Sayın başkan; beş dönem milletvekili, 2010 yılında beri partiniz CHP'nin genel başkanı, 2023 seçimlerinde ise Millet İttifakı'nın Cumhurbaşkanı adayı olarak sorumluluklar yüklenmiş bulunuyorsunuz.
Hukukun üstünlüğü, kuvvetler ayrılığı, demokratik düzen ve parlamenter sisteme geçiş nedeniyle, sizin Cumhurbaşkanı adayı olmamanız, partinizin başında kalarak (diğer ittifak parti başkanlarının da aynı şekilde) seçimlere girmeniz gerektiği yolunda ki görüşüme rağmen, oyumu size vermiş bulunuyorum. Sizin de defalarca vurgu yaptığınız gibi, kader seçimi diye tanımladığınız yarışın, aşağıda izah edeceğim stratejik yanlışlarınız sonucu, seçim kaybından sonra, doğal olarak, öz eleştiri yaparak, yıllar boyu, değişik görevler üstlenip, ve halen yürüttüğünüz başkanlık görevini, değişimin önünü açmak üzere, yeni lider ve kadrolara bırakarak, emeklilik sürecini yaşamanız gerekirdi diye düşünüyorum. Kamuoyunda ve partiniz tabanında beliren ve genel kabul gören bu eğilime rağmen, siz, doğal olanı yapmayarak, sırf başkan kalabilmek için partinizi bir kaosun içine sürüklemiş bulunuyorsunuz. Bu bağlamda, seçim kaybına neden olan, yaptığınız stratejik yanlışları da aşağıda belirtmek istiyorum.
- 2019 mahalli seçimlerinde, İyi Parti ile yaptığınız ittifak bağlamında, elde ettiğiniz başarılar sonucunda siz ve ekibiniz, 2023 seçimlerde Cumhurbaşkanı aday olma konusunda kesin kararlı bir tutum içine girdiğinizi düşünüyorum. Daha sonra ki aşamada ise, sürecin adım adım planlamasını yaptığınızı, bu doğrultuda, yol açma ve engelleri ortadan kaldırmak sürecini başlattığınızı varsayıyorum. İlk planda anketlerde önde görünen Sayın Ekrem İmamoğlu ve Sayın Mansur Yavaş'ı devre dışı bıraktınız.
- Adaylık projeniz kapsamında ve sistemin ittifakları zorunlu kılması nedeniyle; muhafazakar, mütedeyyin ve milliyetçi seçmenin ağırlıkta olduğu gerçeğini gözeterek, İyi Parti ile olan mahalli seçim ittifakını genişletme adına, Saadet, Demokrat parti yanında, yeni kurulan Deva ve Gelecek Parti'sini de bu sürece dahil ettiniz. Ayrıca, helalleşme ve sağ seçmeni kucaklama politikanız doğru olmakla beraber; hedefe kilitlenmeniz ve adaylık karalılığınız nedeniyle, hem partiniz ilkelerinden ve hem de varlık durumları, seçmen tabanı net olarak ölçülemeyen bu partilere Cumhurbaşkanı yardımcılığı yanında, çok sayıda milletvekili vermek durumunda kaldınız.
- Yine aşırı istekli olmanız sonucu partinizin ilkelerini tümüyle bir tarafa bırakarak, merkez sağ politikaları benimseyip, neoliberal sistemin çözüm önerilerini topluma bir kurtuluş reçetesi olarak sundunuz.
- Yıllar içinde oluşturmanız gereken sosyal demokrat ekonomik politikalarınızı, seçime az bir süre kala yaptığınız ABD ve İngiltere gezileri sonucunda belirlediğiniz intibaanı yarattınız. Şov içeren bu açıklamaların toplumda karşılığı olmadığını görmediniz.
- Türkiye ekonomisinin içinde bulunduğu vahim durumu iyi tahlil edip (dünyada ki genel uygulamaların aksine, faiz indirimine gidilmesi, TCMB rezervinin eksi seviyelere düşmesi, yüksek dış borç, cari ve bütçe açığı), uygulanan yanlış politikaların ortaya çıkarıp, haksız vergi olarak nitelen yüksek enflasyonun yaratığı gelir dağılımı adaletsizliğini halka açıklıkla anlatamadınız.
- Seçim sonrası ortaya çıkacak olan, bozulan mali dengeler ve yabancı kaynak ihtiyacı karşısında, yüksek zamlar, dolaylı vergiler ile faturanının emekçi kesite çıkarılıp, gelir dağılımı adaletinin daha da bozulacağı, ekonomik yıkımın derinlik kazanacağı yolunda ki vahim tabloyu siz ve partiniz örgütleri tarafından halka aktarıp, anlatıp uyaramadınız.
- Bu olumsuz tablo karşısındaki somut önerilerinizi ortaya koyamadığınız gibi, içeriği boş sloganlar (ki bunlar; beşli çete diye tanımladığınız müteahhit gruptan hangi hukuki gerekçe ile tahsil edileceği açıklanmayan rakamlar, uyuşturucu baronları gibi kulağa hoş gelen açıklama ve İngiltere finans çevrelerinden sağlanacak, doğrudan yatırım kredisi gibi) ve yüzeysel söyleminiz doğrultusunda halkı ikna edemiyeceğinizi göremediniz.
- Ekonomi kadronuzu kuramadınız. Bu konuda ekonomi çevrelerine güven veremediniz.
