Ülkemizde organ bağışının artırılması, bilinçlendirme yapılması ve farkındalık yaratılması amacıyla her yıl 3-9 Kasım Organ Bağışı Haftası olarak kutlanıyor.
Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Nöropsikiyatri Hastanesi’nden Uzman Klinik Psikolog Yıldız Burkovik, organ bağışında bulunmanın kişilere haz duygusu yaşattığını söyledi. Burkovik, şu değerledirmede bulundu:
“İnsanı mutlu eden almak mı vermek mi diye sorulduğunda kişilerin cevabı yaşam biçimlerine göre değişmektedir. Bir kişinin kendi canından biri için organ bağışında bulunması kadar, hiç tanımadığı bir kişi için de bağışta bulunması yaşanan duygulara ve kişilerin hayata bakış açılarına göre yine değişmektedir.
Her insanın içinde var olan olumlu ve olumsuz duygular tutum ve davranışlarımıza yön verirler. Kişilerin zihinsel yapıları ve kişilik özellikleri birçok duyguyu ve davranışı haz verici bulabilir.
Bir antisosyal için haz acının karşı tarafa verilmesiyle kendini gösterir. Olumlu bakış açısı olan bir kişi için ise haz daha çok yapıcı olandır, yıkıcı zarar verici olan değildir.
Organ bağışı yapan kişiler daha çok haz duygusunu tadarlar. Kendileri öldükleri zaman için organlarını bağışlayanlar da verici olmanın mutluluğunu, doyumunu hem zihnen hem gönülden hissederler.
Ani ölümlerde en sevdikleri kişi eğer organlarını bağışlamadıysa, bilinçli kişiler bu kararı alır ve uygulama için gerekli onamı verirler. Özellikle sıkıntı çekene yardımcı olmak, artık yaşamayan yakınlarını bir şekilde yaşatmak için yapılan ulvi bir harekettir bu durum.
‘Öldü ama şu kadar kişiye yaşam verdi ve kalbi birinde atıyor, birileri onun gözleriyle bakıyor dünyaya..’ derken aslında ‘Kaybolmadı gitmedi ve başkalarına da mutluluk verdi’ demek isteriz. ‘Biz üzüntüden gözyaşı döktük ama başkaları da mutluluktan gözyaşı döktü’ düşüncesi aslında haz ile acının bir birleşimidir.” dedi.