Seçim sonuçları siyaset dünyamızda önemli sonuçlar doğurmuştur.
13 yıllık AKP iktidarını sonlandırmış, partiler arası koalisyon olanağını dayatmıştır. Demokrasiden, barıştan ve özgürlüklerden yana kitlelerin desteği, HDP’nin yüzde 10’luk adaletsiz seçim barajını geçmesine katkı yapmış, mecliste temsilini olanaklı kılmıştır. Uzlaşmacı bir anlayış çerçevesinde, ülke sorunlarının, parlamenter sistem içerisinde çözülmesi yönünde mesaj vermiştir.
13 yıldan beri iktidar olan AKP’nin; icraatlarına, uygulamalarına ve ortaya çıkan sonuçlarına olan memnuniyetsizliğini belirtmiştir. Ayrıca; Sayın Cumhurbaşkanı’nın günlük siyasi kararlara fazlasıyla müdahil olmasını uygun görmemiştir. Yasal sınırlar içinde, tarafsızlık konumunu korumasını önermiştir. Başkanlık projesini onaylamamış, gündemden kaldırmıştır.
Uygulanmakta olan İslam soslu neoliberal ekonomik politikaların ortaya çıkardığı tahribatın yıkıcı sonuçlarından canı yandığını belli etmiştir. Ülkenin şirket gibi yönetilmesine sempati ile bakmamış, sosyal devlet ilkelerinin geliştirilerek uygulanmasını talep etmiştir. Kamudaki lüks ve israf merakından rahatsız olduğunu göstermiştir.
Hesap verirlilik ve şeffaflık ilkesinden uzaklaşılmasından dolayı yönetim kadrolarına şüphe duyduğunu hissettirmiştir. Kamu yönetiminde liyakat ilkelerinden uzaklaşılmasını, ekonomide, medyada, hayatın her alanındaki yandaş tercihini tasvip etmemiştir. Ayrıştırıcı, kamplaştırıcı ve bölücü söylemlerden rahatsız olduğunu belli etmiştir. Çoğunluk yerine çoğulculuk anlayışını benimsediğini ve yönetim anlayışına egemen olma mesajını vermiştir.
Toplum mühendisliğine soyunulmasına, insanların özel yaşamlarına müdahale edilmesine, baskıcı bir anlayışa sempati ile bakmamıştır. Gençlerin hayallerini ve özlemlerini anlamakta zorlanmasının doğal sonucu olarak; Gezi olayların doğmasına ve olaylar esnasında şiddet kullanılmasına tepki vermiştir. Vatandaşlarına aşırı şüphe ile yaklaşılmasını onaylamamış, özgürlük taleplerinin şiddet yoluyla bastırılmasından rahatsızlık duyduğunu hissettirmiştir.
17/25 Aralık soruşturulmasının hukuk çerçevesi içinde aydınlatılmaması, dokunulmazlıkların kaldırılmaması sürecini endişeyle izlediğini, iktidarın samimiyeti konusunda şüphe duyduğunu belli etmiştir. Yaşanan hukuksuzluklara, yargının siyasallaştırılmasına, keyfi uygulamalara, devletin partiler üstü yapısının korunmamasına ve siyasete alet edilmesine tepki vermiştir. Nihayetinde “Türk Usulü Başkanlık” ısrarı, otoriter bir rejime dönüşme talebi olarak algılanmıştır. Yüzde 10 civarında oy kaybı, meclis çoğunluğunu yitirme cezası olarak AKP iktidarına fatura edilmiş, yüzde 40.8 oy oranına rağmen iktidar vizesi verilmemesini iktidar partisince bir uyarı olarak algılanmasını istemiştir.
Seçmen ana muhalefet partisi CHP’nin; sosyal demokrat önermeler çerçevesinde, çarpıcı ve ses getirici sosyal iyileştirme önermelerine rağmen, mevcut oy oranını koruyarak; zamanın ruhuna uygun olarak, kendini dönüştürme, sosyal politikalarına geliştirme çabalarına devam etmesini önermiştir. Parti teşkilatının halka inmesini, kendileriyle daha fazla ilgilenmesini, sorunlarını birlikte yaşamasını, çözüm önerilerin kendilerine direkt aktarmasını ve ikna etmesini talep etmiştir.
Ekonomi politikalarından öte; sosyal çözümleme, demokratik düzenleme ve iyileştirme önerilerini yeterli görmemiştir. Bu konuda, parti politikalarında ikircikli ve çekingen bir tutum hissettiğini belirtmiştir. Ekonomik sisteme yönelik eleştiri ve alternatif sol çözüm önerilerini yeterli görmemiş, salt dar gelirlilerin ekonomik sorunlarına iyileştirici projesini eksik bulmuştur.
“Merkez Türkiye” projesi toplum tarafından tam algılanmamış ve karşılık bulmamıştır. CHP’nin merkez partisi olma yönelişi olarak değerlendirilmiştir. Ayrıca; ekonomik politika uygulamalarının, bugünkü ekonomik sistemin mimarı olan Sayın Kemal Derviş ve aynı ekolden gelen ekibine bırakılacak olması, sosyal demokrat bir parti söylemi ile çelişir bulunmuştur.
AKP uygulamalarından hoşnut olmayan kitlelerin yönelişi ve Kürt milliyetçiliğine tepki oylarının adresi olan MHP’nin oy oranını artırmış, kilit parti konumuna yükseltmiştir.
Seçimin galibi HDP olmuştur. Türkiye partisi olma tercihi, sorunların parlamenter sistem içerisinde çözme yönelişi, mağduriyet yaşayan kesitleri temsil etme iddiası ve sol çözüm önerileri toplumda karşılık bulmuş, uzattığı el tutulmuş, barajın yıkılarak, yüzde 13 oy oranı ile mecliste temsiliyet kazanmasına geçit vermiştir.
Ayrıca; Kürt sorunun çözümü konusunda, AKP’nin samimiyet testinde başarılı olamaması, başkanlık sistemine geçme, demokrasiyi öteleme endişesi yanında, HDP’nin gezi ruhunu algılama, gençlere yönelik söylem oluşturma başarısı, barışı sağlama konusunda içtenlikli ve ikna edici tutumu, halkımızın tercihinde önemli bir rolü olmuştur.
Sonuç itibariyle; halkımızın engin sağduyusu sonucu ortaya çıkan tablo, başkanlık hayalini sonlandırmış ve toplumu rahatlatmış, var olan gerilimi azaltmıştır. Seçim nedeniyle halkımızın verdiği mesajın partilerimizce çok iyi okunması ve dersler çıkarması gerekir düzeyde bulunmuştur.
Toplumca; bugüne dek yaşanan acıların, ortaya çıkan mağduriyetlerin uzlaşı kültürünü ve hoşgörüyü geliştirmiş olmasını dilemekteyim. Bu bağlamda koalisyonlarla ülke yönetimi konusunda halkımızın verdiği talimatın partilerimizce yerine getirilmesini beklemekteyim. Barışın, sevginin, sosyal adaletin, hakça bölüşümün egemen olmasını ve toplumun huzura kavuşmasını dilemekteyim.
Saygılarımla,