Bu soruya yüz yıldan bu yana doğru cevaplar bulunamıyor.
Kulüpte yapılır, orada mücadele edenler arasından milli sporcular seçiliyor, milli takımlar kuruluyor ve bu ekipler ülkelerinin uluslararası arenalarda temsi edilmesini sağlıyor diyenlerin sayısı çok fazla. Öte yandan, okullarda sporla buluşan çocuklar kulüpler tarafından keşfediliyor, alt yapılarda yetiştiriliyor ve daha sonra profesyonelleşiyorlar diyenler de var.
Tartışmayı sonlandıracak sihirli sözcükler “okul” ve “çocuk” şeklinde sıralanmaktadır. Birçok ülkede sporla okulda tanışılmaktadır. Okul sporları geleceğin yıldızlarının şekillenmesinin birinci adımı olmaktadır.
Okullardaki beden eğitimi dersleri, dersler esnasındaki eğitsel ve spor oyunları o yaş dönemlerinde en çok sevilen hareketler içerisinde yer almaktadır. Okulda sporla tanışan çocuklar ömür boyu hareketli olmak istemektedirler. Günlük egzersizleri yapmak için her şansı değerlendirmektedirler.
İleriki yaşamlarında profesyonel düzeyde spor yapamasalar bile hareket etmeyi benimsemiş bir nesil olarak spor kültürü yüksek insanlar olarak toplum içinde yer almaktadırlar. Günümüz şirketlerinin üst düzey yöneticilerinin çoğu egzersiz yapmakta, güne daha sağlıklı ve zinde girmeyi ön planda tutmaktadır. Egzersiz derken lütfen herkes şunu anlamasın: Egzersiz demek yüzlerce kilonun altına girmek değildir! Ağırlık kaldırmak yüzlerce egzersiz arasından birkaç seçenektir...
Hafif şiddete koşular, basit esneklik alıştırmaları, küçük sıçramalar, germe cimnastiği (Stretching), sabit hızda uzun süreli koşular (45 dk.), aralıklı küçük sıçramalar, merdiven çıkmalar, ip atlamalar, sıçrayarak ayak değiştirmeler, sağlık topları ile paslaşmalar (Ağırlığı 2 kilogramı geçmemeli) gibi yüzlerce basit egzersiz seçilir ve bunların içinden bir kaç tanesi bir çalışma esnasında gerçekleştirilir.
Hafta içinde kaç defa yapmalıyız sorusuna başlangıç için 3 kez demek doğru olacaktır. Her bir çalışmada süremiz en az 50 dk civarında olmalıdır. Tempo çok yüksek değil, hafiften biraz hızlı ama kalbimizi çok yormayacak şekilde olmalıdır.
Günümüzde egzersizi “Tıp” olarak tanımlıyorlar. Birçok araştırmacı ve uzman, düzenli egzersizlerin sağlık üzerine özellikle kalp sağlığı üzerine çok olumlu etkileri olduğunu açıklamaktadırlar. Tıp, bizim gibi ülkelerde sağlığımızda sorunlar belirmeye başladığında gidilen kurumlar olmaktadır. Asıl iş koruyu hekimlik ve egzersiz dünyasını keşfetmekte gizlidir.
İşte, bu aşamaları çok fazla tartışmamak için spora erken başlamalı ve okulda spor mutlaka yer almalıdır. Öğrenciliğinde spor yapanlarımızın büyük bölümü derslerinde yüksek başarı grafiği göstermektedirler. Sanılanın aksine spor yapanlar derslerinde başarısız değillerdir.
Sporda başarılı olanlar devam etmekte oldukları eğitim kurumlarından burs alabilmektedirler. Bugün milli olup yüksek öğrenimine devam eden sporcular ayda en az 1000 Türk Lirası almaktadırlar. Bu büyük bir fırsat ve destektir. Bunun varlığı henüz bilinmemektedir ama giderek yaygınlaşacaktır. Unutmayalım en az 10 kez milli sporcu olup, bir eğitim kurumundan mezun olan öğrencilerin atamaları çok kısa sürede yapılmaktadır.
Spor, sağlık için inanılmaz bir araç ama bir o kadar da sosyallik için harika bir yapıdır. Sporla uğraşanlar kendileri ile barışık yaşarlar, daha çabuk sosyalleşirler, sorunlara karşı çözüm yolları daha kısadır. Spor yapanlar kendi işlerinde ve ilişkilerinde pratiktirler. Her zaman pozitif davranmayı becerirler.
Tekrar başa dönersek, tüm yazdıklarımın ilk adımları okuldaki spordan geçmektedir. Beden Eğitimi Öğretmenlerimiz daha güçlü çalışsınlar, okul yöneticilerimiz spora lütfen daha sıcak baksınlar...
Aileler artık sporun yapıldığı okullara çocuklarını göndermek istiyorlar. Bu demektir ki, anne baba sporu yapmış ve sevmişse okulda sporun yolu açık demektir. Bugünün çocukları ve gençleri yarının anne babaları olacaklarına göre sporun eğiticileri ve yöneticilerine daha çok iş düşüyor gibi...
O zaman, lütfen daha çok çalışmaya devam edelim...