Şimdi anlıyorum ki, vergi söz konusu ise gerekirse taşın bile suyu çıkarılarak bundan gelir elde edilebilir.
Herkes ne kadar rahat? % 55’e varan vergiden kimsenin rahatsızlık duyduğu yok. Böyle olunca dört teker olup ta ortalığı tozu dumana katan, trafiği altüst eden tarih öncesi araçların sesini, kirliliğini çekmeye devam edeceğiz demektir. O kadar ki, otomobil pazarlarına gittiğinizde küçük bir motosikleti alabilecek para ile bir dört teker alıp çıkabiliyorsunuz.
Çoğu kimse artık sıfır araç alma yerine değerinden en az bir bölü üçü azalmış araçlara yöneliyorlar. Bunun birinci nedeni araç alımındaki derin KDV ve ÖTV tutarlarından kaynaklanıyor. Tartışmalar var, yerli aracımızı yapalım diye ama rantabl olmayacağını herkes biliyor. Satış, servis, pazarlama, ürün geliştirme, marka yapma derken en az 50 yıllık bir çalışma periyoduna kimse girmek istemiyor. Ne olsa “al sat” ağırlığındaki bir ticaret yerleşmiş iken neden risk alsın ki bizim kuzey batılı yatırımcılarımız?
Motosiklette yerli girişimcileri destekliyorum. Kanuni ve Kuba motorları yaptıkları yatırım, geniş dağıtım ve servis ağları ile bu alanda ciddi biçimde hizmet vermeye devam ediyorlar. Yüksek hacimli ve spor özellikli motor üreten fabrikamız henüz yok ama yakın gelecekte bunu da başaracaklarına inanıyorum. Bunları tartışırken neden bizde markalardan birinin motosiklet fabrikası yeniden kurulmaz. Yeniden diyorum, çünkü bir markanın bazı modellerinin yapıldığı fabrikanın varlığından haberim var.
Geçen hafta GP’yi izliyorum. Yorumcular motosiklet markalarının Türkiye temsilcilerini bir dövmedikleri kaldı. Son derece haklılar. Hele bir yorumda şu satırlar geçiyordu, çok ilginç, dikkatle okuyun: “Aaa bizim sattığımız motor mu GP’de birinci gelmiş? Alla alla..” Adamların motosiklet ruhundan haberleri yok ama onu satarak para kazanmayı sürdürüyorlar.
İşin çok hazin tarafları da var. Sevdiğim iki kardeşim bundan iki sene evvel iki motor aldılar. Yarışa hazırlanıyorlar, bakım için servise gittiler... Motorlar yukarıya kaldırılacak servis için, krikolar nereye konuluyor? Egzosun altına... Eğer görmeseler servis sonunda birer çift egzos daha satın almak zorunda kalacaklardı. Siz gerisini düşünün...
Geçen hafta Kahramanmaraş’tan gelip bir arkadaşımın motorunu satın alan şahsın anlattıkları var sırada... “Motosiklet öyle sadık bir şey ki, sesini çıkarmaz, sana itaat eder, sadakatı yüksektir, dırdır yapmaz, dedikodusu yoktur.”
Bu kadar muhteşem özellikleri olan bu araca bu kadar çok vergi yüklemek, taştan su çıkarmak değil midir? Artık motosiklete huzur vermeliyiz. Onun önünü açmalı “Herkesin bir de motoru olsun” sloganı ile satışları arttırmanın yolunu aramalıyız...