Dünya’nın gündeminde Ortadoğu ve Afrika’dan kaçak sığınmacıların yaşadıkları dram var.
Hemen her gün medya organlarında bu konuyla ilgili iç karartıcı haber ve fotoğraflar çıkıyor.
En son 3 yaşında bir bebeğin Bodrum sahillerine vuran cansız bedeninin fotoğrafları bütün Dünya’nın vicdanını yaraladı.
Bu örnekler giderek artıyor ve özellikle gelişmiş batı Ülkelerinde yaşayan vicdan sahibi insanların tepkilerini çekiyor.
Bu arada bizim Ülkemiz de sığınmacıların göç yolu üzerinde olduğundan, yaşanan insanlık dramlarından en fazla etkilenen Ülkelerin başında geliyor. Bu gün Türkiye, Dünya’da başka hiçbir Ülke’nin yapmadığı kadar fedakarlığı üstlenmek durumunda kalmasına rağmen, göç eden insanların acılarına yine de çözüm üretememenin çaresizliğini yaşıyor.
Bu olaylardan bizim etkilendiğimizin çok altında sıkıntı yaşamalarına rağmen Avrupa Ülkeleri, kendilerini korumak adına çok radikal ve insanlık dışı uygulamaları hayata geçirmekte tereddüt etmediler. Sınırlarını tel örgülerle kapattılar, sığınmacılara ırkçı ve aşağılayıcı muamele ettiler. Örneğin; ‘’pis kokuyorlar’’ dediler. Kendileri aynı durumda olsaydılar, acaba parfüm mü kokacaklardı?
Neyse; bu ırkçı ve aşağılayıcı davranışları her zaman olduğu gibi faşist eğilimli olanlar sergilediler. Allahtan Avrupa Ülkelerinde hala hümanist değerlere sahip insanlar varlıklarını sürdürebiliyorlar ve onların çabaları giderek ön plana çıkmaya başladı.
Bu arada, benim ve benim gibi düşünenlerin merak ettiği bir durum da ortaya çıktı.
Neden göç mecburiyeti ortaya çıktığında bu göçmenler hep Avrupa Ülkelerini tercih ediyorlar?
Sanırım, ‘’DEĞER ÜRETEN BİR EKONOMİ ve YÜKSEK YAŞAM STANDARDI’’ akla ilk gelebilecek hedefler olmalı.
Ortadoğu ve Afrika’lı sığınmacılar için yaşanabilecek en yakın Ülkeler, haritaya bakıldığında anlaşılacağı üzere Avrupa Ülkeleri olarak ortaya çıkıyor. Dolayısıyla ulaşılması için en fazla çaba sarf edilen, en fazla risk üstlenilen gözde yaşam alanları bu Ülkeler oluyor. En başta da Almanya. Çünkü iş gücüne hala ihtiyaç duyulan, sığınmacı kabulünde diğerlerine göre daha cömert olan Avrupa Ülkesi Almanya tercihte birinci sırada. Fransa, İngiltere, İsveç ve diğerleri de sıralamada yer alıyorlar.
Acaba; bu sığınmacılar her türlü aşağılanmaya ve horlanmaya rağmen sırf can güvenlikleri ve ekonomik sebeplerden mi bu tercihte bulunuyorlar? Yoksa; kendi Ülkelerinde barış ortamında bile hiçbir zaman bulamayacakları yaşam standartlarına ulaşabilme imkanı mı onlara cazip geliyor?
Peki; neden kendi Ülkelerinde aynı şartları oluşturmak için çaba göstermiyor ve mücadele etmiyorlar?
Onları engelleyen sebepler hangileridir?
Sanırım en başta ‘’Demokrasi’’ noksanlığından söz edilebilir.
İyi ama; gelişmiş ve yaşanabilir bir Ülke vatandaşı olarak insanın kendi Ülkesinde yaşaması daha doğrusu değil mi’dir? Ayrıca, buna ulaşmak için insanın öyle kendisini patlatması ve başka insanları da ölüme sürüklemesi gerekmez! Yani, çok daha kolay ulaşılabilir bir durum söz konusudur.
Sanırım bu günlerde zorunlu sığınmacı göçmenler olarak olağanüstü sıkıntılar yaşayan bu mazlum insanlar için artık düşünmenin ve doğru analiz yapmanın zamanı gelmiştir.
Umarım ilk öncüleri fazla gecikmeden ortaya çıkarlar ve kendi yurttaşlarına önderlik ederler.