Tarımda üretimi arttırmaya çalışırken farkında olamadıklarımız

 Sonuçta daha bol, ama kesinlikle besin değeri ve tadı yetersiz olmanın yanı sıra insan sağlığı için tehlikeli ürünler elde ediliyor. Bazı ürünlerin üstünde kalmış ilaçlar yüzünden insanlar zehirleniyor. Üstelik bazı ürünler ortadan kalktı. Siz son yıllarda hiçbir yerde örneğin “ Topatan “ kavunu gördünüz mü?

Üretim artışı için tarımsal makinalar da çok değişti ve büyüdüler. Kısa zamanda büyük alanlarda etkin olan araç ve gereçler.

Ama biz insanlar bunun bedelini ödemekteyiz. Ödediğimizin de çok zaman farkında değiliz. Bu bedelin temelinde doğal dengenin bozulması yatıyor.

Hiç dikkat ettiniz mi ? Bir yere gidersiniz, ağaçlar dikilmiş, her tarafta çiçekler, asker sırası gibi dizilmiş. İçinizden şöyle söylersiniz. “Ne kadar güzel !..” Bir gün bir başka yere gidersiniz. Etrafta kendiliğinden yetişmiş ağaçlar ve çiçekler rastgele bulunurlar. İşte burada “Ne kadar güzel !..”daha başkadır. Bu güzellik duygusu içinizi daha fazla doldurur. Bir öncekinden farklıdır.

Çünkü bir gerçek var: Doğallık her zaman bütün canlı ve cansız  varlıklar için daha uygundur. Doğallıkta bütün varlıkları etkileyen faktörler arasında  süregelen bir denge vardır. Bu denge bizleri olumsuz etkilemez. Yapaylık bu dengeyi bozunca bu faktörler olumlu işlevini kaybeder. Ekolojik problemler oluşur. Zaten biz insanlar, atmosferdeki doğal dengeleri bile bozarak küresel iklim değişikliğine sebep olmuyor muyuz?

Çoğu zaman bu problemlerin farkına varamıyor, doğal durumu bir kenara koyup yapaylıktan yana oluyoruz. Örneğin geniş alanlarda tarımsal çalışmalar. Böyle yerlerde kullanılan kapasitesi yüksek büyük makinalara olumlu bakarız, hatta hayran oluruz.

Ama geçenlerde elime geçen bilimsel nitelikte yabancı bir yayında bu tür makinelerin kullanılması sonucunda neler olduğu bakın madde madde nasıl anlatılıyor:

a) Tarımsal alanların çevresindeki ağaçlık alanlar kaybolmuştur. Peyzaj bozulmuştur. Bu yüzden çevredeki bitkisel ve hayvansal biyolojik çeşitliliğin büyük kısmı ortadan kaybolmuş veya azalmıştır. Yani biyolojik fakirleşme olmuştur.

b) Çalılıklar ve ağaçlardan oluşan bantların oluşturduğu bariyerlerin elimine edilmesi dikili araziler üzerinde rüzgar hızının artmasına neden olmuş ve bu durum erozyon aktivitesini arttırmış ve toprağın rutubet tutma kapasitesini azaltmıştır.

c) Derin toprak işlemeleri toprağın humus miktarını görünür şekilde azaltmıştır. Halbuki humus toprağın strüktürü ve verimliliğini çok olumlu etkileyen bir oluşumdur.

d) Kanalet ve kuyuların ortadan kaldırılması su akıntılarının kendini temizlemesini engellemektedir. Bu yüzden büyük miktarda kirletici daha kolay şekilde yüzeyde akan sulara ve daha büyük akıntılara katılmaktadır.

e) Biyolojik çeşitliliğin azaltması faydalı böceklerin (yani zararlı böcekleri yiyen böceklerin) ortadan kalkmasına veya çok fazla azalmasına neden olmaktadır. Bu nedenle parazitlere karşı mücadele büyük miktarda tarımsal ilaç, buna bağlı olarak daha fazla masraf  gerektirmekte ve ortam daha fazla kirlenmektedir.

f) Biyolojik çeşitlilikte azalma çiçek tozlarının dağılımında büyük rol oynayan böcek çeşitlerinde ve sayısında azalmaya neden olmaktadır. Bu nedenle böceklerin aktivitesine bağlı ürünlerin üretimde düşüş görülmektedir.

Sonuç kesinlikle şudur : Doğal dengelerin bozulmasının kesinlikle bir bedeli oluyor.  Ödüyoruz, farkında değiliz…