Eğitim

Sarıbay; “Karma eğitim ile oynarsanız, kıyamet kopar”

Uzun yıllardır çözülmeyen,çözülemeyen eğitim sorununa yeni bir tartılma konusu olan karma eğitim için CHP Kocaeli İl başkanı Cengiz Sarıbay noktayı koydu.

18 Eylül 2018 Saat: 12:13
Sarıbay; “Karma eğitim ile oynarsanız, kıyamet kopar”
Sarıbay; “Karma eğitim ile oynarsanız, kıyamet kopar”

 

 Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Kocaeli İl Başkanı Cengiz Sarıbay, yeni eğitim ve öğretim yılının açılışını kutlamak ve öğrencilere başarılar dilemek üzere bir kutlama mesajı yayınladı. Geçtiğimiz hafta iktidar cephesinden gelen ‘Çok programlı Anadolu lisesi, mesleki ve teknik eğitim merkezi ve mesleki eğitim merkezinde karma eğitim yapılır’ ibarelerinin yer aldığı yönetmeliğin değiştirilme kararına sert çıkan Sarıbay, “Karma eğitimle oynarsanız kıyamet kopar, çünkü laik, bilimsel ve demokratik eğitimi ortadan kaldırma diye bir ‘Hak’ yoktur” dedi.

 

16 yılda 7 bakan görev aldı

İl Başkanı Cengiz Sarıbay mesajında şu ifadelere yer verdi; “Ülkemizin aydınlık geleceği olan tüm çocuklarımıza yeni eğitim öğretim yılında başarılar diliyorum. 2018-2019 eğitim ve öğretim yılı dağ gibi biriken sorunlarla başlıyor. 16 yılda, 6 Milli Eğitim Bakanı değişti. Şimdi görev sırası 7.Milli Eğitim Bakanında. Eğitim sistemini planlı bir şekilde; laik, bilimsel ve demokratik hedefinden uzaklaştıranlar, ellerini ovuşturarak bekliyor. Eğitim; 81 milyonun sorunudur, gelecek planıdır, umududur. AKP'ye ve tek adamların eline bırakılmayacak kadar hayati bir konudur.

 

Dertleri daha iyi bir eğitim değil

Yıllardır yanlış kişilere teslim edilen ve yap boz tahtasına döndürülen eğitim ve öğretim planlanması ile ilgili her gün yeni bir değişiklik haberi duyuyoruz. Bir de bunun üzerinde karma eğitimin zorunlu halden çıkartıldığına dair gelen haber artık gösteriyor ki, bunların derdi çocuklarımızın eğitimini daha verimli hale getirmek değil bunların derdi kula kulluk ederek, kötü zihniyetlerini çocuklarımızın tertemiz dünyalarına aşılama çabasıdır.

 

Gerekçeleri ne?

Karma eğitime karşı çıkan zihniyetin gerekçesi ne? Bu zihniyet hayatın hiçbir alanında kadın ve erkeği eşit görmemiştir! Kadın ve erkeğin aynı sınıflarda okumasına karşı oldukları gibi, medeni kanuna da karşıdırlar. Kadına mirastan daha az pay verilmesini savunurlar. Bu nedenledir ki, kadınları özgürleştiren, eğitim hakkını, seçme ve seçilme hakkını veren en büyük kadın hakları savunucusu, Mustafa Kemal Atatürk’ün devrimlerini ortadan kaldırma gafleti içindedirler.

 

Kaldırılması söz konusu bile olmamalı

Karma eğitimin zorunluluğu, Anayasa ve Milli Eğitim Temel Kanununda yer almaktadır.  Yönetmeliklerle değiştirilemez. Çünkü anayasa, yasa, tüzük ve yönetmelik hiyerarşisine aykırı düzenleme yapılamaz.  Yönetmelikler, kanuna aykırı düzenlenemez ve kanun maddesini ortadan kaldıramaz, kanunu değiştiremez.  Bunu yapmaya çalışanlar kafalarını kuma gömenlerdir.  Kaldı ki karma eğitim sistemi hayatın doğal akışının bir sonucudur. Hiçbir kanun maddesiyle kaldırılması söz konusu değildir. Eğitimde seçme hakkı değil, pedagojik olarak doğru olanın uygulanması esastır.

