Geçenlerde İzmit’imizin en eski parkı olan Cumhuriyet Parkı’na gittim. Bu parkı İzmit’lilerin tamamı “Çoçuk Parkı” olarak bilirler. İsmini yakın zamanda değiştirdiler. Parkta yeni düzenleme adı altında yapılanları görmek is
Çünkü çocukluğumda içinde oynadığım (o zamanlar güney tarafı ana yola kadar uzanıyordu) bir park olduğu için çok ilgimi çekiyor. Yapılanlara bakarken orman mühendisi olarak bilgilerimle, bir sade vatandaş olarak düşüncelerimi biraraya getirmeye çalıştım. Bunu yaparken, bu mühendislik alanında fakülteyi bitirdiğim zaman ile şu andaki bilgilerimi kıyaslamam gerekti. Şu sonuca ulaştım: Örneğin, bir yumurta ile bir futbol topu.. Acaba bilgide bu kadar artış karşıda gördüklerim karşısında yetersiz mi kalıyordu!..
Bunları düşünürken kendi kendime, karşımda olan parkta yapılanları kimler, neleri irdeleyerek planladı acaba demekten kendimi alamadım. Mesleğinle ilgili olarak yıllarca çalış, üstelik araştırmacı olarak yayınlar yap ama karşıda gördüğün çalışmaları anlayama...Olacak şey değil...
Bu arada bazı konularda akıl yürütebilmek için üniversite bitirmeye gerek olmadığı da aklıma geldi. Örneğin Türkiye’nin her tarafında kavaklıklar içinde tarım yapmak isteyenlerin arazilerine kontrola giderdim. Bunun için mantıken kavak fidanları sıra üstünde tam alana göre daha sık dikilir ve iki sıra arasında mesafe çok arttırılır. Türkiye’nin hiçbir yerinde sıraları güneş ışınlarının gelişine dik yönde düzenleyen köylü vatandaş görmedim. Köylü vatandaş bu konuda hiç yanlış yapmıyordu. Güneş ışınlarının pozisyonunu dikkate alıyordu. Kavak diken köylü vatandaşların yaptıkları ile bu parkda yapılanlar arasında ne ilgi var diyeceksiniz. Yapılanları görünce nedense böyle bir çağrışım yaptı.
Ancak şu kesin; Bu parkta yapılanların tamamını irdeleyebilmek için yüksek tahsilli olmak, botanik, ekoloji filan okumak gerekmiyor. Yapılanlar ortada. Yanlış denilenlerin aksini savunanlar olacaktır. Savunacakların söyleyecekleri bu konuda bilgi düzeyinin ne olduğunu da ortaya koyacaktır. Bu da edinilecek bir bilgidir. Ancak bu toplumda olumsuzlukların farkına varanlar, hiç farkına varamayanlar ve uyarıldığında farkına varanlar ile uyarıldığı halde farkına varamayanlar bir arada yaşıyor. Karşı görüşler de buna göre şekillenecek.
Şimdi bu parkta neler yapılmıştır onları irdeleyelim:
A)Düzenleme yapılırken parkın içinde var olan ağaçlardan bir kısmı
kesilmiştir.
Kent doğaldan en uzak yaşam ortamıdır. Kentlerde doğala en yakın yerler parklardır ve parklara bu özelliği en etkin şekilde ağaçlar başta olmak üzere bitkiler sağlar. Bunların estetik açı dışında, havayı temizleme, karbondioksit tüketip oksijen üretme gibi son derece önemli işlevleri vardır. Öyle ki Amerikan Ormancılık Birliği (American Forestry Association) kentte 50 yaşında bir ağacın değerini takriben 57.000 dolar olarak belirlemiştir. (LIPU. (Lega italiana protezione ucelli). 2010. Gli alberi nelle aree urbane. P.37) . Şu rakama bir bakar mısınız…Burada yazılı olan değer, ağacın kollektif faydalarının parasal toplamıdır. Örneğin havayı temizlemesi sonucu sağlık açısından önlediği giderler bunun içindedir.
