Tira İtalyancada götür demekmiş. Ti ra mi su ise beni kendime getir ya da beni yukarıya çek anlamını taşıyan bir sözcükmüş.
İtalya’da 1960 yıllarında bir şefin ortaya sürdüğü bu tatlı pek beğenilmiş. Asıl yapımında kedidili bisküvisi, Mascarpone peyniri ve Brendi gibi malzemeler kullanılan bu tatlı bizim ülkemizde ancak 1980’den sonra Mascarpone peynirinden daha az yağlı olan Labne peynirinin satışa sunulmasından sonra ün kazanmış. Her ne kadar 1960 yıllarında ün kazansa da asıl atasının Roma Döneminde yaşayan insanlar olduğu söyleniyor. Bayat ekmekleri şarapla ıslatıp bal ve baharatlarla tatlandırıp servise sunarmış Romalılar. Bundan sonraki tarihlerde ise Fransızlar yumurta beyazını çırparak katılaştırmayı keşfettiğinde İngilizlerden aldıkları Trifle tarifiyle harmanlayarak bir tatlı hazırlamışlar. Trifle de kekin şarapla veya başka bir şeyle ıslatılıp kremayla servis edilen şekli olduğundan bunun Tiramisu’nun keşfine yol açtığına inanılıyor.
Başka bir inanışa göre ise 1800’lü yıllarda Toscana Dükü Siena’ya gelmiş. Asillerin tatlıya çok düşkün olduğunu bilen pastacılar Düke yaraşır gösterişli bir tatlı yapmak için yarışa girmişler ve içlerinden biri Dükün Çorbası adını koyduğu bu tatlıyı üretmiş. Basit malzemelerden yapılan bu süslü pastayı Dük o kadar beğenmiş ki tarifini yanında götürmüş ve böylece tarif yayılmış. Yendiği zaman insana verdiği enerji nedeniyle adı değiştirilip bu günkü halini almış.
İtalya’nın her bölgesi Tiramisu’nun kendilerine ait olduğunu iddia edip bunun için bayağı bir mücadele veriyormuş meğer. Olaya mahkemeler ve politikacılar da dâhil edilmiş ve halen savaşlar sürüyormuş. Bu durum aynı bizde ki bazı kebapların ve yemeklerin patent mücadelesi gibi demek ki ama biz İtalyanlar kadar abartılı bir mücadele vermiyoruz sanırım. Normalde bizde gürültücü insanlarız ancak yıllar önce gittiğim gezide gözlemlediğim İtalyanlar bizden daha şamatacı. Siestaları olduğundan dinlendikleri için mi acaba, yolda, trende, otobüste kimse kimseyi dinlemiyor, herkesin bir ağızdan bağıra bağıra konuştuğunu bir hayal edin, bizim bile şaşkınlıktan ağzımız açık kaldı ki normalde biz de bağıra çağıra konuşan insanlarız.
Bizde ki sunumlar asıl tarif biraz değiştirilerek Türk damak tadına uygun hale getirilmiş. Yine aynı İtalya gezimde dondurma, makarna ve pizzalarından epeyce tatma şansına erişmiştim. Ancak Tiramisu’nun Fransız tatlısı olduğunu sanıyordum o zamanlar. Yemek aklıma gelmemişti. İnşallah tekrar bir gün İtalya’ya yolumuz düşerse asıl kaynağından dünyanın en güzel tatlısı olarak kabul edilen bu tatlıyı mutlaka denemek gerek. Bu tatlı hem kedidili bisküvisi hem de evde hazırladığımız kek ile yapılabiliyor. Ben hamurunu evde hazırlamayı sevdiğimden bu tarifi verdim. Ancak kedidili bisküvisi kullanarak ta aynı şekilde yapılabilir.
Kek için gereken malzemeler:
3 yumurta
3 fincan şeker
3 fincan un
1 / 2 paket kabartma tozu
3 yemek kaşığı kakao
Kreması için gereken malzemeler:
2,5 fincan şeker
3 su bardağı süt
1 paket vanilya
1 su bardağı un
1 paket labne peyniri
Sosu için gereken malzemeler:
2 çorba kaşığı neskafe
1 bardak sıcak su
1 çorba kaşığı toz şeker
Yapılışı:
Öncelikle kek malzemesini çırpın. Yaklaşık 20-25cm genişliğinde olan bir tepsiyi yağlayıp hamuru koyun ve 170 dereceye ayarladığınız fırında üzeri kabuk tutup koyulaşıncaya kadar yaklaşık 20-25 dakika pişirin. Bu arada krema için gerekli malzemeleri bir tencerede karıştırıp pişirin. Ilıklaşınca vanilya ve labne peynirini katıp iyice karıştırın. Keki soğuduktan sonra ortasından misina ile ikiye bölün. Sos malzemesini karıştırın ve kekin ilk parçasının her tarafına sosu iyice serpin ve yayvan bir kaba koyun. Kremayı bolca yayın. İkinci parçaya da sos serptikten sonra yaydığınız kremalı kekin üzerine koyup kalan kremayı üzerine ve etrafına iyice yayın. Bir çay süzgecinde karıştırdığınız kakao ve kahve karışımını pastanızın her tarafına serpin. Buzdolabında bir saat bekletin ve servise sunun. Afiyet olsun.