Necdet Güler
Necdet Güler

Orman kaybının başka yüzü

Atmosferdeki karbondioksit oranında olan artışın dünyamız için yarattığı tehlikeye değinmekten bilim insanları adeta helak oldular.

24 Aralık 2016 Saat: 11:30
YORUM YAPTavsiye EtYazdır

Bu yazı 1.474 kez okunmuştur

Bu konuda öyle bir durum oluştu ki tek çare orman alanlarını arttırmak kaldı. Bütün karasal karbonun yaklaşık %40'ını bünyesinde tutan orman alanlarını genişletmek…Ama bu bir hayal…Şu rakamlara bakınız:

Dünyada ormanlar  yaklaşık 4,1 milyar hektar alan işgal etmektedir. Yani karaların yaklaşık %30'u ormanlarla kaplıdırYılda ortalama 7,3 milyon hektar orman kaybı olmaktadır. Buyurun cenaze namazına..!

Evet cenaze namazına...Tek çare ormanların alanını arttırmak ama ormanlar ortadan kalkıyor. 

Ağaçlar, bildiğimiz diğer bitkiler gibi, solunum yaparken dışarı verdikleri karbondioksitten daha fazlasını fotosentez yaparken havadan alırlar ve bunun %85’ini gövde ve dallarını, %15-20 kadarını köklerini oluştururken karbon halinde kullanırlar. Yani toprağın içinde de karbon birikimi olmaktadır. Fakat kökler ve toprağın içinde yaşayan mikroorganizmalar solunum yaparlar ve dışarı karbondioksit verirler. Bu olaya toprak solunumu diyebiliriz. Kökler yaşadıkları toprak işlenirse hayatiyetlerini kaybederler, ayrışırlar ve içerdikleri karbon, karbondioksit halinde dışarı salınır. Bu, tarım alanlarında her yıl yapılan sürümler nedeniyle tekrarlanan bir olaydır.

Şimdi gelelim asıl konumuza;

Geçenlerde TV’lerden birinde iki kişi orman konusunda konuşuyor. Söyledikleri şu; “Bozuk orman alanlarında bütün ağaçları ortadan kaldırıp dikim yoluyla orman tesis etmeliyiz.”Bunu söyleyenlerin uzmanlık dalını bilmiyorum. Zaten bu ülkede bilen- bilmeyen konuşuyor. Hani futbol maçlarından sonra herkes teknik direktör kesiliyor ya onun gibi.

Bu ülkenin en büyük hastalığı okumamaktır. Okumayan insan “bilmediğinin” farkında olamadığı için okuyup öğrenme gereği duyamıyor. Yani berbat bir kısır döngü.

TV’de konuşan bu iki kişi “bildiklerini zannetmeyip” bu konuda yayınlar okusalardı şöyle bir yayınla karşılaşabilirler ve bu cümleyi etmezlerdi.

“Kuzey İngiltere'de bir Ladin (Picea sitchensis) ormanı, dikimden (yani yapay ağaçlandırmadan) 40 yıl sonrasına kadar takip edilmiştir. Plantasyon için toprak işlemelerinden sonra 10 yıl boyunca ağaçlandırma alanı bir karbondioksit kaynağı olmuş (Karbondioksit  salmış) ve ancak bundan sonra sistem, solunumla dışarı verdiğinden daha fazla karbonu karbondioksit halinde bünyesine almaya  başladığından toprakta karbon içeriği artma durumuna gelmiştir. Anlaşıldığı gibi ormanlar, kendilerini yenileyebilir şekilde korundukça  ve idare edildikçe  bir karbon deposudur ama tahrip edildiklerinde karbondioksit kaynağı haline dönüşmektedirler.”

Bayanlar ve baylar…Bozuk orman alanını muhafaza altına alırsınız. Orman kendini yeniler. İkincisi, bozuk orman alanında ağaç dikimleri için toprak işlendiğinde ölen kökler, kesilen ağaçların dal, yaprak ve gövdelerinin ayrışması sonucu havaya büyük miktarda karbondioksit salınımı olmaktadır.

Buradan başka bir noktaya geliyoruz: Filanca yol için binlerce ağaç kesildiğinde;  “on bin ağaç kestik ama yirmi bin ağaç diktik” nutukları dinliyoruz ve okuyoruz. Geçiniz bu nutukları. Çünkü yok etiğiniz ormanın toprağının içinden ve üstünden büyük miktarda karbondioksit çıkışı uzun zaman devam edecektir. Üstelik çıkan karbondioksidi kullanan ağaçlar da olmayacaktır. Ortadan kaldırdığınızın yerine yeni bir orman kurarsanız yukarıda belirtildiği gibi, o yeni orman uzun zaman topraktan salınanı karşılayacak kadar karbondioksit tüketmeyecektir. On bin ağaç yerine orman oluşturmayacak şekilde yirmi bin ağaç dikseniz de ortadan kalkan orman kadar fayda sağlanamayacaktır.

Okuyun bayanlar ve baylar…Bildiğinizi zannetme hastalığından kurtulun.

 

Kaynak:

1.Anonim. 2010.Fondazione Gas Natural.Foreste e ciclo del carbonio in italia: Come mitigare il cambiamento  climatico.1.Edizione 2010. Barcelona-Espana

2.Anonim .2012. Universita degli studi di Padova. Dipartimento di Agronomia Animal Alimenti Risorse Naturalie Ambiente. Tecniche di monitoraggio dell’ossidazione della  sostanza organica nei terreni torbosi del basso Veneziano.Tesi di laurea in scienze e tecnologie per l'ambiente e il territorio.

3.Anonim.2011 Universita degli studi di Napoli Federico II.Tesi di dottorato in biologia applicata.Accumulo e caratterizzazione del C organico nella lettiera e nel suolo minerale di pinete  e faggete .

 

Kocaeli Haberci Tavsiye Formu

Bu Yazıyı Arkadaşınıza Önerin
İsminiz
Email Adresiniz
Arkadaşınızın İsmi
Arkadaşınızın E-Mail Adresi
Varsa Mesajınız
Güvenlik KoduLütfen Resimdeki kodu yazınız

Yazarın Diğer Yazıları

İzmit'in zehirli havası4 Ekim 2023 Saat: 16:19
28 Eylül 2023 Perşembe günü akşamı Kocaeli Ansiklopedisi'nin tanıtımı nedeniyle Kongre Merkezinde Kocaeli Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen geceye katıldım.
Bitkileri sinirlendirmeyin20 Mayıs 2023 Saat: 19:08
Ne tuhaf başlık değil mi? Ama gerçek ; arada bir sinirlendikleri oluyor!
Batak14 Şubat 2023 Saat: 21:02
Deprem denilince aklıma İzmit’te iki alan gelir.
Çerkeslerin 101 yıl süren savaşı29 Ocak 2023 Saat: 19:35
Çerkes toplumuyla ilgili bilimsel yayınları okuyup irdeleyince bilmediğim birçok şeyi öğrendim ve çok şaşırdım. Üstelik, onların başlarına gelenleri öğrendikçe içim sızladı.
Yürüyen ağaç !22 Ocak 2023 Saat: 10:42
Bunu da duydum; yürüyen ağaç! Şaka gibi.
Tüm Yazıları
DepolamaTaşıma iletme sistemiMerdiven Tırmanma CihazıEngelli merdiven tırmanıcıUluslararası evden eve nakliyatAdaklıklazer epilasyonAnkara evden eve nakliyat