Saadet Partisi Teşkilatlanmadan Sorumlu Kocaeli İl Başkan Yardımcısı Avukat Zafer Mutlu OHAL sürecine dair açıklamalarda bulundu.
İşte o açıklama.
15 Temmuzla memleket olağan dışı bir durum yaşadı, 16 Temmuzda Cumhurbaşkanı büyük sürprizlerimiz olacak dedi ve sürprizin büyüğünün olağanüstü hale geçmek olduğu anlaşıldı. Millete ikram gibi sunulan bu OHAL koşullarında, ağustosa kadar temizlik yapacağız, yılbaşını bekleyin, referandumu atlatalım, bayramı görelim diye diye 15 Temmuz’un bir yılını geride bıraktık. Fakat sanki bir yıllık sürede olağanüstü hal koşulları ve imkânları yetersizmiş gibi Cumhurbaşkanı bayramlaşma töreninde; ‘Bunu birlikte temizleyeceğiz Herkes bildiğini söylesin’ diyerek yine ihbar edin çağrısı yaptı. Bir hafta önce de yaptığı açıklamada "kurtulamayacaksınız" diye seslenerek motivasyon sağlamak istedi. Saadet Partisi olarak biz cezaevlerinin doldurulmasından ve insanların yargılanmalarından elbette mutluluk duymayız fakat ortada olağanüstü hali gerektirecek darbe teşebbüsü söz konusu ise eldeki imkânlarla devlet ve hükümet hukuk çerçevesinde mücadelesini bugüne kadar yapmış olmalıydı. Başbakan Yıldırım Aralık 2016 da mücadelenin bitmek üzere olduğunu söylemişti. Fakat Karlov suikastinden sonra İçişleri Bakanı henüz yüzde 10’a gelinebildiğini söyledi. Saadet partisi olarak biz şunu öğrenmek istiyoruz. 15 Temmuzdan bugüne kadar geçen sürede hala hangi bilgiye ya da yetkiye ihtiyacınız var. Eğer iktidar 17-25 ten bu yana mücadele ediyor idiyse elinde pek çok bilgi vardı. Resmi açıklamaya göre yurtdışına kaçmış olan FETÖ sanıklarının sayısı 7000’in üzerindeyse iktidar öncelikle bu konuda muhasebe yapmalıdır. Neden 17\25 2013 tarihinden beri siyasetin içindekileri ve bürokraside görevlendirdiklerinizi, terfi ettirdiniz askerleri ve teşvikler bağladığınız iş adamlarını görmek istemediniz. 15 Temmuza gelene kadar yapılması gerekenleri yapmayan sizsiniz. 15 Temmuzdan sonra da hiç sorumluluğunuz ve vebaliniz yokmuş gibi temizlik yetki ve hakkını kendinizde göremezsiniz. Hele de içinizdekileri kollarken, bankalara ve dershanelere müşteri olarak giden vatandaşı suçlayamazsınız. Millet bu konuda sizin mücadelemize inanmamaktadır ve güvenmemektedir. Bu konuda da samimi olmadığınız anlaşılmıştır. Kendi seçmeninin bile referanduma evet dedirebilmek için 15 Temmuzu öne sürdünüz ama şimdi herkes 15 Temmuz konusunda özelleştiri yapmayacağınız ve mahallemizin temizlemeyeceğinizi iyice anlamıştır.
OHAL sürecinden acilen çıkılmalı
Olağanüstü halin ülkeye sosyal ve ekonomik maliyeti hesap edilerek ülke bir an önce normale dönmelidir. Yatırımı, üretimi ve çalışma hayatını normalleştirmek için bu darbe girişimi karşısında suçlular ile masumlar birbirinden ayrılmalıdır. Özellikle mütedeyyin milletimizin bu örgütle bağı, örgütsel desteği olmayanlara karşı devletin güvence vermesi gerekirken bir yıldır gazete haberleri dışında resmi ağızdan kesin bir sınırlama bile yapılamamıştır. Çocuğunu dershaneye göndermekle örgüt üyesi olunmayacağını, kimsenin tesadüfen vatan haini olmayacağını, bütün bu süreçte resmi ağızdan söylenememiştir. Bir ilde yargılanan bir bürokrata sorulan sorular başka bir ilde sorulmamakta, bir ilde suç sayılmayan bulgu başka ilde ihraç ya da açığa almaya gerekçe kılınmaktadır. Bir ilde yargılanan iş adamı "Beni Pensilvanya’ya falan siyasi götürdü" dediği halde biri mevkiini bile korurken içerideki tüm mal varlığından olmaktadır. Tüm bu örnekler üzerinden anlaşılmaktadır ki ne yazık ki OHAL imkânları iyi değerlendirilememiş, üstelik bir de referandum için fırsata dönüştürülmüştür. Ekonominin ve sosyal hayatın normale dönmesi için gayret gösterilmesi beklenirken yeni bir OHAL yılı için zemin hazırlanmaktadır. Hukuk dairesinde yapılması gerekenler yapıldığı takdirde alınan kararlar her zaman her yerde savunulabilir olacaktır. Saadet partisi olarak bizim çağrımız OHAL sürecinden çıkmak ve ülkeyi olağan haline çevirmek olmalıdır. Aksi halde bunun maliyeti ülkeye ve millete yansımaktadır. Ülkeyi OHAL’lerden kurtardık diyen iktidar şimdi ülke genelinde OHAL rekoru deneme niyetindedir.