Yurt içinde genelde büyük illerde devasa inşaatları ile tüm kentlerde dikkat çeken yapılara baktığımızda şehir hastaneleri olduğunu görüyoruz.
Bu hastanelerle ilgili yaygın söylentiler var. Bu hastanelere hasta bulmak için (müşteri) devlet hastanelerinin kapatılacağı. Devlet tarafından köprülerde uygulanan sistemler gibi belirli garantilerin verildiği sağlık masraflarının önemli ölçüde artacağı, adeta hastalara müşteri gözü ile bakılacağı gibi ciddi eleştiriler yapılmaktadır.
Daha başka endişeye sevk edecek söylentilerde bulunmakta. Tüm bunların yanında Sayıştay’ın yaptığı denetimler sonrası düzenlediği raporda yer alan hususlar değerlendirildiğinde endişelenmekte haklı olduğumuz ortaya çıkmaktadır. Genel sağlık iş sendikası haberine göre Sayıştay raporunda belirtilen bazı hususlar şöyledir.
“ Yolsuzluklar İspatlanmasın Diye Mi Islak İmzalı Belgeler Yok?
Rapor ortaya koymuştur ki; Sağlık Bakanlığı’nın “ticari sır” diye sakladığı şehir hastaneleri sözleşmelerine Sayıştay da ulaşamamış, ıslak imzalı olmayan belgeler üzerinden denetleme yapabilmiştir. Raporun başlangıç bölümünde “Şehir hastaneleri hakkında Sağlık Bakanlığından yazılı ve şifahi olarak talep edilen bilgi ve belgeler sağlan(a)madığından denetimler, mahallinde temin edilen ödemeye esas belgeler ve ekleri ile sağlık tesisinin yönetilmesi ve işletilmesine esas alınan, ıslak imzalı olmayan dokümana (sözleşme ve ekleri ile diğer belgeler) ve yerinde yapılan tespitlere dayanılarak gerçekleştirilmiştir.” İfadelerinde yer verilmiştir. Bu durum, “amaç yolsuzlukların ortaya çıkması halinde ıslak imzalı belgelerle ispatlanamaması mı” sorusunu akıllara getirmektedir.”
“Muhasebe İşlemleri Neden Kayıt Dışı Tutuldu?
Raporda, Şehir Hastaneleri sözleşmeleri uyarınca, işin yüklenicisinin yerine getirmeyi taahhüt ettiği yapım işlerinin izlenebilmesi amacıyla girişilen taahhüt tutarlarının, Kamu Özel İşbirliği Uygulamalarının Muhasebe İşlemleri Tebliği’ne uygun bir şekilde muhasebeleştirilmediğinin tespit edildiği de belirtilmiştir. Bu ifadeden muhasebe işlemlerinin kayıt dışı kaldığı anlaşılmakta, birtakım gerçeklerin halkımızdan gizlendiği gözlenmektedir.”
Bunların dışında, olmayan tüp bebek birimi için garanti bedeli, şantiye alanı için bahçe bakım hizmeti, uyuşmazlıkların çözüm yeri olarak Londra belirlenmesi şirketin mali merkezinin yurt dışı olması gibi birçok anlaşılması zor ve kuşku oluşturan konular raporda yer almaktadır.
Bunları görünce devasa binalar aslında bir sağlık ticarethanesi mi? Sorusunu akla getiriyor.