Zamanla bu söylemi abartılı bulsak da tarihimizle geleneklerimizle öğünen ve Türk vatandaşı olmaktan guru duyan bireyler olduk.
Vatandaşlığın parayla alınıp kazanılması da çok garipsenir bir durum olduğunu düşünüyorum. Eğer böyleyse vatandaşlığı en yüksek değerden en düşük değere kadar bir sıralamasının nasıl olduğunu da çok merak ediyorum.
Vatandaş olmak sadece aynı vatanı paylaşmak ve orada yaşamanın ötesinde anlam içerdiğini düşünüyorum. Tarih birliği, dil birliği, kader birliği vs. gibi değerleri de içermesi gerekir.
Geçtiğimiz günlerde Türk vatandaşı olabilmenin şartları yayınlandı. Buna göre;
1-) Yabancıların Türk vatandaşlığı kazanabilmek için karşılamak zorunda olduğu en az sabit sermaye yatırımı 2 milyon dolardan 500.000 dolara düşürüldü.
2-) Tapu kayıtlarına üç yıl satılmama şerhi koyularak Türkiye’de taşınmaz mal edimi yoluyla vatandaşlık kazanabilmesi için öngörülen tutar 1 milyon dolardan 250.000 dolara düşürüldü.
3-) Belirli miktar mevduatı üç yıl süreyle Türk bankalarında tutma şartı veya devlet borçlanma araçlarının alımı suretiyle vatandaşlık kazanılabilmesi için öngörülen tutar sınırı 3 milyon dolardan 500.000 dolara indirildi.
4-) Bu kapsamda gayrimenkul yatırım fonu katılma payı veya girişim sermayesi yatırım fonu katılma payı almak suretiyle vatandaşlık kazanabilmesi için öngörülen tutar sınırı 1,5 milyon dolardan 500.000 dolara düşürüldü.
5-) İstihdam oluşturma yoluyla Türk vatandaşlığı kazanabilmesi için öngörülen istihdam miktarı sınırı ise 100 kişiden 50 kişiye düşürüldü.
Bu düzenlemelere bakıldığında vatandaşlığımız değeri %75 düşürülmüş olduğu görülmektedir. Bu günlerde vatandaşlık bile bu düzeyde pazarlanırken hala ekonomik kriz yok, ekonomik komplolardan söz etmek ve iç siyasete mesajlar vermek yerine gerçekleri kabul edip tedbirlere odaklanmamız gerektiğini anlamamız gerekiyor.