Saadet Partisi Kocaeli İl başkanımız Av.Zafer Mutlu, İl binasında yapmış olduğu haftalık basın toplantısında Ak parti İl kongresini değerlendirerek Parti kongresini neden belediye bütçesinden yapıldığını sordu?
"Parti kongresini neden belediye bütçesinden yapıyorsunuz?"
Saadet Partisi Kocaeli İl başkanımız Av.Zafer Mutlu, İl binasında yapmış olduğu haftalık basın toplantısında Ak parti İl kongresini değerlendirerek Parti kongresini neden belediye bütçesinden yapıldığını sordu?
Eleştirilerine devam eden Başkan Mutlu şunları kaydett:
Tebrik safhasını geçtikten sonra şimdi kongre ile ilgili bazı eleştirilerimi sunmak istiyorum. Kongre Uluslar arası Fuar Merkezinde yapıldı. Kongrenin A'dan Z'ye her şeyini Büyükşehir Belediyesi yaptı. 30 bin m2 kapalı alana sahip uluslararası Fuar merkezinin tüm duvarları brandalar ile kaplanmış. Yer gök brandalar ve bayraklarla giydirilmiş. Büyükşehir belediyesine ait tüm bilboardlar donatılmış. Nereden baksanız 6 bin m2 branda!!! Doların 8.5 lirayı, euronun 10 lirayı geçtiği günlerde yapılan sadece bu kadar brandanın maliyeti ne kadardır? Ak parti kongresinin Büyükşehir Belediyesine maliyeti nedir? Kaç milyondur? Ak parti bu kongrede yaptırdığı harcamanın faturasını gösterebilir mi? Parti kongresini neden belediye bütçesinden yapıyorsunuz? Hani tüyü bitmemiş yetimin hakkını koruyacaktınız, hani artık tasarruf edecektiniz. Ülke ne kadar ekonomik krizde olsun huylu huyundan maalesef vazgeçmiyor..
Sayın Cumhurbaşkanının gelişiyle ilimizde uzun zamandır yapılamayan işlerin hızlıca bitirildiğine de şahit oluyoruz. Keşke Cumhurbaşkanımız Bursa tarafından gelseydi de şu yılan hikayesine dönen Karamürsel battı çıktısı da hızlıca bitirilebilseydi. Buradan Büyükşehir yetkililerine de bir kez daha haykırıyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımıza 3-4 yıldır açık olan tesisleri değil de bu yeni çalışmaların açılışını yaptırsaydınız daha güzel olmaz mıydı?
Ayrıca Cumhurbaşkanı gelecek diye salona gireceklere, alanda çalışanlara, tüm delegelere, tüm kamu kurumlarının yöneticilerine özetle alana girme hatta yakınından geçme ihtimali olan herkese test yapılıyor. 2 günde binlerce kişiye test yapıldı. Öyle ki test yapılan insanların sonucu 24 saatte çıkıyorken kongre sürecinde yoğunluktan dolayı bir türlü çıkmak bilmemiştir. Neden? Çünkü Ak Parti kongresi için yapılan testlerin sonuçları öncelikle çıkması gerekiyor. Sağlık çalışanları bile belirtisi olmadıkça test yaptıramazken, vatandaş çok mecbur kalırsa Özel Hastanelere yüzlerce lira verip test yaptırırken bu nasıl bir bolluktur. Neden sadece zorunlu olarak katılması gerekenler katılmıyor bu kongreye? Test yaptırmak sadece Ak partili olanlara mahsus bir hak mıdır?
Yakın zamanda Saadet Partisi olarak biz de dahil birçok siyasi parti kongrelerini çok zor şartlarda yapmışken başta Barolar olmak üzere meslek kuruluşlarına ise kongre yapmak yasaklanmışken böyle ayrıcalıklı bir ortam sağlanmasının adı adaletsizlik değil midir?
Saadet Partisi Ankara Gençlik kollarından sadece 5 kişi sosyal mesafe ve maske kurallarına uygun bir şekilde basın açıklaması yaptıktan sonra gözaltına alındı. 4 saat gözaltına alındıktan sonra idari para cezası kesilerek serbest bırakıldı. Peki Ak Parti kongresindeki kol kola gençlerin durumuna herhangi bir yaptırım uygulandı mı? Uygulanabilir mi?
Evet bu ülkede bir Ak partililer vardır bir de diğerleri. Ak partili değilseniz 2.sınıf vatandaşsınız demektir. Bu ülkede farklı düşüncedeyseniz ne siyaset yapmak ne iş bulabilmek ne adalet talep etmek ne kalkınabilmek istediğiniz kadar kolay değildir. Adalet de kalkınmak da sadece onlara mahsus bir durum haline gelmiştir. Birlikte paylaşmak ve birlikte kalkınmak üzere söz veren sözüm ona dava mensupları bugün yancısıyla, ortakçısıyla birlikte paylaşmakta, birlikte kalkınmaktadır.
Bu vesileyle buradan bir kez daha haykırıyoruz ki bizim davamız bu ülkede adaleti sağlamaktır ve milletin birikimini hakça paylaşmaktır. Kalkınırken de adaletli olmaktır, bölüşürken de adaletli davranmaktır.
Diğer bir mesele dün Büyükşehir’in meclis toplantısı vardı. Biz de orada toplantıyı takip ettik. Birçok konu gündeme geldi ancak bunlardan bir tanesini burada zikretmek istiyorum.
Malum geçtiğimiz haftalarda bizim de gündemimize aldığımız Kent konutun Tuana 3 projesinin durumu soruldu bir meclis üyesi tarafından Sayın Tahir Büyükakın’a..
Sayın Büyükakın özetle ‘şirket tasfiye istedi hukuk izin vermedi biz de kabul etmedik. Pandemi sebebiyle süre uzatımı verdik’ dedi. Ve adeta konuyu geçiştirdi. Oysa sorularımız oldukça açık ve izaha muhtaçtı. Nedir sorular bir kez daha hatırlatalım..
1- Müteahhit firma işin %64’ünü bitirdiği halde payına düşen dairelerin çoğunu satıp parasını alıp kalanları da temlik vermek suretiyle devlet bankasından kredi çekerek nakite çevirdiği doğru mu?
2- İlk Projede olmayan bir AVM’yi plan tadilatı ile projeye ekletip bunu da ünlü bir mağaza zincirine sattı mı?
3- Proje bu halde iken teminatını alıp çıkmak suretiyle tasfiye etmeye kalktı mı?
4- Kaçıncı kez süre uzatımı veriyorsunuz?
5- Herhangi bir inşaat faaliyeti başlamadığı halde teminata el koyup neden sözleşmeyi feshetmiyorsunuz?
Sorular bunlar bakalım Tahir başkan daha ne kadar yuvarlayabilecek konuyu bekleyip göreceğiz…