Geçenlerde bir yayında gördüm. Doğu Karadeniz Bölgemizde yıllık yağış % 86 kadar artmış ama diğer bölgelerimizde, yani Türkiye’nin büyük kısmında % 60-80 kadar azalmış.
Bu çok önemli bir konu. Neler oluyor.? Gelin bu durumu bilimsel araştırmaların ışığında basit olarak analiz edelim:
Olay atmosferde sera etkisi yaratan gazların, özellikle karbondioksitin artışıyla başlıyor. Yapılan bütün bilimsel araştırmalar bunu doğruluyor.
Sera gazları artınca Küresel Isınma oluyor. Yani dünyanın ortalama sıcaklığı artıyor. Üstelik dünyanın bazı yerlerinde artış daha fazla görülüyor.
Isınma denizlerden daha fazla buharlaşmaya bağlı olarak kesif bulutlanmaya neden oluyor.
Sonucu şiddetli yağışlar. Kesif yağmur bulutları bir bölgenin ve bazen bir yörenin üstüne adeta boşalıyor. Sanki kendini tutamıyor. Bu yüzden dünyanın her yerinde sel baskınları ile karşılaşılıyor.
Seller çok büyük zararlara yol açıyor: Yüzeysel akışa geçen suyun oranı artıyor. Akan sular toprağı alıp götürüyor, yani toprak erozyonuna neden oluyor. Yağmurla gelen suları bünyesine alıp tutacak olan toprak kayboluyor. Nehirler taşıyor. Çok büyük felaketlerle karşılaşılıyor. Örnek verelim; 1999 yılında Çin’de Yangtze nehrinin taşması sonucunda 5 milyon ev yıkılmış, 3500 kişi ölmüş, milyonlarca insan yer değiştirmek zorunda kalmıştır. Küresel ısınma böyle devam ederse benzer felaketlerle karşılaşılması kesindir.
Topografik yapılara ve hava akımlarına bağlı olarak dünyanın bazı yerlerinde yoğun yağışlar olurken bazı yerlerinde yağışlar azalıyor. Bu faktörler Türkiye için de geçerli. Türkiye’nin de büyük kısmında yağış daha az düşüyor. Bu düşüşün gelecek yıllarda artmasından endişe ediliyor.
Türkiye’deki rakamlara bakalım. Türkiye'de yıllık ortalama yağış 501 milyar m³ olup bunun 274 milyar m³'ü (yani %55'i) buharlaşıp atmosfere dönmektedir. Oldukça yüksek oranda su, buharlaşma ile kayboluyor. Sıcaklık arttıkça bu oranın %55’ lerin üstüne çıkacağı kesin değil mi?
Bunların üstüne ormanların azalması tuz- biber ekiyor. “Orman ne kadar çok ise tutulan yağış suyu da o kadar artar” Bunu bilmeyen var mı? Bunlar ilkokul çocuklarına da öğretiliyor ama çeşitli nedenlerle ormanlar tahrip ediliyor ve bazı yerlerde ortadan kalkıyor.
Kışın yağışların kar halinde olması doğacak açığı kapatabilir diyeceksiniz. Küresel ısınma bunu da kısıtlıyor. Yapılan bilimsel çalışmalar bundan sonra yağışların kardan ziyade yağmur halinde olacağını gösteriyor.
Susuzluk geliyor. Tehlike kapıda, ne yapılabilir?. Akla gelen ilk tedbir orman alanlarını genişletmek. Bu yapılırsa iki yönlü tedbir alınmış oluyor: Ormanlar susuzluğun ana kaynağı karbondioksiti fotosentez yaparken kullandığından konsantrasyonunu azaltıcı etkide bulunuyor ve yağışla gelen suyun toprağa daha fazla işlemesini sağlıyor. Aklınıza başka bir tedbir geliyor mu?
Ama en büyük tehlikeyi yazmayı unuttum: Bu konuda duyarsızlık…