Asık suratlı insanlardan hoşlanır mısınız desem tabi gülersiniz.
Zaten biraz gülün diye bende yazıya böyle başladım. Hep siyaset, acı, keder üzerine yazacak değiliz ya, birazda hayattan yazalım dedik.
Asık suratlı insanla konuşmayı istemem tabi, konuşurken karşınızdakinin kaşları çatık ise insanda konuşma hevesi bile kalmaz. Bir an önce konuşmayı bitirmeye bakarsınız.
Oysaki karşınızdaki güler yüzle sizi dinlese sohbete renk katmak için elinizden gelen her şeyi ortaya koyarsınız. Onun için güler yüzlü insanla yaşayan insanların hayatları pür neşe içerisinde geçer.
Hayatı iyi karşılamanın sırrını bulabilmek için önce gülümsemeyi öğrenmeliyiz. İnsan nasıl ki soğuğa dayanmasının en güzel çaresi soğuğu sevmektir derler. Çünkü sıcacık evleri varken soğuk kış günlerinde dağlara çıkanlar, onlar soğuğu sevdikleri için bu hayata dayanırlar.
Hayata dayanmanın en güzel çaresi ise hayatı sevmek olmalıdır. Hayatı seversek insanları severiz, doğayı severiz, hayvanları severiz kısacası tüm canlıları severiz. Bunları sevdikçe de kavgasız tatlı bir hayat ortaya çıkar.
Önerimiz odur ki hep gülelim, neşeli olalım, hayatta en iyi hatıranın gülerek geçen günler olduğunu hatırlayalım. Doğum günü, evlilik yıldönümü, gibi insan hayatına sokulan bazı günlerde mutlu değil tüm günleri mutlu kılmanın yollarını arayalım. Çünkü geriye baktığımızda gülerek geçen günlerimizin aslında sayılı günler olduğunu göreceğimize eminim.
Hayat yeni bir düşünce yapısı ile gelin bugünden itibaren her şeyi severek mutlu olmanın sırlarını aramaya başlayalım. Hep gülelim, mutlu olalım. Bir gün gelirde ben niye mutlu olmamışım neden hiç gülmemişim, neden hep içimi karartmışım düşüncesinden uzaklaşmak için yazıyı bitirdiğinizde bir tebessümle hayata merhaba diyerek yeni güne ve yeni yıla bir şevk, bir gülücükle başlamaya ne dersiniz.
Tüm hayat insanlığa hep barış ve gülümseme getirsin.