Termal’de (Yalova) bir çınar ağacının, duvara dayanan bir dalının kesilmesini önlemek için koskoca köşkü ray üstünde sürdürerek ağaçdan uzaklaştıran Atatürk’ün yaşadığı bir ülkede, düzenleme yapıyorum diye parkta bulunan 30-40 hatta 70 yaşlarında ağaçlar bile kesilmiş. Parkta ağaçlar kesilmez mi? Kesilir. Ölmüş ağaçlar kesilir. Bazen onların da kesilmediği görülür. Yürüyüş yolunda tamamen ölmüş ağaçlar var, böceklenmişler ve üstlerinde mantarlar yaşıyor. Kesilmeden duruyorlar yıllardır. Ama yaşlanmış, insan sağlığı ve estetik açıdan faydasının doruğuna ermiş sağlıklı ağaçlar nasıl kesiliyor? Buna kim veya kimler nasıl ve hangi nedenlere göre karar verir.? Bunlar olurken TEMA nerede? Belediyenin çevre danışmanı nerede? Bu iş çevreyi ilgilendirmiyor mu? Ağaçların örneğin havayı temizlemede katkısı çevresel olay değil mi? Çevre denilince sadece manzara mı anlaşılıyor. Diyelim ki kesilen ağaç sadece 10 yaşında olsun. Bu ağacın kesildiği yerde 10 yıl geriye gidilmiyor mu? Kesilen ağacın estetik katkısı dışında sağladığı onca fayda ortadan kalkmış olmuyor mu?
Dünyada, yeşile boğulmuş kentlerde bile bir parkta yeni düzenleme yapılacaksa planlar var olan ağaç ve ağaççıklara göre yapılır. Ağaçlar yeni plana uymaz. Plan orada var olan ağaçlara uyarlanır. Bu günün dünyasında parkı düzenliyorum diye, olmazsa-olmaz olan ağaçları nasıl kesersin? Hangi bilimsel ve beşeri dayanakla yaşlı ağaçları kesebilirsin? Böyle çalışmaların olduğu ileri ülkelerde değil ağacı kesmek dalını budamak mümkün değildir.
Keşke ağaçlar kesileceğine park eskisi gibi kalsaydı. Çünkü bir tek ağacın bile kesilmesi ile oluşan kaybı, parkın şimdi -bazılarına göre- artan estetik değeri ile karşılamak mümkün değildir. Eğer estetik değeri arttırmak düşüncesiyle parkın bazı yerlerinde üstelik yetişkin ağaçlar kesilip çıplak alanlar bile yaratılıyorsa bir yanlışlık sözkonusudur. Ağaçların sadece oksijen üretme yönündeki faydası bile parkdaki bir ağacı kesmenin ne denli yanlış olduğunu gösterir. Örneğin 100 yaşında bir kayın ağacı takriben 7.ooo m2 yaprak yüzeyine sahiptir. Bir saat içinde 4800 m3 havada mevcut 2,5 kg karbondioksidi bünyesine alır ve havaya 1.7 kg oksijen salar. Bu kadar oksijen 10 kişinin ihtiyacını karşılar. Ağaç bunları yaparken 6000 kaloriden daha fazla güneş enerjisi kullanır ve 8000 m3 havada mikroklimayı iyileştirecek şekilde takriben 300-400 litre suyu transpire eder. Bu fonksiyon aralıksız olarak 20 saat çalışan 5 adet klimanın yaptığına eşdeğerdir. Böyle bir ağaç bütün hayatı boyunca ortalama 500 m3 hacimli 80 000 evin hacmine eşit miktarda havayı temizleyebilmektedir. (Mario Carminati- Massimo Ranghetti .Perché gli alberi sono importanti per noi. P.220). Dikkat edin; bir saatin içinde…
Caddelere bu konuda uyarı levhaları asacaksın, ama parkta koskaca ağaçları yaptığın plana uymuyor diye keseceksin…
Aşağıdaki 2 resme bakın ve oturup ağlayın. Düzenleme yapılmadan nasılmış parkın o köşesi. Bu köşe bir örnek. Resimde örneğin Oya Ağaçları’nın güzelliğini görüyor musunuz? Bunlar çok güzel çiçeklerini uzun süre üstünde koruyan yetişkin ağaçlardı. Bir gün birileri geldi bunların dallarını kesti, taçları ufacık kaldı (Budama yaptılar, ağaç kuvvetlenecekmiş diye). Diğer resme bakın orası boş. Bu ağaçlar neden kesildi? Allah aşkına birisi bana söylesin. Lise tarafında da kesilen çok yaşlı Kızılçamlar var. Parkın kuzey ve doğu tarafında da yaşlı-genç birçok ağaç kesildi.
Geçenlerde midibüs beklerken parkta çalışan işçilerin yanına gittim. Başlarındaki adama “ Buradaki ağaçlar kesildi, yazık değil mi?” diye sormadan edemedim. Cevap: “Beyim....Beyim...Belediyemiz herşeye muktedirdir. Oralara yenilerin diker” diye cevap verdi. Şu cevaba bakar mısınız!. Yılların önemi yok, ağaçların sağladığı faydanın ortadan kaldırılmasının önemi yok. Oraya sanki bir yerlerden 30-40 yaşında ağaçlar getirip dikecekler..