- Neoliberal politikaların öngördüğü mağduriyet yaşayan kesitler yapılan sosyal yardımların artırılması dışında (ki bu önermeler rahmetli Kemal Derviş'in, 2002 yılında, yeni sistemi tanımlarken bu uygulamaların sosyal demokrat politika olarak övgüyle anlatmıştı).
- Sanayi, Tarım, Sağlık ,Eğitim, Ekonomi gibi konularda, kamulaştırma dahil olmak üzere radikal çözümler öneremediniz.
- Cumhurbaşkanı adaylığı konusunda kararlı yürüyüşünüz doğrultusunda; 2022 yılı genel kurul toplantısını haklı olmayan bir gerekçe ile erteldiniz, kadro yenilmesini engellediniz.
-13 yıllık liderlik süresince partiyi halka açamadınız, üye sayısını arttıramadınız (Bir sanayii ve işçi kenti olan Kocaeli'de ki üye sayısının, 2019 verilerine göre, 28 bin civarında olması olması bu iddianın önemli bir kanıtıdır).
- Parti içi demokrasiyi kuramadınız, ön seçim kuralını uygulamadınız. Parti içi eğitime gerekli önem ve değeri vermediniz. Demokratik bir tüzük yapamadınız. Özellikle de son seçimler de önseçim yapmayarak, listelerin genel merkezde belirleme yanlışına düştünüz.
- Millet İttifakı olarak, 2500 sayfalık detay içeren program çalışmasına rağmen, son ana kadar Cumhurbaşkanı adayınızı belirleyemediniz. Sizin Cumhurbaşkanı adaylığı konusunda ki kararlı tutumunuza karşın, İyi Parti dışı ittifaka dahil partilere verdiğiniz ödünler (Cumhurbaşkanlığı yardımcısı ve grup kuracak milletvekili önerisi) karşılığında onların zımni onayını alıp, konumunuzu güçlendirdiniz.
- Sizin adaylığınıza İyi Parti'nin itirazı karşısına yaşanan kaos ortamında (her seferinde Millet İttifakı bileşenleri olarak, seçeceğimiz adayın 13. Cumhurbaşkanı olacağı yönündeki yüksek perdeden iddialarınızın havada kalması yanında), büyük bir prestij kaybı ile çıktınız. Anlaşma sonucunda ise, beş olan Cumhurbaşkanı yardımcı sayısının yediye çıkarak, yönetme konusunda bir kaos yaşanabileceği endişesine yol açtınız.
- Aranızda ciddi bir anlaşmazlık yaşanması nedeniyle de, kamuoyonda ittifak açısından, güvenirlilik konusunda olumsuz bir imaj yarattınız ve itibar kaybına neden oldunuz.
- Ülkemiz açısından önemli bir sorun olan göçmenler konusunda, detaylı araştırma yapmadan ve sorunun çözümü konusunda proje oluşturmadan ve kamuoyunu ikna etmeden, yine slogan türü bir söylem içine girerek inandırıcı olamadınız. Göçmenlerin ekonomi içindeki rolünü ve işlevini hesaba katmadınız, işveren açısından ortaya çıkacak kısa vadeli sorunu görmediniz.
- Seçimin ikinci tura kalması sonucunda, göçmenler konusunda radikal bir tutum içinde olan Sayın Ümit Özdağ ile göçmenler konusunda aşırı milliyetçi izler taşıyan, incitici bir protokole imza attınız. Bu konuda, partinizin sosyal demokrat kimliğini gözetmeden aşırı tavizler verdiniz ve demokrasi cephesinde yaratacağı tepkiyi hesaba katmadınız.
- Seçim sonuçları hakkında, aradan geçen uzun bir zaman sonra görsel basında yaptığınız söyleşiler de; seçim yenilgisinin az bir farkla kaybı nedeniyle bir hezimet olmadığını , Anadolu halkının kanaatkar tutumu ve sağlanan sosyal yardımlar nedeniyle kendilerini tercih etmediğini, ayrıca, ortada somut bir başarısızlık olmadığı savunması çerçevesinde, istifa etmeyeceğiniz yolunda kararlı tutumunuzu kamuoyu ile paylaştınız. Ayrıca, olası eleştirileri göğüslemek adına, MYK'yı değiştirip, genel kurul toplama kararını alarak yola başkan olarak devam niyetinizi ortaya koydunuz.
Sayın Kemal Kılıçdaroğlu; sizinle aynı yaş grubunda olup, benzer bir eğitim süreci yaşamış, seçimde oy vererek sizi desteklemiş bir yurttaş olarak; son seçim sürecinde üzerinize düşen görevi büyük bir gayretle yapmanıza, çok çalışmanıza rağmen, yukarıda vurguladığım stratejik hatalarınız ve başkanlık konusundaki aşırı kararlı, ısrarlı tutumunuz nedeniyle, seçim kaybından sonra, öz eleştiri yaparak, seçim öncesi yapılması icap edenin, olası genel kurulda aday olmamanız, partide değişimi sağlayıp, gençlere ve kadınlara daha fazla alan açıp, yeni kadrolara partiyi teslim edip emekli olmanız gerektiğine inanıyorum. Uzun dönemde beri emeklilik sürecini yaşayan biri olarak çalışırken fark etmediğimiz sanat, kültür, müzik gibi sosyal alanlarda yapacak ve gezecek çok coğrafya olduğunu da belirtip, ilaveten emeklilik yaşantısının güzelliğini de size hatırlatıp, emekli olma kararınıza katkı sunmuş olmayı diliyor, umuyor, derin saygıyla selamlıyorum.