Balyoz Darbe Planı olarak bilinen davada tutuklanan ve geçen yıl çeşitli hapis cezalarında çarptırılan amiral ve subayların ailelerinin Gölcük'te her Cumartesi günü 'Sessiz çığlık' adı altında gerçekleştirdiği protest
Balyoz Darbe Planı olarak bilinen davada tutuklanan ve geçen yıl çeşitli hapis cezalarında çarptırılan amiral ve subayların ailelerinin Gölcük'te her Cumartesi günü 'Sessiz çığlık' adı altında gerçekleştirdiği protestolarına devam ettiler. Tutuklu subay eşleri, delillerin sahte olduğunu, özel yetkili mahkemelerin devlet içinde devlet olduğunu Başbakan'ın bile kabul ettiğini, artık mahkemelere güvenmediklerini belirterek, "Allah'tan başka sığınacak kimsemiz yok" dedi. Gölcük'te onarıma alınan Atatürk Meydanı'nın yanındaki boş alanda gerçekleştirilen 'Sessiz Çığlık' buluşmasına 50 kadar, tutuklu amiral ve diğer subayların eşleri ile onların çocukları, yakın akrabaları katıldı. Yunanistan'da görevliyken çağrı üzerine Türkiye'ye geldikten sonra tutuklanan Deniz Kurmay Albay Önder Çelebi'nin eşi Gonca Çelebi, eylemlerinde gittikçe kalabalıklaştıklarını, Gölcük esnafı halkının yanlarında olmasa da çoğaldıklarını belirterek, "En azından başladığımız yerde değiliz. Kamuoyunda da bir tepki oluştu. Davanın ne kadar mesnetsiz olduğu, her şeyin ne kadar sahte şeylerin üzerinde kurulduğuna dair kanıtın daha da güçlendiğine inanıyorum. Gelişen süreç içersinde 21 Eylül'den sonra cezalar verildikten sonra insanlar daha çok inandı buna" dedi.
Bilirkişi raporlarının 'deliller sahte' dediğini, içlerinden geçenleri de pankartlara yazdıklarını söyleyen Gonca Çelebi, şöyle devam etti: "Biz PKK yandaşları gibi molotof kokteyli atacak değiliz. Biz bu vatanın evlatlarıyız. Eşlerimiz bu vatana hizmet ederken bu cezaları aldılar işin garibi. Bizim yapabileceğimiz en onurlu davranış sessizce bu çığlığı insanlara duyurmak. Bunun dışında biz birşey yapamayız. Deliller zaten her şeyi gösteriyor. Daha ne yapabiliriz? Yapılacak bir şey yok çünkü. Tüm hukuki yollarla çığlığımızı yerine getirmek istiyoruz. Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı kabul ediyor, 'Özel yetkili mahkemeler devlet içersinde devlet oldu' diye. Ama biz bunların eline bırakıldık, terkedildik. Dün akşam Başbakan yine aynı şeyi söyledi. 'Tutuksuz yargılanabilirler' diye. Benim eşim iki kez yurt dışından geldi. Yunanistan'da görevliyken çağırdı savcı, geldi. Savcı bey görüşmedi ilkinde, uygun değilmiş. İkinciye geldiğinde tutuklandı ve kaçma şüphesiyle tutuklandı. Şu an kaçma şüphesiyle hala tutuklu. Yargıtay aşamasında. Zaten deliller sahte, tutuksuz yargılanabilirlerdi. Özel yetkili mahkemelerin devlet içinde devlet olduğunu söyleyen hükümet, iş bize geldiği zaman hiç ellerini kollarını kıpırdatmıyorlar."
Buluşmaya iki çocuğu ile birlikte gelen ve Kocaeli Karamürsel'deki Deniz Astsubay Meslek Yüksekokulu Komutanı iken amiralliğe terfi aşamasında tutuklanan Deniz Kurmay Albay Ümit Metin'in eşi Berna Metin de sessizliğini bozdu. Berna Metin de şunları söyledi: "Benim eşim 21 aydır tutuklu. 2 davadan birden yargılanıyor. Balyoz'dan yargılandı 16 yıl hapis cezası aldı. Aynı dijital verilerle amirallere suikat girişimi iddiasıyla yargılanıyor. Eşim 27 Mayıs'ta tutuklandı. Aynı verilerle Eylül ayında bir tutuklama daha oldu. Aynı sahte verilerle yargılanıyor. Biz bunları yüz kere dile getirdik, ispat edildi ama mahkemeler sağır ve dilsiz bu konuda."Yargı aşamasının henüz bitmediği hatırlatılan Berna Metin, "Yargının son aşamasında umudumuz var tabi, umutsuz yaşayamayız. Ama bu umut mahkeme tarafından değil. Siyasi bir dava olduğunu hepimiz biliyoruz. Evet bizim Allah'tan başka sığınacağımız hiç kimsemiz yok. Yargıya güvenmiyoruz. Yargı gerçek yargı olsaydı bu olmazdı. Her şey ispat edildi, delillerin sahteliği ispat edildi. Mahkemeye güvenmiyorum. Bu bir süreç. Bu sürecin bitmesini bekliyorum" diye konuştu. Kalabalık daha sonra sessiz bir şekilde dağıldı. Kamuoyunda 'Balyoz Darbe Planı' adıyla bilinen, emekli ve muvazzaf amiral ve yüksek rütbeli subayların da aralarında bulunduğu 365 kişinin darbeye teşebbüs iddiasıyla yargılandığı davada, geçen 21 Eylül'de 325 kişi çeşitli hapis cezalarına çarptırılmıştı. Tutukluların eş ve çocukları ile yakınları, Donanma Komutanlığı'nın ana üssünün de bulunduğu Kocaeli'nin Gölcük İlçesi'nde her cumartesi öğlen saatlerinde 'sessiz çığlık' adı altındaki protesto gösterisi yapmaya başlamıştı.