Açılımlı saçılımlı yılarda yazdığım yazılarda,
Sağ görüşlü vatandaşlarımızın, söz dinleyen disiplinli ve çalışkan olduklarını…
Peşinden gittikleri kişiyi ve yolu sorgulamadan itaat ettiklerini…
Birbirlerinin açığını kapatan ve “cesaretli” olduklarını, alanları ve yetenekleri dahilinde olsun veya olmasın verilen görevi yerine getirirken korkmadıklarını, gerektiğinde kural mural tanımadıklarını…
İşin sonunda paylarına düşene ve kendileri hakkında ki takdire razı olduklarını…
Tüm bu artılarına rağmen, siyasi metot, yol yöntem ve söylemlerinin yanlış olduğunu!
Onları ve bizi!
Bu coğrafyada refah ve güven içerisinde yaşatacak tek ideolojinin hepimizi bir arada tutacak çimentonun Türk Milliyetçiliği fikrini olduğunu ve daha sının da
Turan birliği ile mümkün olduğunu,
Şayet o “büyük” kitleyi inandırıp tarafımıza çekebilirsek ülkemiz adına her şeyin daha iyi olacağından bahsetmiş,
Bir tez ortaya sunmuştum.
***
Geldiğimiz bu noktada tezim gerçek oldu sayılır!
Bir zamanlar Haburda yaşanan tiyatroyu savunanlar Türkçülük bölücülüktür diyenler bile, Selçuklu cu, Osmanlı cı, Turan cı olduysa!
Bayrak elden, Türklük dilden düşmüyorsa!
Bunda hepimizin emeği var.
Bende, aman benim ne katkım var deyip, mitevazi davranmayacağım, bende bu olandan vebalse vebal!
Sevap sa sevap!
Az veya çok pay sahibiyim #diyedüşünüyorum.
Yani, sağ şimdilik tamam gibi!
Allah bereket versin.
***
Anca bu kadar olur!
Evet sağ tamam gibi ama yetmiyor!!!
Sırada sol var!
Genellemeler her zaman gerçeği yansıtmaz ve kast ettiklerim kesinlikle tanıdığım solcular değil!
Edebiyatı ile söze başlayayım ki!
Üzerine alınan solcu tanıdıklarıma,
Seninle ne alakası var!
Estafurullah, ben başkalarını kast ediyorum diyerek gönüllerini alabileyim(!)
***
Bence; Sağcılar ne kadar sonuç odaklı ise solcular da o kadar sonuç odaksız.
Allah akıl vermiş, fikir vermiş, bilgi vermiş, yetenek vermiş ama gereği kadar kullanmıyorlar!
Neyin nasıl yapılacağını çok iyi biliyorlar!
Yapmıyorlar!
Yapılsın istiyorlar!
Onlar tespit etsin talep etsin ve olsun istiyorlar!
Dünya kendi etraflarında dönsün, dursun istediklerinde de dursun istiyorlar, mütemadiyen istiyorlar!
***
Olmazsa!
Olmazsa eleştirirler!
Eksik açık bulmakta üstlerine yoktur!
Ve haklıdırlar da! “bu şaka değil, haklı oldukları gerçek”
De!
Kuru kuruya haklılık pek işe yaramıyor.
***
Misal, bize yeni bir oda lazım derler ihtiyacı tespit eder fikir veriler, ikna da ederler,
Gelin yapalım dersin, harç, çimento, tuğla, su, çizme, kalıp, terazi, işçilik vs… lazım der, ustanın bile aklına gelmeyecek tüm detayları sıralarlar,
Hadi hepsini ben bulurum gel başlayalım de!
İlk kürek vurulacağı gün takım elbise boyalı potin ile gelir, proje çizdirdik mi, projeyi kim çizdi, projeyi çizen hangi okul mezunu, siyasi görüşü ne?
Hesaplamaları doğru mu, yönetmeliklere uygun mu?
Malzemeleri kimden aldık, başka yerlerden de teklif aldık mı, standartlara uygun mu?
Duvarlar ne renk olacak?
Ve daha neler neler…
Adamın ömrünü yerler
Ve ya 2. İhtimal çok geçerli mazeretleri olduğu için gelmezler!!!
