KOCAELİ (AA) - İstanbul'un Pendik ilçesinde yaşayan Kubilay İpek ve ailesi, evde baktıkları dönemde yaşadığı talihsiz kaza sonucu uçamayan yavru serçe "Minnoş"a yaklaşık 1,5 yıldır bakıyor.

Pendik'te oturdukları dairenin balkonunda buldukları yavru serçenin annesinin olmadığını ve uçamadığını fark eden İpek ailesi, kuşu büyütüp doğaya salmak amacıyla bir süre evlerine aldı.

"Minnoş" adını verdikleri kuşa bakan aile, yavru serçenin birkaç ay sonra uçmaya başladığı dönemde evde geçirdiği kaza sonucu engelli kalmasıyla büyük üzüntü yaşadı.

Veterinerin "yaşamaz" cevabına rağmen umudunu kaybetmeyen İpek ailesi, aylarca damlalıkla besledikleri "Minnoş"u yanından ayırmıyor.

Yürümekte güçlük çeken ve uçamayan kuşu 1,5 yıldır gittikleri her yere götüren aile, yaşadığı sürece serçeye en iyi şekilde bakmak istiyor.

Tatil yapmak için Kocaeli'nin Kandıra ilçesine gelen ve "Minnoş"u da yanında getiren Kubilay İpek, AA muhabirine, eşinin "yaşamaz" denilen "Minnoş"a çok üzülüp ağladığını, "Ölecekse de aç susuz ölmesin." düşüncesiyle aylarca onu damlalıkla beslediğini anlattı.

Serçeyi yanlarından ayıramadıklarını, o nedenle birlikte tatile çıktıklarını anlatan İpek, "Eşim bırakmadı, 'Ne olursa olsun ümidim var, belki de bir gün uçacak.' dedi. Geceleri onunla uyudu, besledi. Minnoş, ufak ufak ayaklanmaya, yürümeye başladı. Yürüyor ama tökezleyerek. 'Uçmayı da başarır.' dedik ama yaklaşık 1,5 yıldır Minnoş bizimle fakat uçmayı başaramadı. Tam yürüyemese de en azından ufak ufak zıplayarak istediği yere gidebiliyor. Bizimle mutlu şu anda." diye konuştu.

İpek, "Minnoş"a çok bağımlı olduklarını dile getirerek, "Yaşadığımız sürece bizimle yaşayacak, o yaşadığı sürece biz onunla yaşayacağız. Onu çok seviyoruz." dedi.

Eşi ve çocuklarının tatil için memleketleri Adana'ya gittiğini, "Minnoş"un kendisiyle kaldığını, fırsat bulunca onu da alıp denize gittiğini aktaran İpek, "Nereye gitsek evde tek bırakamıyoruz. Yakınlarımız var ama aklımız kalır diye bırakamıyoruz. Nereye gitsem benimle." ifadelerini kullandı.

"Minnoş"u evde serbest bırakıp sürekli bahçeye çıkardıklarını anlatan İpek, şunları kaydetti:

"Kafes hayvanı değil, kafese koyduğumuzda bağırıyor. Boş zamanlarımızı, kendimize ayırdığımız zaman kadar ona ayırmaya çalışıyoruz. Bir parçamız, ailenin bir bireyi. Görenler şaşırıyor. Gittiğimiz yere götürürüz. Deniz kenarına götürürüm, kalabalıkta ezilir korkusuyla başından ayrılamıyorum. Bize yol arkadaşı oldu ve devam edecek. Ömrü ne kadar sürerse o yolu onunla gideceğiz."