Kocaeli Valisi 4 Ocak 2018 günü Kocaeli ile ilgili yıllık uyuşturucu raporunu açıkladı.Önemli bir görevi büyük bir sorumluluk duygusu ile yerine getirdi.Gerçekten teşekküre değer bir davranış.
Ne varki ; şonuç içler acısı.2016 yılında uyuşturucu imaleden ve ticaretini yapanların miktarı 296 iken bu rakkam 2017 de % 27 artışla 377 ye çıkmış,2016 da uyuşturucudan yakalanan kişi sayısı 1.799 kişi iken 2017 de bu rakkam % 42 artışla 2.566 ya ulaşmış.2016 da tutuklu sayısı 311 iken 2017 de bu rakkam 477 ye ulaşmış,Yani kentimizdeki uyuşturucu trafiği bir facia olarak giderek artıyor.
Halbu ki ceza kanunumuzda 2014 yılında yapılan değişiklik ile uyuşturucu suçlarında verilen cezalar yaklaşık bir kat arttırıldı.Artık uyuşturucuyu parasız da olsa temin eden yada parayla satan kişiye en az SEKİZ SENE 4 AY CEZA veriliyor.
İktidar bu şekilde ceza arttırımını cinsel suçlarda da yaptı.İstatistiklere bakmadım ama cinsel suçlarda da cezaların arttırılmasına rağmen gerek ülkemizde ve gerekse özellikle kentimizde bir patlama var.
Bu çöcuklar öncelikle aile içindeki eksik sevgi, eksik denetim ve ilgi nedeniyle bu illete yakalanıyorlar.Önce aile ve sosyal politikalar bakanlığının bozulan aile yapımızın geleneksel aile yapısından kopmaması için ,çocuklarımızın aile içi eğitimle bu illete yakalanmamaları,bu illetin sağlık ile ilgili zararlarının,ağır ceza miktarlarının analtılması için çok ciddi bir çalışma başlatması gerekir.
Uyuşturucu ile ilgili bu tür eğitimlerin akabinde ana okullarında başlaması,ilk öğretimde de ileri derecede bu hususta eğitim verilmesi gerek.
Emniyet müdürlüğünün yakalama,gözaltına alma,hemen Adliyeye sevketme işlemi ile değil,önce önlem alma yöntemleri ile bunun üzerine gitmesi,bilgilerini ilgili müdürlük ile paylaşması gerekir.
Yaşı küçük çocukların uyuşturucu bulundurmalarının yada temin etmelerinin daha hafif ,hapis gerektirmeyen bir cezai müeyyide ile karşılanması ile onların topluma kazandırılmasının temini,bunun için ceza kanunurnda lehe düzenlemelerin yapılması gerekir..
Önlem alınamadığı için uyuşturucudan tutuklananların ayrı bir rehabilitasyon merkezine alınması,orada ciddi bir tedaviden geçirilmesi,özellikle küçük çocukların cezaevi dışında birimde rehabilite edilmesi,sonuçlarından emin olunması haminde denetimli serbestlik kurallarının bu suçlarda biraz daha esnetilmesi ve kişilerin topluma kazandırılması gerekir.
Uyuşturucu kullanımının tesbiti konusunda ,erken tesbitin mutlaka yapılması,aile ve sosyal politikalar bakanlığı, Emniyet müdürlüğü ve Adalet bakanlığı işbirliği ile ortak çalışma ve kurumsallaşma yoluna gitmek gerek.Uyuşturucu ile mücadelenin ilgili bakanlıklarla koordineli biçimde bir tek elde toplanması,bu birimin doğrudan başbakanlığa bağlı olarak çalışması gerekir.
Uyuşturucu gerçekten çok tehlikeli bir illettir.Aileler çocukları bu illete yakalandığında gerçekten çok büyük acılar çekmekte ve çaresizlik içinde kıvranmaktadırlar.Devletin sosyal devlet olması gereği yukarıda kısaca belirtilen hususlar konusunda bilgilendirme,eğitme,önlem alma,uyuşturucu baronlarının çalışmalarına engel olma gibi Anayasadan kaynaklanan görevleri vardır.Vatandaş devletten çare aramaktadır.Çare cezaları arttırmak değil,önlem almaktır.Tutuklama,hapsetme,cezalandırma ile ,rehalilite olmadan hiçbir sorunun çözülemeyeceği artık anlaşılmalıdır.Sosyal Devlet ilkesinin en çok hayata geçirilmesi gereken alan budur.Yoksa bu sorun giderek artacak,çocuklarımızı,gençlerimizi,yetişmiş insanlarımızı kaybetme riski ile karşı karşıya kalacağız.Çok geç kalmadan sorunun sosyal,psikolojik,ekonomik ve toplumsal boyutlarına inmek ve çare bulmak zorundayız.