Özür mü? Müjde mi? AKP hükümetinin yıllarca kullandığı 2023 hedefleri vardı.
Bu hedefler içinde bazıları hatırlarda kaldığı üzere şöyleydi. 25 bin dolar kişi başı milli gelir, 500 milyar dolar ihracat, 2 trilyon dolar gayrisafi hasıla, en büyük ekonomisi olan ilk 10 ülke arasına girmek vs. gibi.
Bunların hiçbirinin yanına bile yaklaşılmadı. Kişi başı milli gelir 9 bin dolar, en büyük ekonomik ülkeler sıralamasında 20’nin dışına çıktık. İhracat 200 milyar dolar civarında. Şimdilerde Türkiye’nin yüzyılı diye yeni bir vizyon konuyor.
2023 yılı bütçesi meclisle konuşuluyor. Bütçenin %6,5’u yani yaklaşık 187 milyar TL sosyal yardım tutarı. Bunun içinde 3,4 milyar dolar olan doğalgaz yardımı da var. AKP hükümeti TV’lerde büyük bir coşku içinde yeni müjde paketi açıklıyor. 7 milyon hane halkına 187 milyar TL yardım yapılacakmış. Yani toplam 23 milyon hanenin üçte biri olan 7 milyon hane halkı yoksul durumda bulunuyor demek. Yoksulluğun sınırı bilindiği üzere, asgari ücretin 2/3 den az geliri olanlar yardıma muhtaç kişiler sayılıyor.
2023 hedefleri içinde hiç kimse muhtaç kalmayacağı da vardı. 2023 projeleri bittiğine göre bu 7 milyon hane halkının muhtaç durumda bulunuyor olması nasıl açıklanır ki? 187 milyar dağıtılacaksa bu muhtaç insanların bitmesi şöyle dursun. Sayılarının çok arttığı görülmektedir.
20 yıl sonra bu kadar insan bütün vaatlere karşın yoksulluğu artmışsa bu nasıl müjde. Hani; 20 yıl içinde hiç yoksul kalmayacaktı. Bu durum müjde yerine bir özür olması gerekmez mi? Devlet tabi ki yoksulların yanında olacaktır. Sosyal devlet olmanın gereği budur. Ama bunun açık yüreklilikle ifade edilirse sosyal yardım mantığı ile açıklanabilir mi? Bir seçim yatırımı olduğu tüm açıklığı ile ortadadır.
20 yıl içinde toplam nüfusun 1/3 ‘ünün yoksulluğunu önleyeme, her haneye yılda 26 bin TL ayda 2 bin TL yardıma muhtaç bırak, birde bu durumu müjde olarak sun. Gerçekten siyaset tarihinde hatırlanacak ilginç bir durum.
Diğer taraftan içişleri bakanı da bir açıklamasında her hafta 5.000 kişi uyuşturucu ile ilişkili olduğu nedeniyle gözaltına alındığını söylüyor. Evet, aslında emniyet güçlerinin önemsenmesi gereken bir başarısı. Peki, sormazlar mı, bu kadar bu insanların ülkemizde mantar gibi bitmesi nasıl oluyor?
Bu insanlar ülkemize ne zaman, nasıl gelmişler. Neden son zamanlarda bunların sayısı bu kadar arttı. Esasen sorulması ve açıklanması gereken durumlar bunlardır.
Sonuç olarak;
Bu ülkede 23 milyon hane halkının 7 milyonunun yoksul durumda bulunduğu ve 20 yıl sonra bu insanlara ayda 2.000 TL vererek müjde diye sunulduğu, haftada 5.000 kişinin uyuşturucu ile ilişki bulunduğu diye tutuklandığı, bu sayının bu kadar neden ve nasıl arttığının sorgulanmaması durumunda hiçbir şeyin değişmeyeceğini düşünüyorum.