 

Kıyamet kopar

Karma eğitimden vazgeçmek, Türkiye Cumhuriyeti’nin temellerini yıkmak demektir. Cumhuriyet değerlerinden vazgeçmek demektir. Herkesin iyi bilsin ki, karma eğitimle oynarsanız kıyamet kopar. Çünkü laik, bilimsel ve demokratik eğitimi ortadan kaldırma diye bir “hak” yoktur. Eğitim sistemini felç edenler boşuna heveslenmesin, karanlık hedeflerine ulaşamayacaklar. Kimse umutsuzluğa kapılmasın. Eğitim çözümsüz değildir. Biz varız. Laik, bilimsel, demokratik ve parasız eğitim hakkının herkese verilmesi için mücadelemiz devam ediyor, edecek.

 

Bu bağlamda partimiz tarafından oluşturulan 12 maddelik çözüm önerisini de tüm kamuoyu ile paylaşmak istiyorum;

 

  • Eğitimde Fırsat-İmkan Eşitliği Sağlanmalıdır

Okullar açılmadan önce, devlet okullarında okuyan her çocuğa, eğitime katkı payı olarak 500 TL verilmelidir.  Özel okuldaki çocuğumuza 5000-TL verildiğine göre bu da verilebilir. Taşımalı eğitime son verilmelidir. İkili eğitim sistemi kaldırılarak, tam gün eğitim sistemine geçilmelidir. Birleştirilmiş sınıf uygulaması sonlandırılmalıdır.  Her okulda öğle yemeği ücretsiz verilmelidir. Velilerden kayıt parası ve okul masrafları alınmamalıdır.

 

