Türk sanayisinde emisyon salımı yüksek sektörler başta olmak üzere tüm üretim süreçlerini etkileyecek Sınırda Karbon Düzenlemesi Mekanizması (SKDM), 1 Ocak 2026 tarihi itibarıyla yürürlüğe girecek. İZMİR (İGFA) - İzmir’in Aliağ...
Türk sanayisinde emisyon salımı yüksek sektörler başta olmak üzere tüm üretim süreçlerini etkileyecek Sınırda Karbon Düzenlemesi Mekanizması (SKDM), 1 Ocak 2026 tarihi itibarıyla yürürlüğe girecek.
İZMİR (İGFA) - İzmir’in Aliağa, Foça ve Bergama ilçelerinde kümelenen demir çelik sektörünün bu sürece uyumunu ve rekabetçi yapısını korumayı amaçlayan “Karbon Yönetimi için Kümelerarası İş Birliği” projesinin açılış toplantısı, İzmir’de gerçekleştirildi.
KULLANILAN ENERJİNİN SADECE %6’SI YENİLENEBİLİR
Enerji Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği’nin (ENSİA) koordinatörlüğünde, Ege Demir ve Demirdışı Metaller İhracatçı Birlikleri (EDDMİB) ve İtalya’dan CosVig ortaklığında yürütülen; İzmir Kalkınma Ajansı, İzenerji ve Eurosolar Türkiye’nin iştirakçi olarak yer aldığı proje, Avrupa Birliği tarafından 520 bin Euro hibe destek almaya da hak kazandı.
Demir çelik şirketlerinin temsilcilerinin yoğun katılımına sahne olan toplantının açılışında konuşan Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkan Yardımcısı ve Ege Demir ve Demirdışı Metaller İhracatçı Birlikleri (EDDMİB) Yönetim Kurulu Başkanı Yalçın Ertan, sektörün üretimde kullandığı enerjinin yüzde 6’sının yenilenebilir enerji kaynaklarından elde edildiğine dikkat çekti.
HEDEF %25 YENİLENEBİLİR ENERJİ
Firmaların özellikle güneş enerjisi sistemlerinde hızlı bir yol kat ettiğini kaydeden Ertan, Türkiye’de çelik üretimi yapan firmaların yüzde 75’inin elektrik ark ocaklı tesisler olarak hurda demirden üretim yaptığını, kalan yüzde 25’inin ise karbon salınımı daha fazla olan cevherden üretim gerçekleştiren yapan yüksek fırınlı tesisler olduğu bilgisini verdi.
Dünyada ise demir çelik üreticilerinin yüzde 70’inin karbon ayak izi fazla olan yüksek fırınlı tesislerde üretim yaptığını anımsatan EDDİB Başkanı Yalçın Ertan, sözlerini şöyle dürdürdü:
“Hedefimiz buradaki avantajımızı korumak ve yenilenebilir enerji kaynağı payımızı yüzde 6’dan yüzde 25’ler seviyesine çıkarmaktır. Ancak şüphesiz ki firmaların Yeşil Mutabakatın getireceği koşullar hakkında bilinçlendirilmesi kadar yeşil üretime yapacakları yatırım için kolay ve hızlı şekilde finansal kaynağa ulaşmaları amacıyla destek mekanizmalarının oluşturulması da gerekmektedir. SKDM kapsamında finansal yükümlülük altına gireceğimiz 2026 yılına kadar üye firmalarımıza gerekli destek mekanizmalarını sağlayacağımız konusundaki kararlılığımızın altını çizmek istiyorum.”
“ENSİA SEKTÖRÜ YURT DIŞINDA TEMSİL EDİYOR”
Toplantıda konuşan Enerji Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (ENSİA) Yönetim Kurulu Başkanı Alper Kalaycı da, Türkiye’deki demir çelik üretiminde İzmir’in çok önemli yeri olduğunu vurguladı.
Yüksek seviyede enerji tüketen demir çelik üreticilerinin, katma değeri yüksek ürün ihracatlarında Avrupa Birliği’nin önemli payı olduğuna işaret eden Kalaycı, karbon ayak izlerini azaltmak isteyen firmaların başta çatı tipi güneş enerjisi sistemleri ve jeotermal olmak üzere temiz enerji kaynaklarına büyük ölçekli yatırımlar yaptıklarını hatırlattı.
Sektörün SKDM’ye hazırlık ve farkındalık seviyesini artırmayı hedeflediklerini kaydeden Kalaycı, ENSİA olarak Türk temiz enerji sektörünü yurt dışında temsil edecek pek çok projeyi hayata geçireceklerini sözlerine ekledi.
“BAŞARI ÖRNEKLERİNİN TÜMÜNDE KÜMELENME VAR”
İzmir Kalkınma Ajansı Genel Sekreteri Mehmet Yavuz ise temiz enerji sektöründe dünyada başarı kazanmış tüm örneklerde ENSİA gibi küme organizasyonları olduğunu söyledi.
İZKA olarak hidrojen de dâhil olmak üzere İzmir’deki tüm temiz enerji uygulamalarına ve kurumsal kapasitelerin geliştirilmesi çalışmalarına destek verdiklerini kaydeden Yavuz, ENSİA ile bu noktada pek çok projede iş birliği gerçekleştirmekten mutluluk duyduklarını belirtti.
PROJE 36 AY SÜRECEK
Konuşmaların ardından ENSİA Avrupa Birliği Projeleri Koordinatörü Hazal Coşkun tarafından “Karbon Yönetimi için Kümelerarası İş Birliği” projesi takvimi ve işleyişi hakkında katılımcılara detaylı bilgi verildi. Avrupa Birliği tarafından 520 bin Euro hibe destek almaya hak kazanan proje 36 ay sürecek.
Proje kapsamında İtalya ve Almanya’ya çalışma ziyaretleri ve atölye çalışmaları gerçekleştirilecek. Sektörde faaliyet gösteren firmalara yönelik farkındalık artırıcı eğitimler verilirken; lobicilik faaliyetleri yapılacak, sektörün strateji ve öneri dokümanları hazırlanacak