Başlıktaki sorunun cevabı uzunca bir süredir tüm Dünya ekonomi çevrelerinde çeşitli şekillerde verilmeye çalışılıyor.
Son olarak Davos’ta Türkiye göçmeni, AB D. de Chobani markasıyla gıda sektöründe büyük başarı yakalamış Hamdi Ulukaya, ses getiren önemli bir konuşmaya imza attı. Chobani shares isimli hisse paylaşım uygulamasını başlatarak, 2 binden fazla çalışanını kâr paylaşımı yoluyla şirket ortağı yapan ve şirketinde yeni bir büyüme modeli geliştiren Ulukaya, ‘’BAŞARI PAYLAŞILDIKÇA BÜYÜYOR’’ dedi.
Mevcut haliyle kapitalizmin insanlara mutluluk sağlamadığını, olağanüstü gelir dağılımı adaletsizliğinin yaratıldığını, örneğin ABD. de 2015 yılında toplam gelirin yarısını nüfusun en zengin % 10’luk kesimin elde ettiğini verilere dayanarak açıkladıktan sonra, Özel sektörün gelir ve varlık eşitsizliği sorununa cesur ve kararlı bir şekilde çözüm üretmesinin kendi geleceği açısından zorunluluk olduğunu ifade etti.
Her şirketin çalışanları ve toplum için daha fazlasını yapmaya çabalamaları gerektiğini, ancak mevcut rekabet koşulları içersinde genç bir teknoloji şirketinde bunun mümkün olabileceğini fakat imalat sanayinde faaliyet gösteren şirketlerde neredeyse imkansız olduğunu kabullendiğini belirterek; çözümün sektörel farklılıklara dayalı olarak aranması gerekebileceğini belirtti.
‘’Bu çabalar gösterilmediği taktirde, gelir dağılımındaki adaletsizlik sonucu milyonlarca insan kendini çaresizliğe terk edilmiş hissetmeye devam edecektir ve sosyal çalkantılar kaçınılmaz olacaktır’’ uyarısında buluındu.
Sebebi ne olursa olsun, kapitalizmin sorunlara çare araması, Dünya barışı ve insanlık adına umut vericidir.
Ancak; yine başlıktaki ‘’VİCDANLI KAPİTALİZM OLUR MU?’’ sorusuna dönecek olursak, neo liberal finans kapital’in destekleyicileri, sadece kâr maksimizasyonunu hedeflediklerinden, ortaya çıkan sorunları kendi bakış açılarıyla değerlendirmeye devam ediyorlar. Kısaca söyledikleri şu:
‘’Ekonomi’de zaman zaman balonlar oluşur. Son 2008 yılındaki küresel ekonomik kriz de böyle algılanmalı. Türev finans piyasalarındaki dalgalanma, ekonomide balonlar yaratmıştır ve bunlar süreç içersinde kendilerini düzelteceklerdir. Hep böyle olmuştur, ve olmaya da devam edecektir.’’
Bu yaklaşım, sosyalist ekonomik modelin çökmesi sonucu, uygulanabilir tek ekonomik model olarak serbest piyasa modelinin en acımasız, vahşi ve küstah halinin dayatılmasını ortaya koymaktadır.
Davos’ta dile getirilen ise, farklı bir yaklaşımı öne çıkartıyor.
Bir başka görüşün sahipleri ise; kapitalizmin iyileştirilmesi çabalarının bir işe yaramayacağını, ‘’VİCDANLI KAPİTALİZM’’ diye bir çözüm üretilemeyeceğini, zaten buna ihtiyaç da olmadığını öne sürerek, Reel sosyalizmin er veya geç tüm dünyada uygulanabilir hale geleceğini dile getiriyorlar.
Benim görüşüm ise; insan ömrünün kısıtlı olduğu, insan mutluluğu için beklemeden yapılabilecek her türlü iyileştirmenin kabulüm olduğu şeklindedir.
Arka planda başka hesaplar olduğunu falan düşünmeden, ‘’Vicdanlı kapitalizm’’ olabiliyorsa olsun diyorum.
Sınıfsız ve sömürüsüz bir dünya hayalimi muhafaza ederek, insanlık adına çaba gösteren her kişi ve kuruma da derin saygı duyuyorum.