  • Ülkemizin Kıt Kaynaklarını Betona Değil Beyne Kanalize Etmeliyiz Tasarruf tedbirleri kapsamında Milli Eğitime ayrılan bütçeden kesinti yapıldı. Hiçbir medeni ülkede eğitim bütçesinden kısılarak tasarrufa gidilemez. Ülkenin can damarları kesilerek tasarruf yapılamaz. Aksine krizlerin pençesinden kurtulmak için eğitime daha fazla bütçe ayırmak gerekir. Çünkü eğitime ayrılan pay geleceğe yapılan yatırımdır. SEKA’yı özelleştirip kağıt ihtiyacımızı dışardan karşılamaya başladık. Şimdi çocuklarımızın kitaplarını basacak kağıt sıkıntısı yaşıyoruz.
  • Eğitimin Bilimsel Niteliğini Korumalıyız Laik, bilimsel, demokratik ve herkese parasız eğitim verilmelidir.  Milli Eğitim Bakanlığı tarikat ve cemaatlerin eğitimle olan ilişkisini kesmeli, kimi vakıf ve derneklerle yaptığı protokolleri derhal iptal etmelidir.
  • Eğitimde Paradigma Değişikliğine İhtiyaç Vardır Sadece piyasacı, pragmatik ve çağ dışı eğitime dayalı öğretim programı anlayışı ile öğrenci yetiştirilemez. Eğitim felsefemiz çağdaş eğitim anlayışına dayanmalıdır.  Çocuklarımızı geleceğe hazırlayan, geleceğin dünyası ile buluşturan, çağdaş, demokratik, laik ve bilimsel öğretim programları oluşturulmalıdır.
  • Eğitimde Dönüşüm Yaparken Partizanca Davranmamalıyız Eğitim sisteminin siyasallaşmasının önüne geçilmelidir. Talimatla değil liyakat esasına göre atama yapılmalıdır. Mülakat sistemine son verilerek, hak edenlerin ataması yapılmalıdır. KPSS’de yüksek puan alıp atamaya hak kazanan, ancak mülakatta çok düşük puan verilerek elenen öğretmenlerin haklarının iadesi yoluna gidilmelidir.  Okul türleri Türkiye’nin ihtiyaçlarına göre belirlenmelidir.  Talep edilmeyen çok az sayıda öğrencisi olan okul türleri, talep fazlası olan okul türlerine dönüştürerek sorun çözülmelidir.
  • Eğitim, Partizanca Siyasetin Uygulama Alanı Değildir Eğitime siyaset sokulmamalı, eğitim politikası, siyasi anlayışa değil, bilime göre düzenlenmelidir. Siyasetin etkisindeki eğitim bilimsellikten uzaklaşır. Kadrolaşmayı hedefleyen atamalar sonlandırılmalıdır. AKP'li eski milletvekillerinin Rektör olarak atanmaları kamu vicdanını yaralamıştır. Rektörlük için 3 yıl profesörlük şartının kaldırılarak, kişiye özel atama yapılması kabul edilemez.  Üniversitelerin siyasallaşması yanlıştır. Üniversiteler özgür üretim ortamları olmalıdır. Rektör ve dekanlar atamayla değil, öğretim üyeleri tarafından seçimle belirlenmelidir.  
  • Sınav Odaklı Eğitim Derhal Terkedilmelidir Çocukların yeteneklerini ve ilgi alanlarını ortaya çıkartacak eğitim modellerinin hayata geçirilmesi gerekir. Ezberci ve sınav odaklı eğitimden vazgeçilmelidir. Çocuklarımızı istemedikleri okul türlerinde okumaya zorlayan LGS sistemi kaldırılmalıdır.   Çocuklarımız ilgi alanlarına ve yeteneklerine göre yönlendirilerek, istedikleri lise türünde okumaları sağlanmalıdır.  Başarının sırrı, öğrencilerin ilgi alanlarının ve yeteneklerinin tespit edilerek o alana yönlendirilmesinde gizlidir.
  • Eğitimde liyakat Esas Alınmalıdır. Eğitimde, liyakata dayalı bir sistem kurulmalıdır. Atamalar siyasete değil, liyakata bakılarak yapılmalıdır. Geçmişte, FETÖ referansıyla yapılan atamaların, Ülkemizi büyük problemlerle karşı karşıya bıraktığı açıktır.
  • Darbeci Eğitim Zihniyetinden Vazgeçilmelidir 12 Eylül zihniyetiyle eğitimde yola devam edemezsiniz. Bir an önce   erişilebilir, bölgesel farklılıkları giderilmiş, küresel düzeyde iddialı ve bilimsel eğitime geçilmelidir. 
  • Eğitimde 1+8+4 Sistemine Geçilmelidir Eğitim sistemi, 1 yıl okul öncesi eğitim olmak üzere, 13 yıla çıkartılmalıdır. Eğitim yapısının ürettiği temel sorunlardan birisi de açık liselerdir. Bugün bu liselerde 1.586.823 öğrenci bulunmaktadır. Bu gidişle önümüzdeki yıl bu sayı 2 milyonu aşacaktır. Eğitimin toplumla, ekonomiyle ve bilimle ilişkisini yeniden kurmalı ve ona göre etkin yapılanma, çağdaş-bilimsel içerik, yetişmiş öğretmen, güçlendirilmiş okul ve edilgen olmayan öğrenci dikkate alınarak eğitim yeniden yapılandırılmalıdır. 
  • Öğretmenlere Hak Ettikleri Değer Verilmelidir 5 Ekim Dünya Öğretmenler Günü ve 24 Kasım Öğretmenler Günü'nde birer maaş ikramiye verilmelidir. Öğretmenlerin ek göstergeleri 3600’e çıkartılmalıdır.  Öğretmenlerimizi az da olsa rahatlatmak için 2018 Eylül ayında ödenecek 1.121.- TL’lik hazırlık ödeneği de bir maaş seviyesine çekilmelidir. Tüm öğretmenler kadroya alınarak, ücretli öğretmen, sözleşmeli öğretmen, kadrolu öğretmen ayrımına son verilmelidir. Öğretmenlik Meslek Kanunu Çıkarılmalıdır. Bizim bu konudaki çalışmalarımız devam etmektedir.
  • Karma Eğitimden Vazgeçilemez 1739 sayılı kanunda tanımlanmış olan karma eğitim Cemaat, tarikat ve kimi oluşumların baskısıyla Kurum Açma Kapatma Yönetmeliğinden çıkarılarak tartışmaya açılmıştır. Anayasa ve Milli Eğitim Temel Kanunu’ndaki “karma eğitim” zorunluluğunu görmezden gelenler, kafalarını kuma gömüyorlar. Milli Eğitim Bakanlığı karma eğitimden vazgeçilemeyeceğini, Cumhurbaşkanlığı ise karma eğitiminde esneklik sinyalleri veriyor.  Eğitimde çocuklarımızın üstün yararı söz konusudur. Pedagojik olarak doğru olan karma eğitim uygulamasıdır. Bunu da en iyi Milli Eğitim Bakanı bilir. 
 

Kocaeli Haberci Tavsiye Formu

Bu Haberi Arkadaşınıza Önerin
İsminiz
Email Adresiniz
Arkadaşınızın İsmi
Arkadaşınızın E-Mail Adresi
Varsa Mesajınız
Güvenlik KoduLütfen Resimdeki kodu yazınız
DepolamaTaşıma iletme sistemiMerdiven Tırmanma CihazıEngelli merdiven tırmanıcıUluslararası evden eve nakliyatAdaklıklazer epilasyonAnkara evden eve nakliyat