Milyarlarca dolar rezerv çok düşük rakamlardan ve çok düşük kurlardan bozuldu, piyasaya sürüldü.
Dahi ekonomistler döviz kurunun bu şekilde frenlenebileceğini sandılar. “Bu böyle giderse dolar çok kısa sürede 10 Tl’yi aşar” diyenlere dava açtılar. Onları spekülasyon yapmakla suçladılar. Sözünü ettiğim dahi ekonomistler böyle bir şeyin olmasının mümkün olmadığını tahmin ettikleri için bu öngörüde bulunanları spekülasyon yapmakla suçlayıp dava açarak hapse göndermek üzereydiler ki … Dolar onların insafına yetişti ve 10 Tl’yi aştı. Dolar onların ilk duruşmasının yapılacağı gün 10 Tl’yi aşmıştı, dün de 17 TL’yi aştı. Bugün de ekonomistleri doların 17 TL’ye çıkacağını bilememekle suçlayarak tutuklayabilirler. Alın size benden akıl! Tutuklamak için fantezi mi yok?
Şaka bir yana Türkiye artık öngörülemez bir şekilde uçurumun kenarında değil. Türkiye uçurumdan aşağıya yuvarlandı.Türkiye ekonomisinin mevcut iktidarda görevde olduğu sürece tekrar düzlüğe çıkma ihtimali yok. Bundan sonra rezervleri kalmadığı için doları suni sübvansiyonlarla ve desteklerle piyasaya para sürmekle frenleyemeyeceklerini, durduramayacaklarının da farkındalar.
Ne Oldu?
“Doların köpüğünü aldık” diye sanki müthiş bir deha gibi ortaya fikir atmış ve kur korumalı yani faizin üstüne döviz farkını ödeme garantisiyle insanların paralarını toplayan, naslarla hareket ettiğini iddia eden Erdoğan “Doların köpüğünü aldık” diye övünürken dolar Erdoğan’ın köpüğünü almış oldu. Dolar Erdoğan’ın köpüğünü aldı, köpürmüş, şişirilmiş bir başarı yerle bir oldu. Ülkenin iflas ettiği artık deklare edildi. Bu döviz kurları ile mevcut ekonomik şartların artık düzelme ihtimali yok.
Peki, bilmemiz gereken şey ne?
Bundan sonra enerjiyi satın aldığınız için, üretim yapabilmek için hammadde satın aldığınız için hatta döviz kazanabilmek için ihracat yaparken ithalat yapmak zorunda olduğunuz için mevcut kurlarla birlikte Türkiye hazinesinde açılan bu gediğin kapanma ihtimali kalmadı. Bundan sonra hep daha kötüye gidecek. Bundan sonra hep daha kötüye gideceğini jonglör gördü. Dizleri titrerken elindeki tüm topları düşürdü.
Jonglör Şimdi Ne Yapmaya Çalışıyor?
Seçime çok az bir zaman kaldığı için şimdi ipin karşısına geçene kadar yapmaya çalıştığı hamle şu: Jonglör havadan kaç tane top tutup karşıya geçerken bunu bir başarı olarak nasıl satabilirim diye düşünüyor.
Neyi kastediyorum?
Çöken ekonomiyi ekonomik verilerle, hamlelerle ve projelerle düzeltemeyeceğini anlayan AKP hükümeti yine dahiyane bir fikirle piyasaya çıktı. Kira zammı bir önceki seneden yüzde 25 daha fazla olamayacak. Diyelim ki, kira zammınız yüzde 40’tı. Bu sene kira zammı onun yüzde 50’ini geçemeyecek.
Madem yasalarla birlikte bu zamlar, enflasyon, fiyat artışları durdurulabiliyordu AKP hükümeti neden beşli çetenin dağıtımını yaptığı elektriğe aynı uygulamayı yapmıyor? Neden şeker zammını böyle sınırlandırmıyor? Neden petrol zammını bu şekilde sınırlandırmıyor? Tüm temel gıda ürünlerine böyle bir sınırlandırma getirsinler. Ne kadar güzel ucuzluğu sağlamış olsunlar. Böyle bir şey olması mümkün mü? Mümkün olabilir mi?
Ev Sahipleri Ne Yapacak?
Gücü yeten ev sahibi eline sopayı alacak kiracısını dışarı çıkarmaya çalışacak. Neden? Kirasına zam yapamıyor. Bu ülkede resmi enflasyon yüzde 80. Bağımsız akademisyenlerin açıkladığı enflasyon yüzde 160. Ev sahibi yüzde 50 zam yapacak.
