İbrahim Alagöz, Kurban Bayramı’na hüzün içinde giren bir baba. Geçtiğimiz mayısta 15 yerinden bıçaklanarak öldürülen oğlu Anıl’ın acısını ilk günkü gibi hissediyor. Cinayetin sebebini araştırdığında bir kez daha yıkıldığını söyleyen Alagöz, oğluna öldürülmeden birkaç hafta öncesinde okulunda uyuşturucu pazarlaması için teklifte bulunulduğunu öğrenmiş. Bunun üzerine Anıl’ın teklifte bulunan kişiyi dövdüğünü belirten Alagöz, “Birkaç gün sonra da oğlumun ölüm haberini aldık. Oğlum torbacı olmak istemediği için öldürüldü.” diyor.

Darıca’da yaşayan Anıl Alagöz, 28 Mayıs’ta Ömerli Barajı yakınlarında ölü bulundu. Yapılan incelemelerde 17 yaşındaki Anıl’ın 15 yerinden bıçaklandığı tespit edildi. Cinayet gecesi olay yerinden yaklaşık 8 kilometre uzakta bir kamyon garajına elleri ve üzerindeki kan lekelerini temizlemek için gelen S.İ.’den (23) şüphelenen kamyon şoförleri durumu jandarmaya bildirdi. 3 kişi tarafından darp edildiğini ve şahısların karanlıktan faydalanarak kaçtığını anlatan S.İ., savcıya ifade verdikten sonra jandarma tarafından Darıca’da oturan ailesine teslim edildi. Ancak S.İ., ailesiyle birlikte kayıplara karıştı. Hakkında arama kararı çıkarılan şüphelinin evinde yapılan aramalarda üzerinde Anıl Alagöz’e ait kan lekesi bulunan bir iç çamaşırı bulundu. Cinayet sonrası kayıplara karışan S.İ. 18 Eylül’de İstanbul’da kız arkadaşına ait bir evde yakalandı. 4 ay boyunca çatı katında güvercin kümesinde yatıp kalkan katil zanlısı, tutuklanarak Maltepe Cezaevi’ne gönderildi.

Anıl’ın ölümünün ardından cinayetle ilgili araştırma yapan baba İbrahim Alagöz de çarpıcı bilgilere ulaştı. S.İ’nin uyuşturucu pazarlayan bir torbacı olduğunu öğrendiğini kaydeden baba, oğlunun bir uyuşturucu satıcısıyla nasıl bir ilişkisi olabileceği sorusuna şu cevabı bulmuş: “S.İ., oğlumun özel bir lisede okuduğunu öğrendikten sonra mahallede ona yanaşmaya başlamış. Para karşılığında okulda uyuşturucu madde satması için teklifte bulunmuş. Anıl’ım da bu tekliften sonra arkadaşlarıyla beraber S.İ.’yi dövmüş. Oğlum, kick boks sporuyla ilgilenen, yapılan yanlış karşısında sessiz kalmayacak bir karaktere sahipti. Aralarında yaşanan bu sürtüşmenin ardından birkaç gün sonra S.İ., oğlumu ‘bir şey konuşacağız’ diye çağırmış. Anıl’ım da gitmiş. Arkadaşlarıyla gelen S.İ., oğlumu Ömerli tarafına götürmüş. Orada canına kıymış. Kendisine sabaha kadar ulaşamadık. Sabah da ölüm haberini aldık. Üzerine gidilirse bu işin arkasından daha farklı kişiler çıkar. Oğlumun sadece kalbinde 3 bıçak darbesi var. Sırtında ise kaç tane darbe var bilmiyorum. Sonuna kadar bu işin arkasını bırakmayacağım.”

Acılı baba, çocukları hedef haline getiren uyuşturucu tacirlerine karşı devletin ve kanunların bu kadar aciz olmasını kabul edemediğini de ifade ediyor ve ekliyor: “Özellikle Gebze, Darıca çok aciz bir durumda. Uyuşturucu tacirleri ilkokula kadar indiler. Çocuklarımız uzak dursa onlar çocuklarımıza bulaşıyor. Bu zehre birilerinin dur demesi için daha kaç kişinin ölmesi gerekiyor?”