Sizin ülkenizde gayri resmi bilim adamlarının ölçtüğü enflasyon yüzde 170’e sizin emrinizle açıklanan enflasyon oranı yüzde 80’lere çıkmış olsa, işsizlik tarihi rekorlar kırmış, pahalılık ayyuka çıkmış olsa
Sizin ülkenizde gayri resmi bilim adamlarının ölçtüğü enflasyon yüzde 170’e sizin emrinizle açıklanan enflasyon oranı yüzde 80’lere çıkmış olsa, işsizlik tarihi rekorlar kırmış, pahalılık ayyuka çıkmış olsa, dış politikada iflas etmiş olsanız çevrenizdeki tüm ülkelerle aranız açılmış olsa …. Listeyi çoook uzatabilirim. Her şeyi bir kenara bırakıp “Başörtüsüne özgürlük getireceğiz” diye ülke gündemini değiştirmeye cesaret edebilir miydiniz? Edemezdiniz değil mi?
Ülke alev alev yanarken ortada işleyen tek bir kurum kalmamışken, ülkesi kara para aklamada teröre destek veren ülkeler listesinde gri listeye kadar düşmüş, yolsuzluk endeksinde, hukukun üstünlüğü endeksinde, demokrasi endeksinde diktatör rejimlerin sadece hemen üstünde duran bir yere çakılmış bir ülkeniz olsaydı “Başörtüsüne özgürlük getireceğiz” diye anayasa maddesi teklifi vermeye cesaret edebilir miydiniz? Edemezdiniz!
İşte cumhurbaşkanımız bu kadar cesur bir adam. Halka ne satacağını çok iyi bildiği için, halkın seviyesini, çapını, siyasi okumalarını çok iyi bildiği için Erdoğan bunu yapabiliyor. Emin olun, şu anda siyasette olan liderlerden hiçbiri ülkeyi bu kadar batırdıktan sonra, ekonomisini, demokrasisini, hukukunu, medyasını aklınıza gelebilecek en önemli temaları, kurumları bu kadar batırdıktan sonra, “Ben ülke gündemini değiştireyim, çatışma oluşturayım, bu çatışma üstünden bir referanduma gideyim, seçimi de bununla belki örterim, tekrar seçilirim buradan çıkarım” hesabını yapamazdı.
Erdoğan’da inanılmaz bir hırs var, inanılmaz bir azim var, tekrar seçilmek, iktidarda olmak, kutuplaştırmak, halkı yatırıp kaldırmak, germek, halkın sinir uçlarıyla oynamak üstüne bırakın üniversite diplomasını ordinaryüs profesörlere kepini ters giydirecek üstün meziyet ve yetilere sahip.
Bu başörtüsü taslağı ve LGBT karşıtlığı taslağı anayasa maddesi teklifi ne anlama geliyor?
Bugünden sonra hükümetin emrinde olan tüm kanallarda sadece başörtüsü zulmü ve geçmişte yaşanan sorunlar, ajitasyon vs konuşulacak. “Başörtüsü nedir dinin emri midir, karşı çıkanlar neden karşı çıkıyor” gibi konuları dört beş tane “muhafazakar İslamcının” ortasına güya seküler değerleri savunan asıl görevi ortamı germek olan bir tane yarım akıllı katılacak ve ondan sonra top çevrilecek. Yani çok suni bir şekilde bundan sonra gündem yapılmaya ve o yönde tartışmaların yapılmasına dikkat edilecek.
Buraya Nereden Geldik?
Kemal Kılıçdaroğlu “Gelin bir kanun teklifiyle bunu somutlaştıralım ve siyasetin tartışma konusu olmaktan çıksın” dedi. İktidar partisinden normalde ne beklersiniz? Şu anda başörtüsü özgürlüğü iktidar partisinin cezaevine gönderdiği bir Yargıtay üyesinin aldığı kararla sağlandı. Yani bu olayı ülke gündeminden çıkartan aslında meclis değil Yargıtay’daki bir yetkiliydi ve iktidar partisi de onu terörist olmakla suçlayarak cezaevine gönderdi. İşin özeti, hikayesi bu. İktidar partisinin amacı başörtüsüne hizmet etmek, ona hizmet edenlere hizmet etmek filan değil. “Ben ne kadar bunu siyasetin bir nesnesi olarak kullanabilirim, bunun üstünden gerginlik oluşturup bir seçim daha kazanabilir miyim?” İktidar partisinin derdi bu.
