CHP Çevre ve Sağlık Komisyonu adına konuşan Müzeyyen Topçu Tan, Kuzey Marmara Otoyolu’nun geçtiği güzergahta bulunan köylerdeki ekolojik dengenin bozulacağını öne sürdü
20006 yılında başlayan ve inşaatı 3 yıl sürecek olan Kuzey Marmara Otoyolu Projesinin Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) toplantıları, geçtiğimiz hafta tamamlandı. CHP Çevre ve Sağlık Komisyonu olarak, 16 Mart 20017 tarihinde Çayırköy’ de yapılan ÇED toplantısına katıldık.
Kuzey Marmara Otoyolu projesi, İstanbul Silivri İlçesi Kınalı gişesi ile Sakarya Akyazı İlçesi gişesi arasında yapılması planlanan bir proje olup; 3. köprü, Çanakkale Boğazı, İstanbul/ İzmir Otoyolu, İstanbul yeni havalimanı bu proje ile bağlanarak, Marmara Bölgesinin ve özellikle İstanbul'un trafik sorununun çözülmesi hedeflenmektedir. Proje, şehrimizde İzmit Sepetçi, Çayırköy, Durhasan, Bayraktar ve Gedikli köylerini etkilemektedir.
Proje danışmanı yetkilileri otoyol güzergahının, kamulaştırma genişlik alanlarının Karayolları tarafından belirlendiğini; projenin, arazi bölünmelerinin, menfezler sayesinde en aza indirileceğini; kamulaştırma teklif bedellerini beğenmeyenlerin mahkemeye başvurduğunda, “Madde 27. Acil Kamulaştırma”nın devreye gireceğini ve mahkeme sürecinin başlayacağını, dava sonuçlandığında ise hak edişlerin, başta verilen teklifin altında da olabileceğinden (!) bahsetti.
Bu yolun şehrimize avantajları ve dezavantajları nelerdir?
Otoyolun geçtiği köylerin verimli topraklarında her çeşit meyve ve sebzenin yetiştirildiği tarımın yapılmasının yanı sıra hayvancılık da yapılmaktadır. Şehrimizin sebze ve meyve ihtiyacının büyük kısmı buradan karşılanmaktadır. Kuzey Marmara Otoyolun geçeceği güzergahta kesilecek binlerce ağacın bir bölümü orman, bir bölümü de meyve ağaçları olacaktır. Tarım arazilerinin birçoğu bölünecek vatandaş kendi tarlasının bir bölümünden diğerine menfezle geçecektir.
Otoyoldan geçen araçların egzozları ürünlerin kalitesini bozacak, tarım yapılan toprakların verimliliğini azaltacaktır.
Otoyol yapım aşamasında kurulması planlanan taşocakları gürültü ve çevre kirliliği yaratacak, kamyonlar yolları bozacak, suları kirletecek, yörede ikamet eden halk gerek yol yapımı esnasında gerekse yol yapımından sonra toz, toprak ve gürültüden kurtulamayacaktır.
Bitki ve hayvan türlerinin habitatları bölüneceğinden, ekolojik denge ve yaban hayat bozulacaktır. Binlerce ağacın kesilmesi iklimin değişmesine katkı sunacaktır.
Otoyolun üzerine yapılması planlanan ekolojik köprüler yaban hayatı korumak için yetmeyecek, süs olarak kalacaktır.
Bu topraklarda köylüler bundan sonra tarım ya da hayvancılık yapabilecek midir?
Ayrıca otoyol güzergahında bulunan bazı mahallelerin kentsel dönüşümle taşınacağı durumu söz konusudur. Uzun yıllardır köy hayatına alışmış vatandaşlar, apartman hayatına alışabilecek midir?
Kentsel dönüşüme ayıracak ekonomik güçleri var mıdır?
Bu kadar dezavantajının yanında ÇED proje yetkililerinin, avantaj olarak sundukları “projenin köye ulaşım ve istihdam şeklinde fayda sağlayacağı” konusu trajikomik görünmektedir.
ÇED toplantısına katılan halkın, projenin yapılması ya da yapılmaması ile ilgili karar verici mekanizma olmadığı halde bu toplantılar neden yapılmaktadır?
Marmara Bölgesi ve İstanbul trafiğinin çözümünün başka bir yolu yok mudur?
Yoksa bu yolun yapımının altında başka sebepler mi vardır? Örneğin; bu sebeplerden biri özellikle yol kıvrımları göz önüne alınırsa bazı Organize Sanayi Bölgelerinin lojistik maliyetlerini düşürme çabası olabilir mi?
Ya da yeni sanayi tesisleri kurularak Kuzey Marmara da, sanayiye mi teslim edilecektir?
CHP İl Çevre ve Sağlık Komisyonu olarak; konunun takipçisi olduğumuzu belirtiyor, yetkililerden sorularımızı yanıtlamalarını talep ediyoruz.
Kamuoyuna saygı ile duyururuz.
CHP İl Çevre ve Sağlık Komisyonu Adına,
Diş Hekimi Müzeyyen Topçu TAN