Gelişen Dünyada,adaletin güçlü ,güçlü olanın da adaletli olmasının temel koşulu hukukun üstünlüğü,yargı bağımsızlığı ve tam demokrasidir.
Hukuk devletinin temelinde iktidar gücünün keyfi davranışlarının sınırlandırılması,gerekirse onların da bağımsız mahkemelerde yargılanmalarının temini vardır.Demokrüasilerde bu ancak bağımsız ve güçlü avukatlar ve barolarla yapılır.
Ülkemizde yıllardan bu yana kamu gücünün en etkili unsuru olan yargı maalesef,siyasi ve ideolojik yapılanmaların her zaman ele geçirmeye çalıştıkları ,zaman zaman da ele geçirdikleri bir kale olmuştur.Bu kaleyi ele geçirenler hemen kendi vesayet sistemini dayatmıştır.Yakın geçmişte FETO UNSURLARI gibi bu kaleyi bu şekilde işgal edenler yargıyı, siyasi düşüncelerine ve ideolojilerine lojistik destek sağlamak için ,acımasızca rakiplerini yok etmek.intikam almak,hatta devleti yıkmak için dahi kullanabilmişlerdir.bunların karşısına da o zaman yine bağımsız vavunma,avukatlar ve barolar durmuşlar ve sonuçta haklı çıkmışlardır.
Son Anayasa değişikliği ile maselef yargı bağımsızlığı ve hukuk devletini zedeleyen unsurlar Anayamıza girmiştir.Bu günlerde yargının üçüncü ve güçlü ayağı olan avukatlar,dolayısıyla baroların bağımsızlığını ortadan kaldıracak yasal düzenlemelere gitmekte,hatta barolar birliğinin önündeki TÜRKİYE kelimesini dahi ortadan kaldırmaya çalışmaktadır.
Vatandaşın en kolay ulaştığı yargısal kurum avukatlardır.Düşünülenin aksine avukatların daha da güçlü ve bağımsız olması şarttır.Avukatların Devleti de ,devlet kadrolarını ve iktidar mensuplarını da müvekkilleri adın mahkemeye verebilecek özgürlükte olması hukuk devletinin ve vatandaşlarımızın en temel güvencesidir.
Barolar,barolar birliği /avukatlar varolan kanun gereğince aynı zamanda hukuk devleti ve insan haklarını savunmak ile görevlendirilmiştir.Avukatlar ve barolar millet adına karar veren bağımsız mahkemelerin savunma ayağını oluşturan asli unsurlarıdır.Bu nedenle de MİLLİ dir ve başında bulunan TÜRKİYE kelimesini fazlası ile haketmektedir.Barolar birliğinin kapatılması, baroların etkilerinin siyasal nedenlerle ortadan kaldırılması,yargının bağımsızlığına vurulacak son darbe olur ki,bu durumda ülkede hukuk devletinden ve demokrasiden bahsetmek mümkün olmaz.
Oysa ki ;partiler üstü davranabilen ölçüsü adalet,insan hakları,hukukun üstünlüğü ve tam demokrasi olan,mesleki gelişimi teşvik eden,yargı bağımsızlığını zedelemeye çalışan siyasi iktidarlara dünya görüşü ne olursa olsun çekinmeden karşı çıkabilen ,adalet ekseninde bütünleşebilen tam bağımsız baro demokrasi ve hukuk devletinin ve ülkemizin bekasının temelidir.
Bakınız Çağdaş Dünyada demokrasisi gelişmiş ülkelerde avukatlık mesleği bağımsızlığını geliştirmiş ve daha da çok önem verilen bir meslek haline gelmiştir.Güçlü avukat,güçlü demokrasi ve adalet demektir.
Ha Hak Haklı bir neden olmaksızın, kamu yararı gözetilmeden, siyasi iktidarın kendi siyasal amaçlarını gerçekleştirmek düşüncesiyle ve yasa yapma tekniğine tamamen aykırı biçimde ,gerekirse kararnamelerle yapacağı düzenlemeler toplumda hukuk güvenliğini bozacaktır. Barolar ve birlik ile ilgili yapılması düşünülen değişikliğin gerçekleşmesi halinde kısa süre sonra bunu teklif eden iktidar da önceki düzenlemelerde oldruğu gibi altında kalacak ve pişman olacaktır.Ama bu durumda maalesef savunma alanında giderilmesi zor bir kaos yaratacaktır.
Hukuk devletinin temel direği olan bağımsız yargı, din,dil,irk,mezhep renk,cinsiyet ayırımı yapmaksızın adaleti öngören,kişisel vicdanlara seslenen bir yargıdır. Böyle vicdanı esas alan bir bağımsız yargı esasından devletin de vicdanını yansıtır. İşte bu vicdanın, siyasi ve ideolojik vesayet odaklarının işgaline uğraması yargının güvenilirliğini ortadan kaldıracak,devlet vicdanını ileri boyutta zedeleyecektir.Bağımsız yargının temeli de,bağımsız ve tarafsız savunmadır.
Barolar ile ilgili hatalı çalışmanın giderilmesi için bu işle ilgili kurumların,iktidar ve muhalefet milletvekillerinin birlikte çalışması,Kocaeli barosu tarafından iktidar milletvekillerine,sayın bakana da durumun ne kadar hatalı olduğunun ısrarla anlatılması ve bu yalnıştan geriye dönülmesi gerekir.Yoksa bu uygulama ile Türk demokrasisi ve adalet büyük yara alacaktır.
Bir gün herkesin bağımsız ve güçlü savunmaya/avukata ihtiyaç duyacağı unutulmamalıdır.