Bir türlü uzağı görmeyi beceremiyoruz. Aslında elimizde yeterli sayılabilecek veriler olmakla beraber sporda ve spor eğitiminde uzak görme konusunda derin sıkıntılarımız bulunuyor. Ne Üniversiteler ne de başka eğitim kurumları bu konuda
Bir türlü uzağı görmeyi beceremiyoruz. Aslında elimizde yeterli sayılabilecek veriler olmakla beraber sporda ve spor eğitiminde uzak görme konusunda derin sıkıntılarımız bulunuyor. Ne Üniversiteler ne de başka eğitim kurumları bu konuda sorunların giderilmesi için yeni ve çözümcü yaklaşımlar getiremiyorlar.
Okullardaki eğitim sistemini bir kalemde değiştirdik. Yeni bir iş gibi algılanmasını istedik. Ama bunu uygulayan ülkelerin varlığını neden bilmek istemiyoruz? Burada dinsel eğitim verilmesi veya başka sebeplerin tartışılması gereksiz zaman kaybından başka bir şey değildir. Eleştirme yapılabilir ama spor açısından bu yaşta (66 ay) zaten sporun çoktan başlanması gereken bir iş olduğunu neden anlamak istemeyiz? Bu yaş (5,5) sporlardan biri olan cimnastik için belki de başlama yaşı geçirilmiş bir dönem olarak bilinmektedir. Bugün cimnastiğe başlama yaşı olarak 3. yaşlara inildiği görülecektir. Keza yüzme için de aynı yaş dönemi başlama yaşı olarak verilmektedir.
“Siyaset Akademisi” isimli bir programda konuşurken (TRT Türk), bu sistemin spor için bulunmaz bir fırsat olduğundan söz etmiştim. Düşünsenize, neredeyse 2 milyon öğrenci geleceğin sporcu adayı olarak örgün eğitimde karşımızda duruyor. Tam hesabını Milli Eğitim Bakanlığından almak gereklidir. Bu şans ciddi biçimde değerlendirilmelidir.
Haftada 10 saat yüzme, 15 saat cimnastik yapan çocuklardan, üstelik cıvıl cıvıl bir kitleden nasıl sporcu çıkar tahmin edemezsiniz. Ama bunun için bir irade gereklidir. Sporda başarıdan başarıya koşan ülkelerin durumu incelenmelidir. Çok zor değildir bazı önemli bilgilere ulaşmak. Yeter ki, bu konuda kendimize güvenelim. Gerisi çorap söküğü gibi gelir.
İşin başka bir tarafına baktığımızda kazın ayağı öyle kolay değildir. Bu yaş grubunda eğitim verecek eğiticilerin eğitimi sıkıntılıdır. Bir kalemde sınıf öğretmenlerinin aynı zamanda beden eğitimi öğretmeni olarak görevlendirilmesi hakkaniyet ve eğitimde eşitlik ilkesine ters bir durumdur. Binlerce Beden Eğitimi ve Spor Öğretmeni varken ve onların çoğu ne yazık ki çok gereksiz bulduğum KPSS sınavından iyi puanlar almasına rağmen görev alamazken böyle bir yola yönelmenin anlaşılması mümkün değildir.
Bunun yanı sıra Üniversitelerin Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokullarının Rekreasyon, Antrenörlük ve Yöneticilik Bölümü mezunları bu sistem içinde rahatlıkla görev alabilecekken neden hiç akla bile getirilmemiştir, bunu bir şekilde cevaplanması gereklidir.
Velhasıl, uzağı görmek gereklidir. Spor, spor eğitimi almış spor eğiticileri tarafından uygulamaya konmalıdır. Spor eğiticileri, kaynakları ne olursa olsun, genç nesillerin yetişmesinde daha aktif rol almalıdırlar. Bu işin yöneticileri, bir kenarda fakat inaktif durumda olan binlerce spor eğiticisini dikkate almalı ve onların görev yapmalarını sağlayıcı önlemleri almalıdırlar. Bu, bir millet görevidir.
2020 için hedef koymuş bir ülke, konuya her bakımdan sahip çıkmalı ve aslında dibimizde duran uzağı ışık hızı ile görebilmelidir.