Ben doğma büyüme İzmitliyim.
Ülkemizin hemen hemen tamamında görev nedeniyle ve gezip-görme amacıyla bulundum. Nereli olduğumu sorduklarında gururla “İzmitliyim” derdim. Karşımdaki bunu öğrenince bana sanki imrenerek bakardı; İstanbul’a çok yakın, Marmara denizi kıyısında, fabrikalarla donanımlı bir kent.
Anadolu insanlarından hiçbiri bana İzmit’e turist olarak geldiğini söylemedi. İzmit’e iş sebebiyle, akraba ve arkadaşlarını görmeye gelmişlerdi.
İzmit’te gezip dolaşırken Turizm Şirketlerinin afişlerine bakın; Mardin’e gezi, Diyarbakır’a gezi, Kars’a gezi… Görülecek yerlerin fotoğrafları… Ama siz Anadolu kentlerinin hiçbirinde bir turizm şirketinin vitrininde “İzmite gezi” afişi gördünüz mü? Görmediniz ve göremezsiniz. Ama ben bir İzmitli olarak bu duruma çok içerliyorum…
Kocaeli Büyükşehir Belediyesi çok tuhaf bir ifadeyle “Gar İstasyonu” şeklinde tanımladığı yerde, köprü üstünde kocaman bir tabela asmış. Üstünde “Turizm Şehri İzmit” yazılı. Böyle tabela asmakla turizm şehri olunmaz. Gaziantep Belediyesinin İzmit’te turizme yönelik ilanlarını görmüştüm birkaç hafta önce. Büyük bir fotoğraf ve yanında şöyle yazıyordu: “Doğa harikası Tarihi Rumkale.” Şimdi o tabelayı astıran belediyeye “Senin neyin var?” da bu koskoca tabelayı astırmışsın diye soracaktım ki…vazgeçtim. Neden vazgeçtim?
Çünkü bir belediye bu kadar büyük ve renkli tabelayı oraya boşuna asmış olamaz. Çünkü akıl var, mantık var! Turist sadece tarihi kalıntı, müze vs görmeye gelmez, dünyada tek olanı da görmeye gelir. Yani eşi-benzeri olmayan herhangi bir eser veya uygulamanın olduğu yerler de turistler açısından önemlidir. İşte bu açıdan İzmitimiz çok zengindir. İşte bir örnek:
- Bilindiği üzere bütün dünyada Ekolojik Park denilen alanda -isminden de anlaşılacağı gibi- sadece kendiliğinden yetişen bitkiler bulunur. Orada topoğrafik yapı, toprak, su akıntıları, bitkiler doğal durumundadır. Bunlar üzerinde hiçbir işlem yapılmaz. Yani Ekolojik Park, dışarıdan getirilen bir otun, bir çiçeğin bile dikilmediği, toprağına kazma vurulmadığı, içindeki taşların yerinden oynatılmadığı bir alandır. Ama içinde Toros dağlarının sedirine, Arizona’nın servisine kadar yabancı tür ağaçların ve çiçeklerin dikilmiş olduğu, yapay beton duvarlar, yapay küçük çağlayanlar, yapay su arkları, gölet, büfeler, kuş kafesleri ve hatta kafeteryalar ile bezeli olan ve okul çocuklarının ekolojik açıdan bilgilendirilmesi için getirildiği Ekolojik Park !... dünyada sadece İzmit’tedir. Düşünebiliyor musunuz buraya getirilen çocuklara (ve hatta yetişkinlere) buradaki bitkilerin varlığı ile ekolojik şartlar arasındaki ilişki anlatılıyor. Bu nedenle “Ekopark” adıyla reklam konumunda, yol levhalarında yer bulan bu yer ekoloji ilminin yerde süründüğü bir alan olarak sadece turistlerin değil bilim adamlarının da görmesi gereken bir yerdir.
Ben bu bağlamda başka örnekler de verebilirim. Etrafınıza bakın görürsünüz. Turist çekmek için elinde sadece Rumkale’si olan Gaziantep bizi kıskanmasın da ne yapsın!...