Biz kısa süreli olarak araçtan indik, görsel şöleni izlerken iki taraflı silah atışları gelmeye başladı. Bölgeye ilk gelen misafirlerim ve ben tedirgin olmuştuk.
Sevgili okurlar, dün İstanbul’dan tıbbi aromatik bitkiler uzmanı, ziraat yüksek mühendisi ve biyolog arkadaşlarım geldi.
Misafirlerimle Samanlı Dağları içerisinde kalan Yuvacık üstü, Serindere, İnönü Yaylası gibi bölgelere çıktık. Tam sekiz yetişkin ve çocuklarla harika bir doğa içerisinde harika bir gün geçirdik. Misafirlerimin daha önce bilmediği bölgeyi tanıtmak güzel geldi bana. Sedat Karaaslan’a ait olan Karaaslan Tesisleri’nde harika bir kahvaltı ve ardından Tıbbi ve aromatik bitki keşfi yaptık. Dağ çileği topladık ve yedik, bulduğumuz mantarları Karaaslan Park’ta sucuk ekmek eşliğinde pişirip yedik. Aldığımız Jeep Safari ile tüm bölgeyi gezdik. Veysel Dayı’nın yerinde közde kahvemizi ayaklarımızı buz keser suya sokarak içtik. Bizi gezdiren yerel rehberimizle İnönü Yaylası gibi yaylaları gezdirirken ara ara silah sesleri duyuyorduk. Yaylalardan bir tanesinde bir etkinlik vardı. İnsanlar eğleniyor, horon oynuyor bir tarafta ise çadırlar kurulmuş insanlar hoş vakit geçiriyordu.
Biz kısa süreli olarak araçtan indik, görsel şöleni izlerken iki taraflı silah atışları gelmeye başladı. Bölgeye ilk gelen misafirlerim ve ben tedirgin olmuştuk. Gazeteci olarak her gün onlarca habere denk gelip okuyorum. ‘’Soğuk mermi’’, ‘’kör kurşun’’, ‘’kim vurduya gitti’’ gibi. Gençliğimde de mahalle arasında bir düğünde kız alma merasiminde de ailecek bir olaya maruz kalmıştık, seken kurşunlar ve yanlış tutulan silahlardan dolayı. Bu konuda oldum olası rahatsızım ve çocukluğumdan 40’lı yaşlara yaklaşan yaşıma kadar bu tarz olaylarda azalma gözlemlemedim hatta arttı bile diyebilirim.
Bulunduğumuz bölgede tüm gün süren etkinliklerimizde tek jandarma da görmemiştim. Grup içinde bu konuyu bayağı konuştuk. Akşam yemeği için Karaaslan Tesisleri’ne indik. Tam unutmuştuk ki bu konuyu Sedat Karaaslan ile bir sohbet fırsatımız oldu. Bu konuyu bilmeden benim gazeteci olduğumu duyunca; ‘’kardeşim daha bugün 4 yatılı müşterim, rahatsız olup henüz tesise yerleşmişken bu tarz bir durum yaşadıkları için tesisi terk ettiler’’ dedi. ‘’Lütfen bunu yazar mısın? Bende Karadenizliyim, ama bu tarz şeyler bana ters. Burada güzel bir cennet var. Bacasız sanayi oluşturmaya çalışıyoruz. Misafirler geldikçe para kazanıyoruz ve bölgeye yatırım ve hizmette geliyor. Turizm güzel bir şey. Ancak bu tarz durumlar rahatsızlık veriyor, buna bir önlem alınması gerekiyor. Ben tek başıma kimleri muhatap alabilirim. Bizler artık gelişmiş toplumlar olmalıyız. Zevk için yapıldığı iddia edilen bir şey başkasını rahatsız ettiği gibi, kanuni sıkıntıları da mevcut. Sosyal ve turizmsel sorunlara da sebep oluyor’’ diye ekledi.
Bende aynı konuda gün içerisinde ki aynı tarz sıkıntılarımızdan, bölgeyi terk eden 4 müşteri gibi ve bölgede yaşayan bir işletme sahibinin de bundan rahatsız olması ve bana aksetmesi sebepiyle bu yazıyı kaleme aldım.
Kanuni olarak silahlanma ve kullanımı konusunda daha duyarlı bir devlet yaptırımları olması gerektiğini düşünüyorum. Malum Jandarma her işe yetişemeyebilir, ancak sıkı denetim ve politikalarla zevk için yapılan, yüzlerce insana psikolojik, fiziki ve maddi zararı olan bu duruma bir dur demeyi yöneticilerden beklediğimi ifade etmek isterim. Umarım daha çok insanın canı acımaz, turizm kapımızı baltalamayan bir hareket olmaktan çıkar. Duyarlı Kalın!
Haber: Veysel Kavrayan