TÜRMOB (Türkiye Serbest Muhasebe ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları Birliği) şuan mecliste görüşülen vergi affında yer alan matrah artırımı hususuna ilişkin görüş ve önerilerini kamuoyu ile paylaşmıştır.
Bu görüş ve önerilerde önem arz eden hususlar şöyledir.
- Matrah ve vergi artırım oranları daha önceki Kanunlara göre daha düşük belirlenmelidir. Yaşanan pandemiden pek çok kişi ve firma olumsuz etkilenmiş durumdadır. Daha çok mükellefin bu düzenlemeden yararlanabilmesi için oranların düşük tutulmasının faydalı olacağı değerlendirilmektedir. Yüksek oranlı matrah artırımı zorunluluğu, yüksek matrah beyan etmiş bulunan ve yasalara uygun davranan mükellefleri matrah artırımından caydırmakta ve bu mükellefler matah artırımında bulunmadıklarından inceleme işlemlerinin hedefi haline gelebilmektedir. Adaletin sağlanabilmesi için yüksek tutar ve oranlar yeniden değerlendirilmelidir. Bir anlamda getirilen sistem, yasalara uyanları fiilen cezalandırmaktadır. Dolayısıyla vergi uyumlu mükellef uygulamasına benzer şekilde, şekilde geçmiş dönemde ilave vergi tarhı ve vergi cezasına muhatap olmamış mükelleflere azalan oranlı bir matrah artırım tarifesi uygulanması düşünülebilir. Bu mükellefler için matrah artırım tutarları %50 indirimli uygulanabilir. Aynı düzenleme işletme kayıtlarının düzeltilmesi uygulaması için geçerli olabilir.
- Vergiye uyumlu mükelleflere tanınan 5 puan indirimin artırılması gerektiği değerlendirilmektedir.
- Özellikle 6111 ve 6736 sayılı Kanunlarda yer almayan ancak 7143 sayılı Kanunda yer alan borcun ödenmemesi halinde matrah artırımı hakkının kaybedilmesi sonucu doğuran uygulama pek çok sorunu beraberinde getirmektir. Matrah artırımından doğan vergilerin Kanunda belirtilen şekilde ödenmemesi halinde, ödenmeyen vergi tutarları ilk taksit ödeme süresinin son günü vade kabul edilerek 6183 sayılı Kanunun 51 inci maddesine göre gecikme zammıyla birlikte takip ve tahsil edilmekte; ancak madde hükmünden yararlanılamamaktadır. Çeşitli sebeplerle matrah artırımı borcunu ödeyemeyen mükelleflerin, borçlarının 6183 sayılı Kanun’a göre takip edilmesi ancak matrah artırımının sağladığı hakların elinden alınması vergi adaleti ilkesini de zedelemektedir. Bunun yerine Matrah artırımında bulunan ancak borçlarını ödemeyen mükellefler açısından matrah artımı hükümlerinden yararlanılamayacağına ve tarh zaman aşımının uzayacağına ilişkin düzenlemede bulunulabilir.
- İndirimli kurumlar vergisinden yararlanan mükellefler için matrah artırımlarının da ilgili yıl beyannamelerinde yararlandıkları indirimli oran üzerinden ödenmesi imkanı getirilmelidir. İndirim oranı %100 olan mükellefler asgari matrahlar üzerinden vergi hesaplamalıdır. Aksi halde teşvik kapsamında yatırım yapan mükellefler, cezalandırılmış olmaktadır. Örneğin istisna, indirim veya zarar mahsubu nedeniyle matrah çıkmayan işletmeler Kanunda belirlenen asgari hadler üzerinden matrah artırımından yararlanma hakkına sahip ilen yatırım teşvik belgesi kapsamında indirimli kurumlar vergisi uygulamasından yararlanan mükellefler ise matrah oluşumu nedeniyle yüksek tutarlarda matrah artırımı yapmak zorunda kalmaktadırlar. Bu adaletsizliğin giderilmesi adına indirimli kurumlar vergisi uygulamasına tabi mükellefler için gerekli düzenlemelerin yapılması gerekmektedir.
- ÖTV ve damga vergisi yönünden vergi artırımı düzenlemesi yapılmalıdır.
- Matrah ve vergi artırımlarından yararlanan mükelleflerin sonraki döneme devreden KDV’leri de dahil olmak üzere hiçbir nedenle incelenemeyeceği ve düzeltme yapılmasının istenemeyeceği Kanun hükmü olarak düzenlenmelidir.
Bilindiği üzere önceki düzenlemelerde matrah artırımı sonrası taksitlerin düzenli ödenmesi zorunluydu. Aksatılması durumunda ödenmeyen matrah artırım tutarlarına dayalı vergiler yine tahsil ediliyor ancak mükellef hakkını kaybetmiş oluyordu.
Bu nedenlerle dileriz ki mecliste bu konuda TÜRMOB önerileri dikkate alınır.