Atmosferdeki karbondioksit oranında olan artışın dünyamız için yarattığı tehlikeye değinmekten bilim insanları adeta helak oldular.
Bu konuda öyle bir durum oluştu ki tek çare orman alanlarını arttırmak kaldı. Bütün karasal karbonun yaklaşık %40'ını bünyesinde tutan orman alanlarını genişletmek…Ama bu bir hayal…Şu rakamlara bakınız:
Dünyada ormanlar yaklaşık 4,1 milyar hektar alan işgal etmektedir. Yani karaların yaklaşık %30'u ormanlarla kaplıdır. Yılda ortalama 7,3 milyon hektar orman kaybı olmaktadır. Buyurun cenaze namazına..!
Evet cenaze namazına...Tek çare ormanların alanını arttırmak ama ormanlar ortadan kalkıyor.
Ağaçlar, bildiğimiz diğer bitkiler gibi, solunum yaparken dışarı verdikleri karbondioksitten daha fazlasını fotosentez yaparken havadan alırlar ve bunun %85’ini gövde ve dallarını, %15-20 kadarını köklerini oluştururken karbon halinde kullanırlar. Yani toprağın içinde de karbon birikimi olmaktadır. Fakat kökler ve toprağın içinde yaşayan mikroorganizmalar solunum yaparlar ve dışarı karbondioksit verirler. Bu olaya toprak solunumu diyebiliriz. Kökler yaşadıkları toprak işlenirse hayatiyetlerini kaybederler, ayrışırlar ve içerdikleri karbon, karbondioksit halinde dışarı salınır. Bu, tarım alanlarında her yıl yapılan sürümler nedeniyle tekrarlanan bir olaydır.
Şimdi gelelim asıl konumuza;
Geçenlerde TV’lerden birinde iki kişi orman konusunda konuşuyor. Söyledikleri şu; “Bozuk orman alanlarında bütün ağaçları ortadan kaldırıp dikim yoluyla orman tesis etmeliyiz.”Bunu söyleyenlerin uzmanlık dalını bilmiyorum. Zaten bu ülkede bilen- bilmeyen konuşuyor. Hani futbol maçlarından sonra herkes teknik direktör kesiliyor ya onun gibi.
Bu ülkenin en büyük hastalığı okumamaktır. Okumayan insan “bilmediğinin” farkında olamadığı için okuyup öğrenme gereği duyamıyor. Yani berbat bir kısır döngü.
TV’de konuşan bu iki kişi “bildiklerini zannetmeyip” bu konuda yayınlar okusalardı şöyle bir yayınla karşılaşabilirler ve bu cümleyi etmezlerdi.
“Kuzey İngiltere'de bir Ladin (Picea sitchensis) ormanı, dikimden (yani yapay ağaçlandırmadan) 40 yıl sonrasına kadar takip edilmiştir. Plantasyon için toprak işlemelerinden sonra 10 yıl boyunca ağaçlandırma alanı bir karbondioksit kaynağı olmuş (Karbondioksit salmış) ve ancak bundan sonra sistem, solunumla dışarı verdiğinden daha fazla karbonu karbondioksit halinde bünyesine almaya başladığından toprakta karbon içeriği artma durumuna gelmiştir. Anlaşıldığı gibi ormanlar, kendilerini yenileyebilir şekilde korundukça ve idare edildikçe bir karbon deposudur ama tahrip edildiklerinde karbondioksit kaynağı haline dönüşmektedirler.”
Bayanlar ve baylar…Bozuk orman alanını muhafaza altına alırsınız. Orman kendini yeniler. İkincisi, bozuk orman alanında ağaç dikimleri için toprak işlendiğinde ölen kökler, kesilen ağaçların dal, yaprak ve gövdelerinin ayrışması sonucu havaya büyük miktarda karbondioksit salınımı olmaktadır.
Buradan başka bir noktaya geliyoruz: Filanca yol için binlerce ağaç kesildiğinde; “on bin ağaç kestik ama yirmi bin ağaç diktik” nutukları dinliyoruz ve okuyoruz. Geçiniz bu nutukları. Çünkü yok etiğiniz ormanın toprağının içinden ve üstünden büyük miktarda karbondioksit çıkışı uzun zaman devam edecektir. Üstelik çıkan karbondioksidi kullanan ağaçlar da olmayacaktır. Ortadan kaldırdığınızın yerine yeni bir orman kurarsanız yukarıda belirtildiği gibi, o yeni orman uzun zaman topraktan salınanı karşılayacak kadar karbondioksit tüketmeyecektir. On bin ağaç yerine orman oluşturmayacak şekilde yirmi bin ağaç dikseniz de ortadan kalkan orman kadar fayda sağlanamayacaktır.
Okuyun bayanlar ve baylar…Bildiğinizi zannetme hastalığından kurtulun.
Kaynak:
1.Anonim. 2010.Fondazione Gas Natural.Foreste e ciclo del carbonio in italia: Come mitigare il cambiamento climatico.1.Edizione 2010. Barcelona-Espana
2.Anonim .2012. Universita degli studi di Padova. Dipartimento di Agronomia Animal Alimenti Risorse Naturalie Ambiente. Tecniche di monitoraggio dell’ossidazione della sostanza organica nei terreni torbosi del basso Veneziano.Tesi di laurea in scienze e tecnologie per l'ambiente e il territorio.
3.Anonim.2011 Universita degli studi di Napoli Federico II.Tesi di dottorato in biologia applicata.Accumulo e caratterizzazione del C organico nella lettiera e nel suolo minerale di pinete e faggete .
Serdar Mah.Duman Sok. 7/B İZMİT / KOCAELİ
Telefon : 0532 408 95 44
Telefon : 0262 226 62 30 - 0262 743 77 71 - 0262 643 20 30
Mobil Tel : 0542 4841578
Fax : 0 262 743 7771
Email : kocaelihaberci@gmail.com
SİTE HARİTASIHaberler RSS2016 © Kocaeli Haberci