İnsanları hangi yaşata olurlarsa olsunlar sağlıklı yaşamak gibi bir alışkanlıkları olması gerekir diye düşünüyorum.
2020 yılının Mart Ayından beri Covit 19 hastalığının dünyada olduğu gibi ülkemizde de çok sayıda insan yaşamını yitirdi, hala yitirmeye devam ediyor. Tedbir için evden çıkmayan elli yaşı üstündeki insanlarımızda çok sayıda kalp krizi vakaları görüldüğünü çevremdeki insanlarda gözlemledim. Kalp krizinin çeşitli nedenleri olmakla birlikte; harekesiz yaşam en önemli tetikleyici olarak bilinmektedir. Pandemi nedeniyle evlerinden çıkmayan, spor ve hareket yapmayan belli yaştaki insanların kriz geçirmesi içten bile değildir.
Normal insan yaşamında kalbi yormayacak şekilde bir günlük aktiviteyi şu şeklide
özetledim.
Kuşkusuz bu yazılanlar insanı bir anda nasıl yapabilirim diye ürkütebilir. Ancak sağlıklı bir yaşam için yukarıdaki yazdıklarıma uyulursa huzurlu bir yaşam sürdürebiliriz.
Vücudumuzdaki hücreler zihinden geçen her şeye tepki verir. Olumsuz düşünceler bağışıklık sistemini çökertir. Yaşamda olumsuz düşünmeye yer vermemeye çalışalım. Sağlık kalmanın yollarından birde olumlu düşünmektir. Araştırmalar baskı altında yetişen çocukların, içine kapalı, bildiğini söyleyemeyen hatta geceleyin altını ıslattığını ispatlamıştır. Sağlık bir toplum yetiştirmenin yolu; ailede ebeveynler çocuklarının konuşmalarına fırsat tanımalıdırlar. Gerekirse onlarla oyun oynamayı, sinemaya gitmeyi ihmal etmemelidir. Ferud’un deyimiyle; “Bedeninizi hasta eden ruhunuza yapılan baskıdır. Sevebilen ve çalışabilen insan sağlıklıdır. Mümkün olduğu kadar insan aktivite içinde olmalıdır.
Başta gençler, çocuklar ve yetişkinler olmak üzere; merkezi hükümet ve yerel yönetimler oyun alanları, mesleki kurslar ve açarak herkese iş olanağı imkânı yaratarak onları ruhsal baskıdan kurtarmalıdır. Özellikle sağlıklı bir nesil görmek istiyorsak; gençlerimizin KPSS’ de aldıkları puan doğrultusunda iş alımları sağlanmalıdır. Aldıkları puandan dolayı işe alınmayan gençlerin ruhsal sorunlarla karşılaştığına tanık olıyoruz. Hatta atanamayıp intihar eden öğretmenlerin olduğunu unutmayalım. İktidar sahipleri iş alımlarda yapılan sınavlarda kendi yandaşlarını değil yüksek puan almış gençlere görev vermelidir. Anayasaya göre devleti yönetenlerin tarafsız olma gibi bir görevi vardır. Devlet toplumu ruhsal hastalıklardan korumak için; gerekli tedbirleri almalıdır.
Son sözü düşünür Osho söylüyor: Sadece hasta insanlar yıkıcıdır. Sağlıklı insanlar yaratıcı olur.