Kırkpınar Yağlı Güreşlerin sürekli davet edilir ancak bir türlü fırsat bulamaz, gidemezdim.
Daha sonraki davetlerde, “Söz veriyorum, Altı Yüz Elli’ncisinde geleceğim” demiştim. Nitekim o yıl Trakya Üniversitesi bir kongre düzenledi ve konuşmacılarından biri olarak orada bulundum. Hem konuştum hem dinledim hem de güreşleri izledim.
Kırkpınar, eşi olmayan bir organizasyon. Yağlı güreş ise hemen her beldede sevilerek yapılan bir aktivite. Bu güreşleri sanki bir festivalin bir parçası olarak görmemeliyiz. Bu sporu yapanların çok ciddi bir hazırlık dönemi geçirdiklerini bilmek zorundayız. Nasıl diğer sporlarda, hazırlık, müsabaka ve geçiş sezonları oluyorsa bu sporda da benzer uygulamalar yapılmaktadır. Bu spora sponsor olanlar ciddi rakamları karşılamaktadırlar.
Benim yaşadığım bu bölgede şu sıralar neredeyse her hafta sonu bir başka yerde yağlı güreş müsabakaları yapılmaktadır. Geçenlerde bir hafta sonu İzmit’ten çıkıp, Körfez, Tuzla, Pendik üzerinden ara yollardan Sultanbeyli bölgesine vardım. Oralardaki afişlerin tamamında Yağlı Güreş duyuruları gördüm. Buralarda ise Kartepe, Taşköprü, Seka Park yağlı güreşlerini gazetelerden takip ettim. Arada birkaç telefon konuşması yaparak bazı arkadaşlarımdan yorumlarını aldım.
Bir ay kadar önce Düzce’deki faaliyetleri izledim. Orada Başpehlivan Recep Kılıç hocamızın gayretlerini bizzat gördüm. Antalya’da ve daha birçok ilimizde yağlı güreş karşılaşmaları düzenleniyor. Bu sporun bu kadar çok seveni ve takip edeni varsa neden bağımsız bir federasyon olarak kurulmuyor?
Benim görüşüm, artık bu sporun ayrı bir federasyon çatısı altında bir araya gelmesi ve bağımsız şekilde yağlı güreş faaliyetlerini sürdürmesidir? Çeşitli sınıf ve kategorileri olması, yüksek düzeyli bir izleyici sayısına sahip olması, güzel bir faaliyet takvimi yapılmasıyla çok daha ilgi görecek bir spor olacaktır. Artık sosyal medyanın da var olması, belki de özel bir güreş kanalının devreye girmesi ile bu sporu yapacak Üniversiteli gençler de çıkabilecektir.
Burada benim tanıdığım ve bu konuda çok hizmet vermiş olan, bu sporu olağanüstü derecede seven ve de yapan bir büyüğümüz var, adı Adnan Bilgiç… Kendisi Büyükşehir Belediyesi bünyesinde görev yapıyor. Yağlı güreşler için çok özel bir tesis de kazandırmıştır. Onunla derhal görüşülmeli, deneyimleri değerlendirilmelidir.
Karamürsel bölgesi ve İzmit’in kuzey batı bölgesinde çok başarılı yağlı güreş yetenekleri kendilerini sergileyecekleri müsabakaların yapılmasını sabırla beklemektedirler.
Kuşkusuz bunların yanı sıra, hızla yağlı güreş antrenörü ve hakemleri de yetiştirilmelidir. Cazgır eğitimi ayrıca ele alınmalı, davul zurna ekipleri daha otantik ve geleneksel olarak eğitilmelidir. Bunların dışında, yağlı güreş alanları çimleri ve bakımı yanında kullanılan yağın dansitesi standart hale getirilmelidir. Kıspet derileri bakımdan geçirilmeli, güreşçiler için yeni modeller üretilmelidir.
Yağlı güreşin en önemli özelliği sırtın yere getirilmesi sonucu karşılaşmanın sona ermesidir. Bu bazen çok uzamaktadır. Üzerinde çok tartışılan bir konu olduğunu biliyorum. O zamanki kongre esnasında Ali Gümüş ile saatlerce sohbet etmiştim. Bir sonuca varamadık. Ama çok ilginç görüşleri vardı. Modern çağın trendleri ve televizyon gerçeğini görmezden gelemeyiz. Bu konuda farklı görüşlere sahip halkla ilişkiler uzmanlarından faydalanmak gerekebilir.
Yağlı güreş Anadolu’nun vazgeçilmez geleneklerinden biridir ve korunmalıdır. Futbola, Basketbola, Voleybola takılıp kalmayalım. Arada, bu türden sporlarımıza ilgi gösterelim, yağlı güreşin federasyonlaşmasına katkıda bulunalım.