Necdet Güler
Necdet Güler

PARK DÜZENLEMESİ BÖYLE YAPILMAZ (2.Bölüm)

Bu başlık altında 1.bölümde eski ismi “Çocuk parkı” olan şimdiki “Cumhuriyet parkında” yeni düzenleme adı altında ağaçların dipten kesilmesini irdelemiştim.

22 Mart 2013 Saat: 17:38
YORUM YAPTavsiye EtYazdır

Bu yazı 1.421 kez okunmuştur

Keşke, yapılan yanlış bununla bitseydi diyorum. Aşağıdaki satırları okuyunca sizin de aynı şeyi düşüneceğinizden eminim.

             Yapılanları irdelemeye devam edelim:

             B)Betonlaşma’yı ele alalım:

             Bitki yetiştirme ile ilgili bir iş yapılırken öncelikle Yetişme Ortamı irdelenir. Bir park tesisi veya yeniden düzenlemesi konu ise bu irdelemede bakı ve güneşin etkisi önem kazanır. Çünkü parklar insanların dinlenme yeridir, orada oturulur. Park ortamında güneşin etkisini  en yararlı şekilde değerlendirme ağaçlar sayesinde olur. Örneğin, parkta oturma gruplarını koyduğun yeri yaz sıcağından korumak, kışın açık havalarda ise güneşin sıcaklığından faydalanmak için yaprağını kışın döken ağaçlar kullanılır. Bu ağaçların güneş ışınlarının geliş açısına ve taç boyutlarına göre  oluşturacağı gölge alanlarını dikkate alarak oturma gruplarının ağaçlardan uzaklığını belirlersin. Dünyanın her yerinde bu iş böyle yapılır.

             Şimdi parkın oraya gidin. Minübüs duraklarının arkasında kalan güney sınırında boydan-boya basamaklı bir kurulum yapılmış. Niçin yapılmış?. Otobüs filan bekleyenler orada oturup beklesinler diye. Dün oraya gittim ve güneş ışnlarının geliş açısını ve etki süresini gözlemledim. Orada oturanlar vardı. Yaz mevsiminde güneş ışınları daha dik gelerek burasını daha uzun zaman etkileyecek iken, yaz ortası güneşli bir günde o basamaklı yerde elinde şemşiye veya kafasında Meksika şapkası olmadan oturacak bir kişi bulun da görelim. Güneş tepede, gölge yok ve çok ısınmış beton zemin sıcaklık yayıyor. O alan yazın, günün çok büyük bir kısmında güneş ışnlarına açık  durumda. Şimdi bunu planlayanlar   güneşli bir yaz günü oraya gelsinler ve o merdivende şöyle 15-20 dakika otursunlar da görelim.

             Bu durumun  psikolojik olumsuz etkisini hissedecek olanlar için bir önerim var: Oraya bir tabela asın ve üzerinde şu yazsın: “D vitamini kazanım merdiveni. Burada 5 dakika kalın, vücudunuzda D vitamini artsın”. Biliyorsunuz güneş ışınları deri altı yağları D vitamine dönüştürür.

             Benzer durum park içinde, bu merdivenin üst tarafına kunulan (Lise tarafında) oturma grupları için de geçerli. Orada da bu grupların bazı kesimlerinde belli saalerde oturmak güneşin yakıcı etkisi nedeniyle mümkün olmayacak. Çünkü  bu oturma gruplarının güneş ışnlarının geldiği taraftaki ağaçları, güzeller güzeli Oya Ağaçları dahil, düzenleme yapıyoruz diye kestiler.   

             Bundan anlaşılan şudur; Beton-taş yüzeyi ne kadar arttırırsan  ağaçları da o kadar artttıracaksın. Bu tribünvari kesimin önüne, bir hat boyunca, gölge oluşturacak ağaçlar dikmeyi önleyen nedir? Parkın içinde ne yapılmış? Beton- taş kaplama arttırılmış ağaçların sayısı azaltılmış. Böyle olmakla kalmayacak; göreceksiniz birileri çıkıp kalan ağaçların dallarını buduyorum diye kesecek, böylece gölgesini azaltacak şekilde taçlarını ufaltacak ve hatta bazılarını soba borusu gibi duruma sokacak. Çünkü bazıları  budadıkça ağacın kuvvetleneceğini sanıyor.

            Aklıma gelmişken; Kentlerde “ Isı adası” denilen oluşumlar görülür. Asfalt ve beton kaplı alanlar güneş altında ısınır. güneş çekildiği zaman da oradan ısı yayar. Bu olayın geniş çapta olduğu kentlerde güneşlenme kalkınca ısınıp yükselen havanın yerine çevreden – kent dışında olan fabrikalardan ve tesislerden kaynaklanan– kirli hava dolar. Bu yüzdendir ki  böyle alanları direk güneş ışnlarından korumak için tedbirler alınır. En etkin ve doğal tedbir güneşin pozisyonuna bağlı olarak ağaç dikimidir. Yani yapılacak iş, hem beton alanlar oluşturmak hem o alanın çevresindeki ağaçları plana uymuyor diye kesmek değildir.

