Necdet Güler

Karşılıklı konuşmalarda sık sık duyarız “ Dünyaya erken gelmişiz”. Her nesilde söylenmiştir herhalde. İlk olarak telefonu, radyoyu, televizyonu, çamaşır makinesini ancak ileri yaşlarında görenler mutlaka böyle söylemişlerdir.

O günü hiç unutmuyorum. Roma’nın dış semtinde bulunan enstitüyü buldum. Bahçesinden geçtim ve kapısından girdim.

Geçenlerde İzmit Fevziye Camii’nin deniz tarafındaki altı adet Çınar ağacını budamışlar.

Tarımda üretimi arttırma için en etkin yol olarak çok miktarda yapay gübre, tarım ilacı, hormon ve verim gücü yüksek tohum kullanılıyor.

Ben cumartesi günleri için hazırladığım yazılar ve daha önce bastırdığım kitabıma yapacağım eklentiler nedeniyle sık sık Avrupa üniversitelerinin internette yayınlanan doktora tezlerini de inceliyorum. Onlardan alıntılar yapıyorum.

Ozon gazı dünyamızda iki yerde bulunur. Atmosferin en üst tabakası stratosferde ve soluduğumuz havada.

Zaman zaman ozon (O3) tabakasında deliğin büyüdüğüne ilişkin haberler duymaktayız.

Geçen gün Gölcük ilçemize gittim. Kesilmiş dalları kaldırıma yığılmış olan palmiyeler gördüm. Budanmış !.. olan bir palmiyenin fotoğrafını çektim. Çünkü zavallı ağacın üstünde sadece iki dalı kalmıştı.

Geçen sene Ege’nin turistik bir ilçesinin çevresinde gezinti yaparken yolu şaşırdım ve kentin çöplerinin toplandığı bir alandan geçmek zorunda kaldım.

Ben bu yazıyı yazmak zorunluluğu hissedince kitaplarda ve internette görgüsüzlüğün tarifini aradım, ama bulamadım. Görgüsüzlükten örnekler var, ama tarifi yok.

Bir insana, sadece bakarak sağlığı konusunda fikir edinebildiğimiz durumlar vardır.

Geçenlerde çocuk parkından bindiğim ve Derince yönünde giden şehiriçi otobüste, karşımdaki üçlü koltuğa yanında çok şirin, 3-4 yaşlarında bir kız çocuğu ile modern giyimli, genç bir bayan oturdu.

Ben memuriyet hayatımın ilk altı yılını Anadolu’da geçirdim.

Evimin kitaplığında yıllardır duran bir kitap var. Kapağında “Alıç ağacı ile sohbetler “ yazıyor.

Ben, ortaokul ve lise tahsili boyunca, Türkçe ve Edebiyat derslerinde Nâzım Hikmet adını duymayanlardanım.

Geçen yıl çok değerli bir dostumu kaybettim;

Yabancı mal, yabancı marka hastalığı…Bizim milletimizi sarmıştır bu hastalık. Ben ilkokula giderken yerli mallar haftası kutlanırdı.

Yaşadığımız ülkede, kimsesize, anasız-babasız olana garip derler. Bu garip insanların yaşamı zorluklar içinde geçer, ellerinden tutan olmadığından. İzmit’te de böyle insanlar vardır.

Geçen gün yolum Fotoğraflarını çektim ağaçların. Bu işleme budama denilemez. Dal katliamı denilir. Ağaçlar, kesilen çok sayıda dalları nedeniyle doğal şekillerini de kaybetmişler. Bu ağaçların kalan dallarındaki yapraklar yeterli fo

Hiç aklımdan çıkmıyor; 1991 yılında Orman Bakanlığı adına, on beş kişilik bir heyet halinde İtalya’ya gittik

Dünyada en basit organik bileşik olan metan havamızı kirleten gazlardan biridir.

Şirintepe’de “Ekolojik Park” anlamında “Ekopark” olarak tanımlanan bir alan var. Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir yere “Ekolojik Park” denilmez.

Ona bu ağacı buda demişler Elinde testere, aklına gelen dalı, aklına gelen şekilde kesiyor.

Canlılar kendi aralarında ve yaşadıkları ortam ile ilişki içinde yaşarlar.