Türkiye’nin en temel sorunlarından biri kayıt dışı ekonomisi kontrol altına alamamasıdır veya almak istememesidir.
Bir ülke tüm ekonomik değerlerine hakim değilse, sosyal demokrasiyi kuramayacağı gibi ekonomik demokraside de sorunludur. Ekonominin tüm kuralları ile işlemediği ülkelerde demokrasiden hukuk devletinden söz etmek zordur.
Vergicilikte kayıt dışı neredeyse %40 – 50 düzeyinde. Dijital örgütlenmenin bu düzeye gelmesine ve bir süre cek – caklara rağmen naylon fatura ve kayıt dışı vergi uygulamalarında önemli bir mesafe alındığı söylenemez. Denetim elemanlarının iş yükünün hala %85’i naylon fatura incelemeden oluşmaktadır.
İşçilikte kayıt dışı
Diğer önemli kayıt dışı ise istihdam alanındadır. SGK sürekli bunu ıslah edeceğim diye cezaları arttırmaktan başka yaptığı bir şey yok. Yine cezaları %15 arttırdı. Geçen yılda arttırmıştı. Ancak Türkiye istatistik kurumunun verilerine göre (ne kadar güveneceğiz bilmiyorum ama!) halen ülkede 10 milyon çalışan kayıt dışı. Yani çalışanların %35’i. İşverenlerin kayıt dışı çalıştırdıkları her işçi için kazançları asgari ücret üzerinden hesaplandığında SGK primleri ve vergi olarak yaklaşık aylık 1.150 TL, yıllık 14.000 TL civarında.
İşverenlerin bu kazancı, devletin ise kaybıdır. Aktif sigortalı çalışan sayısı 28 milyon kişi olduğu düşünüldüğünde bunun %35’i 10 milyon kişi kayıt dışı olduğu düşünülmektedir. Kayıt dışılık üzerine ciddi şekilde gidildiğinde toplam istihdamın %2’si kayıt altına alınsa 560.000 çalışan yapar. Bu kişilerin devlete vergi ve SGK primi katkısı ise 560.000 x 14.000 = 7,8 Milyar TL yapar ki kurum açığının önemli bir kısmını karşılar.
Dolayısıyla emeklilere verilen üç kuruşun hesabının yapılmasına gerek kalmaz.
Bu işin çözümü ceza arttırmak değildir
SGK her yıl ceza arttırmanın peşinde. Asla ceza arttırılarak bu iş pek caydırılmıyor. Ceza dışı yöntemler bulunmalıdır. 2020 yılı için yine cezalar %15 arttırıldı. Cezalar asgari ücrete endeksli olarak arttırıldı. Devletin oturup istihdamı %3 – 5 puan arttırdığında elde edeceği gelir ile SGK – vergi maliyetleri %2 – 3 puan düşürdüğünde uğrayacağı kayıpları hesaplamalıdır. Fayda maliyet ilişkisini doğru kurup uyguladığında cezalara gerek kalmadan sorun çözülebilecektir.
Aslında esas mağdur sigortasız çalışan
Kayıt dışı çalışan işçi bu işte en çok zarar gören kişi. Tüm tazminat haklarından mahrum kaldığı gibi, emeklilik hakkı, sağlık güvencesi gibi haklarını da kaybetmektedir. Ayrıca işi sonlandığında işsizlik maaşından da mahrum kalmaktadır. Kayıt dışı istihdamın belki de düşünülmesi gereken en önemli boyutu sosyal sorun olan bu boyutudur.