***
Güncel olaylardan, biraz uzak örnek verdim ki anlatmak istediklerim tam anlaşılmasın,
İşin kısası, Hayalleri Andromeda galaksisi, gerçekleri bir küçücük bilye taşı!
***
Konuşurken devlet kurarlar, Putin, obama onlar kadar bilmez, lenin ve Castroya da onlar öğretmiştir solculuğu!!!
En önemli ortak yanları, kıymetleri bilinmemiş, sözleri dinlenmemiştir.
***
Evet; kesinlikle bilgili, kültürlü, dürüst ve güvenilir insanlar ama o kadar!
Ortak noktaları da uyumlu ve sonuç odaklı değiller!
Düşün ki solun kalesi olması gereken kenar mahalle ve işçi sınıfını bile ihmal ede ede sağın kalesi haline getirdiler!
Halkçılık ve toplumculuk dillerinde var!
Müthiş tespitleri var! Ama o kadar.
Herkes laik çağdaş Atatürkçü olsun isterler ama tüm bunlar kendi kendine olsun isterler, zahmete gelemedikleri gibi de maddi açıdan da “tutumludurlar”!!!
Yobazlar kurslar açıyor, tarikatlar çocuk yetiştiriyor, filancalar beyin yıkıyor derler!
Bir kaçımız bir araya gelip Türkan Saylan’ın boşluğunu dolduralım demezler!
Sosyal medyada beğendikleri faaliyetlere iştirak etmezler, ismi ile övündükleri rozetini taktıkları derneklere maddi manevi destek vermezler!
Ama her zaman baskın çıkacak haklı çıkacak mazeretleri ve gerekçeleri hatta sitemleri vardır!
***
Bırakın geniş halk kitlelerine ulaşıp onlarla bütünleşmeyi çoğu zaman birbirleri ile de pek geçinemezler!
Felsefecileri okur, güzel felsefe yaparlar!
Sanırım yeter!
Haddimi kaç tur aştım bilemem ama yazarlık hayatımda hiç eleştirmediğimden olsa gerek bu yazıda solu bile solladım!
***
Yani demem o ki bize gerçekten bir sol lazım ama tam sol!
Bu sol sol değil!
Sadece tespit ve eleştiri yapan değil, korkutan, karamsar tablo çizen, endişelendiren değil!
Umut veren, örnek olan bir sol!
Sağı dengeleyecek bir sol!
Sağa terk ettiği geniş halk kitlelerini yeniden kazanabilecek bir sol!
Derneklerini sivil toplum kuruluşlarını sahiplenecek, yeniden canlandıracak, yardım ve eğitim faaliyetlerinde yeniden kendini gösterecek bir sol!
Geçimli bir sol!
İlk önce birbirleri ile!!!
Şimdiye kadar ki, kazandığı seçimleri kendilerinde bir keramet olduğu için değil, halkın sağa mesaj vermek için sağı düzeltmek adına yaptığını anlayabilen, halkın ihtiyaç ve eğilimlerine cevap verebilen bir sol!
Kendi, solcu belediye başkanlarının neden sağcı bürokratlar tercih etmek zorunda kaldığını anlayabilen bir sol!!!
Bulduğu açıklar yerine bulduğu fikirler ile gündeme gelen “bir araya gelen” bir sol!
Ortak faaliyetlerde Logolarının yerini ve tabela kavgasını aşmış bir sol!
Evet biz Türkçüler sadece sağdan değil soldan da sorumluyuz, bunun için ilk hedefimiz biraz da solu sahiplenmeli onların da gereği kadar aksiyoner olmaları için katkı sağlamalıyız.
Sağa yatık bir şekilde bu emperyalist zamanda güven içerisinde yol alamayız,
Evinde iş yerinde durağan halde ki solcuları, siyasi partilerde pasifize edilmiş solcuları sosyal hayata kazandırmamız üretken işlerde buluşturmamız lazım.
Ülkemizin sağ ve sol açıdan dengeye ihtiyacı var.
Bu ülkenin aykırı düşünen, farklı bakan, kabına sığmayan sol beyinlere de ihtiyacı var.
O zaman, vira bismillah.
TAM SOL İLERİ…