Kılıçdaroğlu Bunu Gündeme Getirerek Hata mı Yaptı?
Kılıçdaroğlu Erdoğan’ın sahasına girmemesi gerektiğini bence öğrenmiş olması gerekiyordu. Başlangıçta bana da mantıklı gibi gelmişti. Başörtüsünü seçimlerin bir enstrümanı olmaktan çıkartmaya çalışan bir hamle olduğunu düşünmüştüm. Görüyoruz ki iş buraya kadar geldi. Bakalım referandum çoğunluğunu yakalayabilecekler mi? Eğer muhalefetten fire olur da referanduma giderlerse Erdoğan bundan sonra ekonomi vs konuşmaz. Başörtüsünü parti broşürü haline getirir, meydan meydan gezer ve seçim sürecini referandum üstüne kurgulayıp seçim kazanmaya çalışır.
Türkiye’de Evlilik Birliği
İktidar partisi başörtüsüyle ilgili anayasa değişikliği maddesine şunu da eklemiş. “Evlilik birliğinin bir kadınla bir erkek arasında olan ikili bir müessese olduğunu ekliyoruz” demiş. Mevcut şartlar altında Türkiye Cumhuriyeti’nde bir kadınla kadının bir erkekle erkeğin evlenebildiği bir örnek var mı ki iktidar partisi bunu anayasa ile yasaklamaya çalışıyor? Böyle bir örneğe şahit oldunuz mu? Türkiye’de mevcut yasalara göre böyle bir evlilik oldu mu şimdiye kadar?
Bu kişiler bu madde üzerinden ahlak pazarlamaya çalışacaklar. Hangi adamlar? Ensar Vakfı’ndaki sapıklıklara “Bir kereliğine bir şey olmaz,bu kurumları yıpratmamak lazım” diyen kişiler. Oraları teftiş etmeyen kişiler.
Altı Yaşında Bir Kız Çocuğu
Şu anda en güncel tartışma ne? Altı yaşında kız çocuğuna gelinlik giydirip evlendirmişler. Bu bildiğiniz katıksız pedofili. Bu tür olayların üstüne gitmeyen kişiler ona buna ahlak pazarlamaya çalışacaklar. İktidar partisi bu yaptığı değişikliğe gerekçe olarak çürüme ve sapkınlığa karşı tedbir almayı göstermiş.
Ben bu iktidar partisi kadar çürüyen, sapkınlıklara görmezden gelen ikinci bir iktidar partisi görmedim. Bir önceki aile bakanı “Bir seferden bir şey çıkmaz” demişti. Mevcut aile bakanı bu tartışmalar için “Kadına şiddet, çocuk istismarı siyasetin konusu değildir” demiş.
Neyin konusudur? Müge Anlı’nın konusu mudur? Bunlar siyasetin konusu değilse, neyin konusu? Yurtdışında toplumsal kadın hareketleri oldu, kadınlar bu haklarını alabilmek için ülkelerini yerden yere vurdular. Siyaset tam da budur. Kadın haklarıdır, çocuk hakkıdır, emekçi hakkıdır, kul hakkıdır.
Aile bakanı bundan başka “İstismar tartışmaları son derece insani, her zeminde her toplumda karşılaşabilecek meseleler” demiş. Hangi toplumda altı yaşındaki çocuğa gelinlik giydirip evlendiriliyor? İktidar partisinin başka toplumlarda dediği şeyler sapıklık olarak algılanıyor ve sapık olarak yargılanıyorlar.
Bir aile töreni ile altı yaşındaki çocuğa gelinlik giydirip evlendirmenin dünyanın kaç toplumunda normal görüldüğü ve bir aile bakanı tarafından normalleştirilmeye çalışıldığını bana söyleyebilir misiniz? Yoktur demiyorum ama “Batıda da böyle şurada da böyle oluyor” gibi saçma sapan illüzyonlarla bu tür hazmedilmesi imkânsız olan şeyleri topluma yutturmaya çalışıyorlar.
İktidar partisi ahlakı ve dini korumak istiyorsa önce istatistiklere baksın. “Bizim iktidarımız döneminde gençler neden dinden uzaklaşıyor? Gençlerin neden dinle imanla hiçbir ilgisi kalmamaya başladı? Hepsi bizim üstümüzden din okuması yapıyor da hata mı yapıyoruz” diye kendine sorması gerekiyor.