazifeleri bir yana, toplumun ezilen kesimlerini örgütledi, adaletten hiç ama hiç ayrılmadı, memleketinden göç etmek zorunda kaldı ve nihayetinde önce bir şehir devleti, ardından da vefatında neredeyse bütün Arap Yarımadası’nı kaplayan bir İslâm Devleti kurdu.
Yaklaşık 20 yılda gerçekleşen bu olaylar, inanan inanmayan herkesin kesinlikle takdir edeceği müthiş bir başarıdır. Ve müthiş bir siyasi dehadır... Siyasettir!
Ve en ilginci nedir biliyor musunuz?
Sıfırdan devlet kuran, Allah’ın dinini yeniden dünyaya hâkim kılan bu insan; ömrü hayatında bir kez dahi yalan söylememiştir!
Sıfırdan devlet kurmuş, onu büyütmüş, yıllarca idare etmiştir; ancak ‘siyaset icabı dahi’ olsa tek bir yalan söylememiştir.
Hatta düşmanları bile O’na yalan söylemeyen anlamında ‘EMİN’ demişlerdir.
Hatta ‘Muhammed söylediyse doğrudur’ dedirtmiştir.
* * *
Gelelim günümüze...
Din bezirgânlığı yapan, güya Hz. Muhammed’in yolundan gittiğini iddia eden, hatta kendisi ve avanesini yüce dinimiz İslâm’ın güya temsilcisi imiş gibi lanse eden, kendisinin bu işlerden el çekmesi halinde ‘1000 yıllık İslâm yurdu Türkiye’nin sanki dinden çıkacağı propagandası yapan zevatı dinlediğinizde; nerede O İslâmiyet’in öncüsü, nerede bu arkadaşlar demiyor musunuz?
Ömrü hayatında bir kez dahi yalan söylememiş bir devlet başkanından yani Hz. Muhammed’ten, güya İslâm’ın koruyuculuğuna soyunan, neredeyse her söylediği gün kurtarmak ve yalan olan, her yaptığı işi politika olarak görüp yarım yamalak yapan adamlara...
Nereden nereye?...
İşin vahimi, söyledikleri yalanları o kadar çok tekrar ediyorlar ki, etraflarındaki saf insanları inandırdıkları gibi, sonra ‘yankı odalarıyla’ kendileri de inanmaya başlıyorlar ne yazık ki...
Ya Hu! Müslüman yalan söyler mi?
Bizim örneğimiz Hz. Muhammed, hayatında bir kez yalan söylemiş mi?
Onun dinini ‘güya’ hâkim kılmak için her Allah’ın günü milletin gözünün içine baka baka yüzlerce yalan söylemek de ne oluyor???
İftiralar atmak, komplolar kurmak Müslüman’a yakışıyor mu?
* * *
İslâmiyet sadece kadınların saçı mıdır?
İslamiyet sadece binalar inşa edip, sonra da “ahanda dini eğitim veriyorum” demek midir?
Pekiyi nerede Müslüman’ın nezaketi?
Nerede kişiliği, şahsiyeti?
Nerede Müslüman’ın dürüstlüğü?
Nerede Müslüman’ın örnekliği?
Nerede ‘komşusu aç iken kendisi tok yatan, kâmil bir iman sahibi değildir’ diyen Peygamberin yolundan giden yöneticiler?
Nerede ‘beytül malın mumudur’ deyip şahsi işlerinde kendi cebinden ödemesini yaptığı mumu yakan devlet başkanları?
Beytül mal kaldı mı?
Devlet başkanıydı, peygamberdi istese en mükellef sofralara, en güzel giysilere, en güzel saraylara sahip olamaz mıydı? O’nun ‘itibarı’ yok muydu?
Yoksa, benim yönettiğim halkımın en fakiri ne yiyorsa, ben de onunla karnımı doyurmalıyım mı diyordu?
Bugün bilfiil yaşasa, mesela belediye başkanı olsa; ‘bizim bundan kârımız ne olacak veya partiye ne kadar aktarılacak?’ der miydi acaba ihalelerde?
Yoksa siz öyle mi zannediyorsunuz???
* * *
Ey vatandaş!
Artık kamu araçlarında bile ‘resmi hizmete mahsustur yazmıyor’ farkında mısın?
Şahsi işlerde kullanılmasın diye ‘siyah plakalı’ Kamu Aracı, iş makineleri hariç neredeyse hiç kalmadı farkında mısın?
Makam aracı saltanatının boyutunu gizlemek için olabilir mi, meselâ?
Acaba Hz. Peygamber kaç korumayla gezerdi? Veya hiç koruması var mıydı, duydun mu, okudun mu? Şimdi kıytırık belediye başkanları bile kaç korumayla geziyor? Niçin korkuyorlar?
Acaba neden, hiç düşünüyor musun?
Acaba o yüce kitapta niçin sık sık ‘Düşünmez misiniz?’ diye soruyor?
Bari onu hiç düşündün mü?
Bizim örneğimiz Hz Peygamber, Mekke’yi fethedince; ‘şimdiye kadar onlar yedi, biraz da biz yiyelim’ dedi mi hiç sence?
Hiç yalan söyledi mi?
‘Siyaset icabı’ yalan söylenebileceği, iftira edilebileceği, küçük düşürücü isimler takılabileceği, komplolar kurulabileceği nerede yazıyor?
* * *
Müslüman yalan söyler mi?
Allah’tan utanmıyorsanız, kuldan utanın!
En azından, kendinizden utanın!