E keyiflidir türküler; Ruhumuzun en gizli köşelerinde ne olup biterse
anlatır.
Hem de içinden geldiği gibi....
Özlemi,
Sevdayı,
Ayrılığı...
Gidip de dönmeyeni,
Dönüp de bulamayanı...
Türküler içtendir, sıcacık sarıp sarmalar.
Dosttur,
Sevgilidir,
Bizdendir fazlasıyla; bizi anlatır.
Memleket gibidir; toprak kokar, kekik kokar.
Bazen komiktir; ''SÖĞÜT DALINDA YUVA YAPAN
MANDA'' güldürür.
''LAMBADA TİTREYEN ALEV''in üşümesi ise düşündürür.
Törelerin acımasızlığı düşer bazen tınılara.
Hesapsız gitmelerin acısı takılır nakaratlara...
''SEN GELMEZ OLDUN'' da sitem vardır, inceden inceden.
''TATLI DİLLİM GÜLER YÜZLÜM'' de ise birden tomurcuklar açar.
Türküler ağıttır bazen; ölmelere yatılır.
Sazın tellerine vurulduğunda; yılkı atları koşar uçsuz bucaksız
ovalarda,
Ayçiçekleri güne döner,
Ardından ruhumuz rüzgara karışır....
Bazen öyle asidir ki türküler; ''EŞKİYA DÜNYAYA HÜKÜMDAR
OLMAZ'' diye baş kaldırır.
Umuttur türküler; çaresizliğe direnir.
Yoldur,
Çözümdür....
Aşktır türküler; hesapsız, tutkulu,
İnce belli, kalem kaşlı, kiraz dudaklı sevgiliye yakılır.
Şimdi türkü söylemeli...
Canınız yandığında, içiniz daraldığında,
Aşk ayağınızı yerden kestiğinde,
Özlediğinizde, beklediğinizde,
Düşünüp de söyleyemediğiniz de, hissedip de
anlatamadığınız da ; bir türkü tutturun hafiften.
İçinizden nasıl geliyor, dudaklarınızdan nasıl dökülüyorsa
öyle:..
Aklınızdan geçenleri herkes duysun diye.....