Yıllardır yer bilimciler, jeoloji uzmanları deprem ülkesi olan yurdumuzda büyük depremlerle karşılaşacağımızı avazları çıktığı kadar bağırdılar.
Ne yönetenler, ne muhalefet ne de sivil toplum örgütleri gelmekte olan tehlikenin ayrıtına varabildiler. Bu yazıyı bilgisayarımda yazmaya başladığım sırada; bir yandan da TV ekranında canlı yayında Ceza Hukuku Uzmanı Doçent Dr. Hasan Sınır’ ın konuşmalarını dinliyorum. Anlatacağım yazı planı ansızın değişmek zorunda kaldı. Hasan Sınır 1999 depreminde yıkılan binalarla ilgili 2000 sorumlu ve yetkili kişi hakkında yapılan soruşturmalar sonucunda; ancak altı kişi için mahkûmiyet kararı verilebiliyor. Sorumlu kişilerin bir kısmı delil yetersizliğinden, bir kısmı da af kapsamına alınarak aklandı. Bir hukuksuzluk garabetidir ki, sürgit gidiyor. Hukukun yıllardan beri ağır aksak nasıl işlediğinin tipik örneği…
Ülkemizi derinden yaralayan Cumhuriyet dönemimin en büyük depremleri Richter Ölçeğine göre; 7,7 ve 7,6 ile Kahramanmaraş merkezli, Adıyaman, Diyarbakır, Hatay, Şanlıurfa, Gaziantep, Adana, Malatya, Osmaniye ve Elazığ’da illerinde mal kaybı yanında son resmi verilere göre; 40.684 can kaybı 108.000 kişi yaralı kişi olarak tespit edildi. Acı çok derin sözcükler düğümleniyor ümüğümde… Aynı acıyı Gölcük Depreminde yaşadım, bilirim sızının yürekteki yanık sesini. O kadar söz söylemek gerekiyor ki, hangi birini yazsam bilemiyorum. Duygularım paramparça…
Ülkemizde önemli depremleri hafızamızı yoklamak bakımından yazmayı yeğledim.
1- 27 Aralık 1939 Erzincan Depremi, 7,9 şiddetindeki depremde; 33.000 kişi hayatını kaybetti.
2- 6 Eylül 1975 Diyarbakır Lice Depremi, 6,6 şiddetindeki depremde; 2385 kişi hayatının kaybetti.
3- 24 Kasım 1976 Van Çaldıran Depremi, 7,5 şiddetindeki depremde; 3840 kişi hayatını kaybetti.
4- 17 Ağustos 1999 Kocaeli Gölcük Depremi, 7,4 şiddetindeki depremde 18.000 kişi hayatını kaybetti.
5- 12 Kasım 1999 Düzce Depremi, 7,2 şiddetindeki depremde 894 kişi yaşamını yitirdi.
6- 2003 Bingöl Depremi, 6, 4 büyüklüğündeki depremde 176 kişi hayatını kaybetti.
7- 23 Ekim 2011 Van Depremi, 7,2 şiddetindeki depremde 2000 kişi yaşamını kaybetti.
8- 24 Ocak 2020 Elazığ Depremi, 6,8 büyüklüğündeki depremde 41 kişi yaşamını yitirdi.
9- 30 Ekim 2020 İzmir Seferihisar Depremi, 6,6 şiddetindeki depremde 116 kişi yaşamını yitirdi.
10- 6 Şubat 2023 Kahramanmaraş Depremi, 7,7 ve ardından 9 saat sonra 7,6 şiddetindeki depremde 40. 684 kişi hayatını kaybetti. Bir deprem ülkesinde yaşanılanlar 1999 yılındaki Gölcük Depreminden sonra; yeteri kadar arama kurtarma elemanı olmayışı liyakatli kişilerin iş başına getirilmesi, yurttaşlara depreme yönelik eğitim verilmeyişi, ranta yönelik imar afları…
Netice itibarıyla Cumhuriyetin son 84 yılında depremlerde 102.000 den fazla can kaybı, yüzbinlerce yarılı yurttaşımız. Ayrıca milyar liralarca maddi kayıp. Bilime inanan bir kişi olarak, bir deprem ülkesinde alınması gereken önlemleri bilim insanları, yerel yöneticiler ve siyasi iktidar birlikte almalıdırlar. 2019 yılında çıkarılan deprem yönetmeliğine öncelikle ülkeyi yönetenlerin uyması gerekir. Ülkemiz deprem riski bakımından dünyada dördüncü sıradadır.
Depremle ilgili olarak acil olarak yapılması gerekenleri şu başlıklar altında sıralayabiliriz.
1- 2019 Deprem Yönetmeliği gereği; her deprem bölgesi için risk planlaması yapılmalıdır.
2- Deprem olduğunda ne yapacağını şaşıran yönetim beceriksizliğiyle karşılaşmamak için; AFAT ilk 1 saatte, 5 saatte, 12 saatte, 24 saate, 48 saate, 72 saatte yapılacak planların açık ve şeffaf bir şekilde belirlenmesi lazım.
3- Kesinlikle tarım alanları, deniz kıyıları, fabrikalar tarım arazilerine ve ovalara değil dağlık alanlara yapılmalıdır.
4- Müteahhitler İnşaat mühendislerinden olmalı, Kamu kuruluşlarına KPSS ile sınavla müteahhit olunmalı.
5- Deprem bölgesi illerinde acilen kentsel dönüşüm işlemlerine başlanılmalı. Bu durum yapıları yenilemek değil, yaşamı düzenlemektir.
6- Her bina için yer yapı güvenlik belgesi yaptırılmalıdır.
Kahramanmaraş merkezli depremlerde görüldü ki, acil durum analizi yapılmamış, dolaysıyla enkaz altındaki yurttaşlarımız depremden 12 gün sonra sağ kurtulanlar dahi olmuştur.
Hiçbir yönetici, hiçbir yetkili kendisini temize çekmeye kalkmasın. 1999’ da ki, 7,4 Gölcük depremden sonra ülke yönetimine gelenler derem için ne tür çalışmalar yaptılar ben bilmiyorum.
Kahramanmaraş Depremleri; sevincin ve özgürlüğün renginin dünyanın her ülkesinde aynı olduğu her enkazda görüldü. Ülke olarak bu basiretsizlik ile hepimiz öldük enkaz altında. Enkazdan çıkan her can için ölüp ölüp dirildik. Bu insani olmanın yanı sıra yurttaşımız olduğu için canımız iki kez yandı göçük altında. Kasvet depremzedelerin umutlarına, geleceğine pullaşıp yapışmadan onlara her türlü insani yardımı ulaştırmak herkesin birinci ödevi olmalıdır.