Bugün sadece bir deneme yazısı yazayım dedim.
Köprücük kemiğimdeki kırık devam ediyor ancak ülkedeki olaylar nedeniyle kurtlandım yazmazsam olmaz. Dile kolay, tam 52 gündür yatıyorum, okuyorum ama yazamıyorum. Doktorum “elini biraz hareket ettirebilirsin” dediğinde ilk koştuğum yer klavyenin başı oldu. Ardından da sadece üç günlüğüne Aydın’a kaçtım. Yazı Aydın’dan geliyor. Kendimi ve kolumu iyi hissettiğim sürece belirli aralıklarla yazılarıma devam edeceğim.
KPSS Soruları Çalınmış mı?
AKP iktidarı adalet dağıtmayı o kadar unuttu ki, artık düzenli bir şekilde KPSS’yi bile yapamıyor. Geçmişte de KPSS’da skandallar yaşanmıştı. Demek ki en ufak bir ders çıkartılamamış. Sınavda çıkan soruların daha önce devletten ihale alan bir şirketin yayınladığı kitaplarda basıldığı ortaya çıkmıştı. Hatta, eğer kaldırılmadıysa çözüm görüntülerini YouTube’da bulabilirsiniz. Skandal ortaya çıkınca Cumhurbaşkanı Erdoğan durumu mahkemeye aksettirip hesap sormak yerine ÖSYM Başkanı Prof.Dr. Halis Aygün’ü görevden alarak süreci Devlet Denetleme Kurumu’na sevk etti.
Bu ne demek?
Yani sorumlular mahkemelerde yargılanmayacak sadece bir rapor hazırlanacak. Bu da skandalın ne kadar büyük ve AKP’yle ne kadar ilintili olduğunu gösteren en önemli delil. Bu noktada en önemli soru “sınavlar düzgün olsa ne olacak” sorusu. Partiden veya bir tarikattan referans getirmeyen, devletle çok güçlü ilişkisi olmayan çocuklar birinci olsalar veya rekor kırsalar bile çoğu devlet dairesinde elenerek kadro alamıyor. Karşımızdaki devlet zaten bir parti devleti. Bunun içinde Cumhur ittifakının farklı öğeleri ve ne yazık ki bazı tarikatlar var. Bu nedenle sınav sorularının çalınmış olması umudu olmayan geniş kitleleri çok da fazla ilgilendirmiyor.
Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer “Bu eğitim sistemi ne çektiyse yanlış eğitim politikalarından çekti” demiş. Yahu kardeşim yirmi senedir, kesintisiz tek parti iktidarıyla birlikte AKP iktidarda! Cumhurbaşkanı Erdoğan mitinglerde ne anlatıyor, dikkatinizi çekti mi? Derslik sayılarını ve bedava kitapları anlatıyor. Sonra tekrar derslik sayıları, tekrar bedava kitaplar .. Eğitimi anlatırken “PISA çalışmalarında şu noktadan bu noktaya geldik” demiyor. Belki haberi bile yok. Türkiye eğitim açısından yerlerde sürünüyor. OECD ülkeleri arasında Türkiye çakılmış durumda biliyor musunuz? Ama mitinglerde bedava kitaplardan, derslik sayılarından bahsediyor.
Eğitim seviyesi ve kalitesi nerede? Mesleğine tutkuyla bağlı öğretmen adaylarının atandığı, önlerinin açıldığı, iyi bir maaşla birlikte öğretmenlere gelecek perspektifinin çizildiği eğitim sistemi nerede? Yok! Bu eğitim sistemi olmadığı için Cumhurbaşkanı kitapları ve derslikleri anlatırken Milli Eğitim Bakanı da “Bu eğitim sistemi ne çektiyse yanlış eğitim politikalarından çekti” diyor.
Alıcısı Var mı?
Biz buna gülüyoruz, sinirleniyoruz ama işin ilginç yanı AKP bu ürünü satabiliyor, bu ürünün alıcısı var. Bakan söylediği cümlenin sonuna “CEHAPE zihniyetiyle düzenlenmiş eğitim sistemi bu kadar” dediyse … Alıcısı var.
Kemal Kılıçdaroğlu Erzurum’a gitti. Erzurum’da bir vatandaş Kılıçdaroğlu’na “Sizin ortağınız HDP, niye size oy verelim” diyor. Kılıçdaroğlu “Say o zaman” diyor. Altı partiyi tek tek saydırıyor. Genel başkan “Hani HDP” diye soruyor. Vatandaş “Ben izliyorum televizyondan, HDP ittifakın içinde” diyor. Büyük ihtimalle izlemişsinizdir. Satıyorlar bu malı. Anlayacağınız AKP ve Erdoğan bir şey biliyor da konuşuyor ve manipüle ediyor. Saçma sapan dediğimiz açıklamaları yapıyorlar. Zamları kimin yaptığını hatırlayın. Alıcısı var. Onların medya organlarına ürün üretiyorlar, malzeme üretiyorlar, onlar da bunu bir şekilde paketleyip satıyor.
Enflasyon Paketlenemiyor
Paketlenip satılamayacak kıvama gelen ürün enflasyon. Dün enflasyon oranları açıklandı. Alışılageldiği üzere TÜİK hükümeti üzmeyecek şekilde bir enflasyon oranı açıkladı. Yüzde 79.3 gibi. Kesinlikle yüzde 80 değil. Hiç kimse “AKP enflasyonu yüzde 80’e getirdi” diyemez. Hatır işi bir enflasyon açıklandığı o kadar belli ki! Bağımsız akademisyenlerin oluşturduğu ENAG’ın açıkladığı oran yüzde 176. Herhangi bir artış yok. Geçen ayki facia devam ediyor. Yüzde 176 gibi Türkiye Cumhuriyeti topraklarında eşi benzeri görülmemiş bir enflasyon dünyada da rakibi olmayan bir enflasyon oranı var. Artık Venezuela’yı da solladık. Türk-İş enflasyon oranını yüzde 128 İstanbul Ticaret Odası da yüzde 99 diye açıklamış. Yüzde yüz dememiş. İstanbul Ticaret Odası da çok kibar.
Bu oranlardan neyi anlamamız gerekiyor? Savaşan Rusya’da enflasyon yüzde 15.9, işgal edilen Ukrayna’da enflasyon yüzde 21.5. Savaşı olmayan, işgal edilmeyen, her türlü altyapısı olan huzur içinde büyümesi gereken Türkiye’de enflasyon yüzde 176
Türkiye Neyle Savaşıyor?
Türkiye’de iktidar, akılla, bilimle, evrensel değerlerle, hukukla, bağımsız yargıyla, özgür medyayla savaştığı için enflasyon yüzde 176’ya çıkmış durumda. Bir cepheye gitmeden, çok büyük bir doğa felaketi yaşamadan, altyapısı bombalanmadan bir ülkenin enflasyonu yüzde 176’ya çıkamaz. Ne kadar cahil olursa olsun, ne kadar iş bilmez olursa olsun sadece “dünya nereye gidiyor biz de şunlardan bir şeyler kopyalayıp durumu idare edelim” diyen birilerini devletin başına koysalardı bu enflasyon skandalı yaşanmazdı. Ama devletin başındakiler yukarıda saydığım değerlere savaş açtığı için Türkiye savaşta olan ülkelerden on kat daha yüksek enflasyon oranıyla yaşamak zorunda. Bunu aklınız alıyor mu? Her tarafı bombalanmış Ukrayna’nın enflasyonu yüzde 21.5. savaş halinde olmayan Türkiye’deki AKP rejiminin enflasyon oranı yüzde 176. Bu işte böyle bir savaş