     

        C) Fiziksel düzen

             Parklar insanların dinlenme yeridir. Kent insanının doğaya en yakın olabileceği, özellikle yaşlılar, özürlü insanlar ve çocuklar için ideal yerlerdir. Böyle yerlerin girişleri-çıkışları kolay olmalı, risk taşımamalıdır. Bu yüzden park düzenlemelerinde merdiven yapmaktan kaçınılır. Merdiven en son çare olarak düşünülür. Şimdi gelelim burada ne yapıldığına; Parkın ana caddeye bakan kısmının  batı tarfında, merdivensiz  hafif meyilli bir yol ile giriş, doğu tarafına 9 basamaklı, dik merdiven ile ana giriş. Neden diğeri gibi değil? Bu zaten görüntü olarak çirkin. Merdivenlerden küçük çocuklar, özürlüler, yaşlı insanlar nasıl çıkacak, nasıl inecek? Bunu yaparken düşme dahil nasıl tehlikelerle karşılaşacak? Öbür tarafı kullansın diyebilirler bunu akıl edenler. Öbür taraftaki uygun ise bu tarafa uygun olmayan neden yapılmıştır? Buraya da diğeri gibi meyilli giriş yapmayı önleyen nedir? Kentin ana caddelerinde örneğin görme özürlüler için özel döşeli şeritler yapacaksın, kaldırımlarda geçiş yerleri yapacaksın ama parka girerken onları dik merdiven çıkmak zorunda bırakacaksın . Neden?..

 

        D) Yapay ışıklandırma

             Bitkilerin ışıktan olumsuz etkilenmesi diye bir olaydan haberiniz var mı? Yapay ışığın bitkileri kötü etkilediği bilimsel olarak ispatlanmıştır. Bu konuyu biraz açalım; Tabiatta bütün canlılar belli bir aktivite-dinlenme periyoduna sahiptir. Bu biyolojik ritimler gece ve gündüz peşpeşe oluyorsa buna “Cirkadian”  yani günlük ritim denilir. Bitkilerinde  kendine has biyolojik ritmi vardır. Ama kentlerde ışık kirliliği bitkilerin biyolojik ritmini bozuyor. Işık kaynağına yakın yapraklarda stres oluşmakta ve normal süreci bozulduğu için fotosentez azalmakta, bitki beslenmesi gerilemektedir. (Fotosentezin azalması ağacın daha az karbondioksit tutması sonucunu da doğurmaktadır). Bu, çıplak gözle görülemeyen, farkedilemeyen, ama bilimsel olarak gerçekleştiği ispatlanmış bir olaydır. Yapay ışık bitkilerin gelişimini engellemektedir.

Parklarda ışıkları görün, insanlarımızın bundan haberi olup-olmadığına siz karar verin.          

           Çocukluğumda içinde oynadığım bu parkta düzenlemeyi yapanlardan birisi çıksa ve bu yapılanları savunsa inanın çok sevinirim. Çünkü bilginin sonu yok, belki benim bilmediğim şeyleri açıklar, onları öğrenirim. Hatta öğrendiklerimi, “Ben bunları bilmiyormuşum” diyerek bu satırlarda yayınlayabilirim. Bilgi noksanlığı kadar kötü şey var mı?

 

 

Kocaeli Haberci Tavsiye Formu

Bu Yazıyı Arkadaşınıza Önerin
İsminiz
Email Adresiniz
Arkadaşınızın İsmi
Arkadaşınızın E-Mail Adresi
Varsa Mesajınız
Güvenlik KoduLütfen Resimdeki kodu yazınız

Yazarın Diğer Yazıları

İzmit'in zehirli havası4 Ekim 2023 Saat: 16:19
28 Eylül 2023 Perşembe günü akşamı Kocaeli Ansiklopedisi'nin tanıtımı nedeniyle Kongre Merkezinde Kocaeli Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen geceye katıldım.
Bitkileri sinirlendirmeyin20 Mayıs 2023 Saat: 19:08
Ne tuhaf başlık değil mi? Ama gerçek ; arada bir sinirlendikleri oluyor!
Batak14 Şubat 2023 Saat: 21:02
Deprem denilince aklıma İzmit’te iki alan gelir.
Çerkeslerin 101 yıl süren savaşı29 Ocak 2023 Saat: 19:35
Çerkes toplumuyla ilgili bilimsel yayınları okuyup irdeleyince bilmediğim birçok şeyi öğrendim ve çok şaşırdım. Üstelik, onların başlarına gelenleri öğrendikçe içim sızladı.
Yürüyen ağaç !22 Ocak 2023 Saat: 10:42
Bunu da duydum; yürüyen ağaç! Şaka gibi.
Tüm Yazıları
DepolamaTaşıma iletme sistemiMerdiven Tırmanma CihazıEngelli merdiven tırmanıcıUluslararası evden eve nakliyatAdaklıklazer epilasyonAnkara evden eve nakliyat