Geçen haftaki yazımda bu yıl içinde bir erken seçim olasılığından söz etmiştim.
Geçen haftaki yazımda bu yıl içinde bir erken seçim olasılığından söz etmiştim.
Geçen haftaki yazımda bu yıl içinde bir erken seçim olasılığından söz etmiştim. Bunun ilk görüntülerinin, HDP’nin kapatılmasıyla iyi parti üzerinde, İstanbul sözleşmesinden sıkınca da saadet parti üzerinde baskı oluşturarak millet ittifakını bozmayı hedef aldıklarını belirtmiştim.
Erken seçim olasılığını güçlendiren bu iki neden dışında nedenlerde bulunmaktadır.
Ekonomi ciddi alarm sinyalleri vermektedir. Mevcut siyasi iradenin ne kısa vade, nede uzun vade de güvenilir. Hiçbir çözüm alternatifi bulunmamaktadır. Tamamen ya tutarsa yöntemi ile kararlar alınmakta, fiyasko ile sonuçlanınca tekrar eski kararlara yönelinmektedir. Tam bir denek hali.
Naci Ağbal’da bu yöntemle merkez bankasına getirildiği, yüksek faiz büyük kur politikasının uygulanacağının bilindiği açıkça ortadadır. Ülke tam bir deneme tahtası durumundadır. 4 ay gibi bir süre bu yöntem denendi ve görüldü ki, faizler %10’lar iken %19’lara çıkarılmasına karşın kur baskı altına alınmadı. Sonuç, yabancı tefeciler dolar milyarları vurup gidiyorlar.
Şimdi yine tam temine dönüldü. Yeni düşük faiz yüksek kur. Ekonominin düzeleceğine ilişkin hiç umutları kalmadı. Bundan sonra doları serbest bırakacaklar 10 TL ye kadar çıkabilir.
Tekrar 6-7 ay ülkede sanal cennet yaratacakları faizler düşecek bankaların kredi muslukları sonuna kadar açılacak. Gayrimenkul satışları hızlanacak. Araba satışları rekorlara koşacak. Piyasada sanal canlılık yaratılacak. Bu arada hane halklarınca yardımlar. Kısa çalışma ödeneği de uzatılabilir.
Böyle bir 6-7 ay ülke idare edilebilir. İşsizlik fonunda 100 milyar TL var harcanabilir. Dolar 10 TL’yi bulunca 232 milyar doların önemli bir kısmı TL ye dönerek merkez bankası rezervleri de arttırılabilir. Merkez bankası matbaasını da çalıştırarak piyasaya bol miktarda TL sürülerek, işte şahlandık gidiyoruz diye yandaş kanallar koro halinde şarkılara da başladı mı, işler tekrar tıkırına girdi görüntüsü verilecek. Bunları neden söylüyorum geçmişte hep böyle oldu da onun için, bakınız.
Önceki seçimlerde seçim tarihinden 6-7 ay önce banka kredi musluklarının nasıl açıldığına ilişkin Zanka TV den aldığım ilginç rakamlar var. Arttırılan kredi oranları şöyle.
- Kasım 2015 genel seçimleri kamu bankları %6.9, özel bankalar %3.4
- Nisan 2017 referandum kamu bankaları %12.3, özel bankalar % 8
- Mayıs 2018 Cumhur Başkanı ve genel seçim kamu %10.1, özel %4.9
- Nisan 2019 yerel seçim kamu %9.2 özel (-) %2,7
Görüldüğü üzere her seçim 6 ay öncesinden piyasaya kredi pompalanmış. Görünürde sanal bir cennet yaratılmaya çalışılmış. Sonrası, işte geldiğimiz nokta. Hem ülke, hem de vatandaşlar borç batağında. Litvanya’dan bile buğday ithal eden bir ülke.
Şimdi yine, aynı oyun sahneye konmaya başlanıyor. Faizler çok yakında %8-10’lere kadar düşürülecek. Doların dizgini tamamen bırakılacak. Piyasaya bol miktarda para sürülecek. Enflasyon mu? O da ne, kimin umurunda. Önemli olan koltuk kaymasın. Buyurun Ekim-Kasım sandık başına.