Mühendis kökenli yazarlarımızdan Murat Gülsoy, bu yıl içinde yayınlandığı "Ressam Vasıf'ın Gizli Aşklar Tarihi" adlı son romanı ile kitap severleri mutlu etmiştir.
Mühendis kökenli yazarlarımızdan biri olan; çoklu eğitiminin olanaklarını edebiyat alanında yetkin bir şekilde kullanan, Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Üyesi, yazar, Murat Gülsoy, bu yıl içinde yayınlandığı "Ressam Vasıf'ın Gizli Aşklar Tarihi" adlı son romanı ile kitap severleri mutlu etmiştir. 2001 Sait Faik Hikâye Armağanı'nı, 2004 Yunus Nadi Roman Ödülü'nü, 2013 Notre Dame de Sion Edebiyat Ödülü'nü, 2014 Sedat Simavi Edebiyat Ödülü'nü de kazanan Murat Gülsoy'un yapıtları, çeşitli dillere de çevrilerek, uluslararası düzeyde de tanınan bir yazar konumunu elde etmiştir.
"Ressam Vasıf'ın Gizli Aşklar Tarihi" romanının örgüsü; (1890-1967) yılları arasında yaşamış, Ressam Vasıf adlı kurgusal baş kişisinin, ölümüne yakın dönemde, Halit adlı gazeteciye , yaşamından kesitlere yer veren anlatısından oluşmuştur. İçerik itibariyle, belgesel veya otobiyografik özellikli olarak da tanımlanabilecek konumda ki eseri; Türk resim sanatının tarihsel arka planını da gündeme taşıması açısından da ayrı bir önemde bulunmuştur. Adı geçen romanın, söyleşi kapsamında ki anlatısında; gazetecinin sorularına yer verilmemekte, sadece Vasıf'ın itiraflarına odaklanmaktadır. Ayrıca, bölümler arasını oluşturan, galeri olarak adlandırılan ara kısımlarda ise; ressam Vasıf'ın kişisel sanatsal yaşamı ile ilgili eskizlere, objelere, fotoğraflara, kitaplara ve kendisi veya dönem ressamların tabloları hakkında açıklamalara da yer verilmektedir. Anlatıdan; akademik bir kariyeri olmayan ressam Vasıf'ın, sanat çevrelerinden kendini soyutlamış, kenarda kalmış, aykırı ve bohem bir yaşantıya sahip bir kişilik olarak tanımlanmıştır. Vasıf'ın bir rastlantı sonucu, Paris'te, ressam Georgette Valene'den resim dersleri almış olduğu, resim sanatı alanında, kendisini geliştirme şansını bulduğu öğrenilmiştir. Zaman zaman, İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi'nde de ders veren ressam Vasıf; bu bağlamda, Nazım Ziya, Fikret Muallâ, Bedri Rahmi Eyüboğlu ve özellikle de İbrahim Çallı ile de yolları çakışmış, ortaklaşmış, ilginç anılar biriktirmiştir. Bu çerçevede, Türk resim sanatının gelişim evreleri, grupları ve değişik poetik tavırlar, roman içerisinde kendisine yer bulmuştur. Sanatsal geçmişimiz açısından tarihsel arşiv niteliğinde veriler ve bilgiler yer almış, bu doğrultuda ki katkılar esere ayrı bir değer katmıştır. Bu ara, kapak resminin yapay zeka tarafından çizilmiş olması da farkındalık yaratmıştır.
Cumhuriyet'imizin 100. yılında; dilimizin kapasitesi, olanakları, edebiyatımızın ulaştığı aşaması yanında, anlatım ve yazım gücü itibariyle de, ulus olarak bizlere büyük katkı sunmuş, alan açmıştır. Bu doğrultuda, emeği geçen, tüm düşünce insanlarımızı ve yazarlarımızı kutluyorum. Kendilerini bu vesileyle, bir kez daha, rahmet, minnet, sevgi ve saygıyla anıyorum. Bu çerçevede, bugüne dek, büyük yazarımız, rahmetli Yaşar Kemal'e yapılan haksızlığa karşın, sadece; 2006 yılında Orhan Pamuk'un Nobel Edebiyat Ödülü'nü kazanmış olmasının, edebiyatımızın ulaştığı düzey açısından, yetersiz olduğuna inanıyorum. Murat Gülsoy özelinde olduğu gibi, çok sayıda ki yazarımızın ödül alacak kapasitede olduğunu düşünüyorum. Bu konuda önümüzdeki yıllarda, ülkemiz açısından olumlu gelişmeler yaşanmasını umuyorum. Değerli yazarımız Murat Gülsoy'u, edebiyatımıza yaptığı katkılardan dolayı kutluyor, nice üretken yıllara ulaşmasını diliyorum. Başta "Ressam Vasıf'ın Gizli Aşklar Tarihi" olmak üzere, tüm öykü ve romanların okunmasını öneriyorum.