Bu ne anlama geliyor?
Ev sahibinin açlık sınırına doğru gitmesi anlamına geliyor. Ne yapacak ev sahibi? iki tane mafya tutacak. Bir kira verecek, kiracısını dövdürtüp dışarıya atmaya kalkışacak. Ya da farklı bir şey yapacak. Ne olacak?
Evini yeni kiraya veren ev sahipleri “Ben zaten zam yapamayacağım, o zaman ne yapmam lazım?” diyecek. 5 milyona kiraya vereceği evi o zam farkını da koyacak ev 7 milyon diyecek. Kiracı “neden” diye soracak. Ev sahibi de “Ben sana 1 sene sonra zam yapamayacağım ki onun farkını şimdiden koymam lazım diyecek”
Yasalarla serbest piyasa yönetilebilir mi? Yasalarla yönetilen sisteme planlı ekonomi diyoruz. İdeolojik tartışmalara girmemek için daha ötesine gitmeyeyim. Ama bu serbest piyasa değil ve bunun sürdürülebilir olma ihtimali yok. Bağımsız akademisyenlerce açıklanan reel enflasyonun yüzde 160’lara çıktığı bir ülkede AKP hükümeti sadece ev sahibini frenlemeye kalkarak popülist siyaset yapmış olur. Bunun ötesine geçemez.
Geçemediğini nereden görüyoruz? Birleşmiş Milletler Raporu açıklandı. Türkiye’de 14. 8 milyon insan yetersiz besleniyor. Yetersiz beslenme ne demek biliyor musunuz? Midesini kandıracak bir şeyler yiyor. Makarna, pilav, kuru kumanya vs. Çocuklar yeterli besin alamıyor. Süt, protein vs sofrasına koyamıyor. Yaklaşık 15 milyon kişi bunlara ulaşamıyor.
AK Parti kimin partisi?
Bu veriler üzerine Metropoll insanlara güzel bir soru sormuş. Halka “ Sizce AK Parti zenginlerin ve ayrıcalıklı kişilerin mi yoksa yoksulların partisi mi” diye sormuş.
“AK Parti zenginleri ve ayrıcalıklı kişilerin partisidir” diyenlerin oranı yüzde 55
“Yoksulların partisidir” diyenlerin oranı yüzde 31.9
“Cevap yok/fikrim yok” diyenlerin oranı yüzde 13.
Bu yüzde 13’lük kesimi tanıyoruz. Yüzde 13’lük kesim bize “ AKP zenginlerin ve ayrıcalıklı kişilerin, beşli çetenin partisidir ama benim dilim varmıyor, söyleyemiyorum, reyize öyle aşığım ki ben bunu söyleyemem, şurama kadar geliyor, kan kustum kızılcık şerbeti içtim” diyor.
Tüm bunlar olurken ekonomideki kötü gidişata paralel olarak bu hafta ilginç bir hamlede bulundular. Bürokrasiden ek bütçe hazırlamasını istediler. Bu ne anlama geliyor biliyor musunuz?
Bu mevcut harcamalar bize yetmeyecek bize ek bütçe vermeniz gerek. Normalde bu cümleyi bürokratların söylemesi gerekiyor. Bürokratların “Bu hedeflere ulaşabilmemiz için bize ek bütçe lazım” demeleri gerekiyor. Büyük ihtimalle baskın seçim veya erken seçim planları masanın üstünde olduğu için para basacaklar. Bu nedenle tedbir alıyor. Önemli olan baskın veya erken seçim olursa seçimi kazanabilecek şekilde bürokrasiye para pompalamaları gerekiyor. Bürokrasiye ek bütçe talep edin demiş olmalılar.
Gazeteciler Neden Gözaltına Alındı?
Ben bunları yazarken Diyarbakır’da 20’nin üstünde gazeteci gözaltına alındı. Farklı mecralarda haber yapan gazeteciler olduğu için farklı nedenlerle yapılan bir operasyon olduğunu düşünüyorum. Bir basın merkezini basarsınız ve “bu gazetecilerin terörle irtibatı vardı” dersiniz. Bunu kısmen anlayabilirsiniz ama farklı ajanslardan farklı gazetecileri topladılar. Suriye’deki Kürt bölgesine yönelik bir askeri operasyon yapılacağının, bölgeden güçlü bir şekilde Türkiye’ye haber gelmesini ve farklı haberlerin Türkiye’ye taşınmasını önleyecek hamleler olduğunun işareti olabilir.